‘Üç Beş Kodaman Daha Fazla Para Kazanacak Diye Oğlumu 18 Kemik Aldım’

Sakarya'daki havai fişek fabrikasında 7 işçinin öldüğü patlamanın davası bugün görülüyor. Patlamada oğlu Halis Yılmaz'ı kaybeden Muammer Yılmaz, Sakarya Baro Başkanı’na ve MÜSİAD Başkanı’na seslenerek: “Üç beş kodaman daha fazla para kazanacak diye oğlumu 18 kemik aldım” dedi.

SAKARYA – Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda 7 kişinin hayatını kaybettiği, 128 kişinin de yaralandığı patlamaya ilişkin açılan davanın üçüncü duruşması görüldü.

Sakarya’nın Hendek ilçesinde Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’ndaki patlamaya ilişkin açılan davanın üçüncü duruşması Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Ferizli ilçesinde bulunan cezaevi kampüsündeki salonda görülüyor. Duruşmada, fabrika sahiplerinden Yaşar Coşkun, Asiye Angın, Erşan Öztürk ve Hasan Ali Velioğlu tutuklu yargılanıyor. İş Güvenliği Uzmanı Aslı Bozkurt ise tutuksuz yargılanıyor.

Evrensel’de yer alan habere göre; tanıklar ve eksik kalan müştekilerin dinlendiği duruşma öncesi açıklama yapan Hendek Davası Avukatlarından Can Atalay ve Gülşen Uzuner, “Çalışırken ölmek kader değil, fıtrat değil. Bunu engelleyebiliriz” dedi.

‘SABOTAJ İDDİASI BİLDİRİLMEDİ’

Patron Yaşar Coşkun ikinci duruşmada, fabrika hakkında 2008-2009 yılları arasında “Sabotaj iddiası”nı öne sürmüştü. Hatta ihbarda bulunduğunu ifade etmişti. Hendek Kaymakamlığı ve Sakarya İl Emniyet Müdürlüğüne bu iddia soruldu. Bugünkü duruşmada sorulan sorulara gelen yanıtta, böyle bir sabotaj iddiasının bildirilmediği söylendi.

Ardından tanık ve müştekilerin ifadesi alındı.

‘ALİ RIZA COŞKUN HER ZAMAN FAZLASINI İSTERDİ, YAPTIĞIMIZ İŞİ BEĞENMEZDİ’

Müşteki Emel Şengül, “Volkan bölümünde çalışıyordum. Patlama anında oradaydım, sol kolumdan yaralandım. İlk patlamada içerideydim, ikinci patlamada kendime geldim. İkinci patlamanın ardından kendimi dışarı attım. Yaşar Coşkun, Ali Rıza Coşkun ve Erşan Öztürk’ten şikayetçiyim” dedi.

Tekerlekli sandalye ile duruşma salonuna gelen Rıdvan Yarin, “Ben fabrikada işçi değilim. Patlama anında caminin yanında bankın üzerinde uzanmıştım. Patlamanın etkisiyle cam patladı, üzerime düştü. Kimseyi tanımam ama şikayetçiyim” dedi.

Kıymet Narat, “Patlamanın gürültüsüyle çatı üstümüze indi. Oradan uzaklaştık, ormanlık alana gittik. Emirleri Erşan Öztürk’ten alırdık. Onun dışında Hasan Ali Velioğlu yetkilisi her şeyde söz sahibiydi. Erşan Öztürk’e talimatları o verirdi. Ali Rıza Coşkun her zaman fazlasını isterdi, bizim yaptığımızı beğenmezdi. 100 koli istiyordu, yapamayacağımızı söylüyorduk 80 koli olsun diyordu” dedi.

‘BASKI ÇOKTU’

Son dönemde çok baskı olduğunu belirten Narat, “Hasan Ali Velioğlu istenileni yapamadığımızda ‘Ali Rıza Ergenç Coşkun’a cevabını verirsin’ diye bizi tehdit ediyordu. Son zamanlarda çok bulanmıştım. Öncesinde bu kadar yoktu. Hasan Ali Velioğlu ve Ali Rıza Ergenç Coşkun’un baskısı çoktu” dedi.

Bunun üzerine Ali Rıza Ergenç Coşkun “Benim baskı yaptığım söylendi. Günlük çıkartılan iş sayısı ne kadardı” diye sorunca Kıymet Narat, “Son zamanlarda Ali Rıza Ergenç Coşkun fabrikaya geliyordu. Bazen idari binaya çağırıp uyarıyordu, bazen de Hasan Ali Velioğlu aracılığıyla baskı yapıyordu” diye konuştu.

Patron Yaşar Coşkun, “Torpil bölümünde patlama oldu mu, patlama baskı sonucu mu oldu” diyerek kendini savundu.

‘MALLAR KIZIŞIYORDU’

10 yıldır fabrikada çalışan işçilerden Emine Baycan da “Fabrikada en son çıkanlardan biriyim. Bir şeyler yapabilirim diye son ana kadar kaldım. Yıllık izni bile Hasan Ali Velioğlu’ndan isterdik. Karışımlarla alakalı Erşan Öztürk sürekli uyarırdı. Muskayı Erşan Öztürk ilk bana getirdi, ‘Ne kadar üretiriz’ dedi. Ben çok korkuyordum o kimyasalı kullanırken. Hatta psikolojik destek almaya başladım. Mallar kızışıyordu. Bazı arkadaşlar ‘Korkuyoruz, söyledik oralı olmadılar’ dedi. Muskalar kuruması için güneşe serilmişti. Depoda buhar oluşmuş, tekrar kuruması için güneşe serildi” diye konuştu.

‘MUSKALARIN GÜNEŞE SERİLDİĞİNİ BİRİMLERİ GEZERKEN GÖRDÜM’

Verilen aranın ardından tanık beyanlarına geçildi. Tanık Tuğba Karabulak, “Fabrikada 2018 yılından bu yana tehlikeli madde danışmanı olarak çalışıyor. 2014 yılında sorumlu müdürlüğü bıraktım, kimyager olarak çalıştım. Üretim talimatları Hasan Ali Velioğlu, Yaşar Coşkun ve Ali Rıza Ergenç Coşkun tarafından veriliyordu. Sorumlu Müdür Asiye Angın ve Ahmet Çağırıcı idi ama pek bir yetkileri yoktu açıkçası. Asıl yetki Hasan Ali Velioğlu’ndaydı. Ahmet Çağırıcı Çin tekniker ile beraber çalışıyordu. Çin Mahallesi’ndeydi. Asiye Angın ise yukarıdaki bölümlerle ilgileniyordu. Çin Mahallesinde havai fişek ham maddesi üretiliyordu diye bilirim. Barut üretimi hakkında gördüğüm ya da bildiğim bir durum yok ama Çinli tekniklerin yaptığı bir barut vardı. Literatürde bilinen barut değildi bu. Çinli ustanın verdiği formülü bu. Dışarıdan da barut alınıyordu, üretimde kullanılıyordu” dedi.

Karabulak, “Muska üretiminde sıkıntılar yaşandığı Erşan Öztürk ve Hasan Ali Velioğlu’na iletildi. Muskaların güneşe serildiğini birimleri gezerken gördüm. Bu durumun tehlike arz edilip edilmediğini bilmiyorum. Benim iş tanımın tehlikeli madde güvenlik danışmanı. Denetimler öncesi bilgiler fabrikaya zaman zaman geliyordu. Resmi olup olmadığını bilmiyorum. Bu bilgi bazen Hasan Ali Velioğlu’ndan geliyordu. Onların nereden duyduğunu bilmiyorum. Fabrikada çalışan emekli polis memuru Fikret bey de bu bilgileri veriyordu. Erşan Öztürk bazı durumlarda işten çıkarma talebinde bulunabiliyordu. Ürünlerin üzerinde etiketlerim yapılıp yapılmadığını kontrol ediyordum. Dünyada barut üretim formülleri bellidir. Ancak fabrikada Çin Mahallesi’nde üretilen barutun formülü farklıydı. Bu formülü bilmediğimiz için Yaşar Coşkun’un istediği maliyet hesaplamasını da yapamazdık” diye konuştu.

‘BİR KERE DENETİME GELDİKLERİNİ GÖRDÜM’

Tanık Ayfer Cerrah ise “2011’den bu yana çalışıyordum. Denetim bölümünde çalışıyordum. Patlama olduğu gün fabrikada değildim. Üretim talimatları Hasan Ali Velioğlu ve Erşan Öztürk’ten alıyordum. Sorumlu Müdür olarak Hasan Ali Velioğlu’nu biliyorum. Muska üretiminin 10-15 gün sonrası koku gelmeye başladı. Ben tek başıma 30-40 koli jelatinliyordum. Muska kokmaya başladı, ben bunu Erşan Öztürk’e söyledim, aldırış etmedi. Yanıma gelmediler, ben çok korktum. Daha sonra Hasan Ali Velioğlu geldi, ‘Tuvaletler kokuyor, lavaboların suyunu açın’ dedi. Kutu içinde jelatin erimiş, insan bir dikkat eder. Daha sonra bu muska denilen şeyler güneşe serildi. Denetim öncesi Erşan Öztürk geliyor, söylüyordu ama ben 1 kere denetime geldiklerini gördüm, benim bölümüne uğramıyorlardı. Hasan Ali Velioğlu baskı yapıyordu” diye belirtti.

‘BASKI KURMA SÖZ KONUSU’

Katılan tanıklardan Suzan Deniz ise “Her şey usulüne uygundu’ diyorlar ama değil, her taraf hata doluydu. Ben her şeye rağmen işime sarıldım, yeter ki işim olsun diye” dedi.

Müşteki vekili Avukat Can Atalay da “Ali Rıza Ergenç Coşkun tutuksuz yargılanıyor. Geçen duruşmadan bu yana dışarıda şikayetçilerin şikayetlerinden vazgeçmesi için neler yaptı? Salonda insanların konuşmalarına dikkat etmesini söyledi. Tanıklara müdahaleyi görüyorsunuz. Baskı kurma durumu var” diye konuştu

‘İŞÇİ CANI ÇOK UCUZ, DOSYADA BUNU GÖRDÜK’

Patlamada dayısı Seyfi Çanakçı’yı kaybeden ve davaya müdahil olan avukat Gülşen Uzuner, olayda birçok kişinin sorumlu olduğunu savunarak, “Bu celsede eksik kalan müştekilerin ifadeleri ve mahkemenin çağırdığı tanıklar dinlenecek. Bilirkişi raporu henüz dosyaya gelmedi. O yüzden duruşma büyük ihtimalle ertelenecek. Biz bu dosyaya ilişkin ilk iki celsede hep şunu söylemiştik. İşçi canı çok ucuz, bu dosya bunun çok net görüldüğü bir dosya. Hiçbir önlem alınmamış ve bu çalışma biçimi devam ettirilmiş. O nedenle kasıt düzeyinde bir durum var bu dosyada. Dinlenen müştekilerden ve dosyadaki belgelerden bunu çok net görüyoruz. Buna ilişkin bilirkişi raporunu bekliyoruz” dedi.

PATRON DURUŞMADA ‘FENALAŞTI’

Duruşma sırasında müştekilerin ifadeleri alınırken, tutuksuz sanık fabrika sahibi A.R.E.C., mahkeme heyetine kendisini iyi hissetmediğini söyledi. Bunun üzerine duruşmanın yapıldığı cezaevi yerleşkesinde bulunan salona sağlık ekibi istendi. Salona gelen sağlık ekibi eşliğinde yürüyerek, ambulansa götürülen A.R.E.C., hastaneye kaldırıldı.

SORUMLU MÜDÜR İLE GENEL USTABAŞI TAHLİYE EDİLDİ 

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan fabrika sahibi Y.C. ile fabrika müdürü ve sorumlu ustabaşı H.A.V.’nin tutukluluk hallerinin devamına karar verirken, fabrika sorumlu müdürü A.A. ile genel ustabaşı E.Ö.’nün yurt dışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla tahliye edilmesine karar verdi.

Tutuksuz yargılanan fabrika sahibi A.R.E.C., sorumlu personel A.Ç. ve iş güvenliği uzmanı A.B.nin tutuksuz yargılanması devam edilmesine karar verildi. Duruşma 13 Eylül gününe ertelendi.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
k_zg_n
Kızgın
0
_a_rm_
Şaşırmış
https://devrimcidusun.org/wp-content/uploads/2021/04/1.png
Giriş Yap

Devrimci Düşün Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!