İSTANBUL – Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası (Öğretmen Sendikası), “Taban maaş hakkı, Belirli İş Sözleşmesi’nin iptali, Eğitim ve Güzel Sanatlar İş Kolunun oluşturulması, özlük haklarının kamu ile eşitlenmesi” talepleriyle İstanbul’dan Ankara’ya Büyük Öğretmen Yürüyüşü’nü başlattı.
Sendikanın Kadıköy’deki genel merkezinin bulunduğu cadde, polis tarafından ablukaya alındı. Yürüyüşe katılan çok sayıda eğitim emekçisi, davul zurna eşliğinde halaylar çekerek, ablukanın kaldırılmasını bekledi.
Öğretmenlerin taleplerini içeren ve “Öğretmenlerin talepleri duyulsun, Milli Eğitim Komisyonu acil olarak toplanmalı” yazılı pankartlar taşıyarak açıklama yapıldı. Öğretmen Sendikası MYK üyesi ve Örgütlenme Sekreteri Hüseyin Aksoy basın metnini okudu. Protestoya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) temsilcisi Kezban Konukçu ile birçok sendika temsilcisi katıldı.
‘EŞİT İŞE EŞİT HAK EN TEMEL İNSAN HAKKIDIR’
Aksoy, özel sektördeki eğitim emekçilerin haftada 45 saati aşan yoğun iş yükü altında neredeyse ezilme durumunda olduklarını, asgari ücret seviyesinde ya da daha düşük maaşlara mahkum edildiklerini ve belirli süreli sözleşmelerle işsizlik korkusuyla baskı altında tutuldiklerini ifade etti. Ayrıca, sendikal faaliyetlerinin engellendiği, örgütlenme haklarının kısıtlandığı ve mesleki saygınlıklarının sürekli istismar edildiğini belirtti. “Kurumlar, yaz aylarında öğretmenlere maaş ödemek istemediklerinden yıllık sözleşme bile yapmıyorlar. Ücretsiz izin tehdidiyle öğretmenler açlık ve belirsizlikle karşı karşıya bırakılıyor” dedi. Aksoy, kurs merkezlerinde zorla istifa dilekçeleri imzalandığını, tam zamanlı çalışan öğretmenlerin hukuksuz bir şekilde geçici pozisyonlara atandığını ve bu durumun anayasal haklarının ihlali olduğunu vurguladı. Aksoy, “Eğitim emekçileri arasında bu durumu daha da derinleştiren büyük eşitsizlikler var; özel sektör öğretmenleri ile kamu öğretmenleri arasında maaş, izin, sözleşme ve özlük hakları konusunda korkunç farklar bulunmaktadır. Oysa biz aynı eğitimi veriyoruz, aynı toplumu inşa ediyoruz. Biliyoruz ki: Eşit işe eşit hak en temel insan hakkıdır” diye ekledi.
‘TALEPLERİMİZİ ARTIK DUYUN’
Aksoy, talepleri hatırlatarak Meclis Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’na şu çağrıyı yaptı: “Artık bu meseleler göz ardı edilemez. Biz sadece bir meslek grubunun değil, bu ülkenin eğitim geleceğinin taleplerini dile getiriyoruz. Eğitim sisteminin omurgasını oluşturan öğretmenler greve giderse, hiçbir reform, program veya müfredat başarılı olamaz. Bu nedenle, acilen toplanmalısınız; komisyon özel sektörde çalışan öğretmenlerin sorunlarını masaya yatırmalı ve çözüm üretmek için derhal harekete geçmelidir.”
‘GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ’
Aksoy, yürüyüşün aslen geleceği temsil eden bir etkinlik olduğunu belirtti: “Bu, susturulmaya çalışılan on binlerce özel sektör öğretmeninin ayaklandığı bir yürüyüştür. Bu yürüyüş, eğitim emekçilerinin birlikte hareket ederek karanlığı aydınlattığı bir eylemdir. ‘Öğretmenlik kutsaldır’ diyerek bizleri yok sayanlara karşı, mesleğimizi kutsallığın yanı sıra emeğimizle savunduğumuz bir yürüyüştür. Bu yürüyüş, çocuklarımıza onurlu ve güvenli bir gelecek bırakmak isteyenlerin yürüyüşüdür. Vazgeçmeyeceğiz. Geri adım atmayacağız. Bu sesi hiçbir güç susturamaz. Sesimiz yükselecek, dayanışmamız güçlenecek. İnsanca yaşayana ve mesleğimizin saygınlığını yeniden kazanana dek bu mücadele devam edecek. Biz insanca yaşayacağız. Öğretmenliği yaşatacağız. Yaşasın örgütlü mücadeleniz!” dedi.
Yapılan açıklamanın ardından eğitim emekçileri, yürüyüşe geçerek Ankara’ya doğru yola çıktılar.
