İSTANBUL – Devlet hastanelerinin ihale açarak Kızılay’dan kan aldığı belgelendi.
5624 sayılı Kan ve Kan Ürünleri Kanunu ile kan satışı kesinlikle mümkün değil. Ancak devlet hastaneleri ihtiyaç duydukları kanlar için 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında ihale açarak Türkiye Kızılay Derneği’nden kan alıyor. “Mal alımı” kapsamında ihale kanunun 22-b maddesi yani doğrudan temin yöntemi ile Kızılay’dan kan ve kan ürünleri temin ediliyor.
Kızılay Kan Hizmetleri Genel Müdürü Saim Kerman’a devlet hastanelerinin ihale açarak kan alıp almadığını sorduk. Kerman, “Bunun adının şu veya bu olması Kızılay’ın sorunu değil. Hastaneler birer işletme olarak, bunlar sonuçta birer işletmedir. Birincisi muhasebe yönetime sahipler. İkincisi kamu hastaneleri devlet adına yaptıkları işlerde devletin alım usullerinin içinde kalırlar. Kan için başka bir başlık açılıp İhale Kanunu maddesinde sayılanlardan bambaşka konuma getirilmesi mümkündür. Buna devletimiz karar verebilir. Kızılay da onlar ne derse onu yapar” dedi.
İŞİN TÜRÜ: MAL ALIMI
Bilecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi “Hastanemiz laboratuvarında kullanılmak üzere kan ve kan ürünleri alımı” başlığı ile 31 Ocak 2023’te doğrudan temin için ihaleye çıktı. İhale dosyasında sektör olarak “33141510-8: Kan Ürünleri” bilgisi yer aldı. Kayıtlarda Kızılay’ın hastaneye 110 bin 43 lira 73 kuruş bedelle kan ve kan ürünleri sattığı bilgisi ise 21 Şubat’ta yayımlandı. Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği de aynı yöntemle kan ve kan ürünleri alımı için ihaleye çıktı. Doğrudan temin numarası “23DT160346” olan bu alımın bedeli ise 433 bin 570 lira 76 kuruş oldu. Kastamonu Devlet Hastanesi, bu ihalenin konusunu ise “31.01.2022 tarihli Kızılay faturası” olarak açmıştı. Kayseri, Denizli, Ankara, Bilecik, Şırnak, Kastamonu ve İstanbul’da bulunan devlet hastaneleri de ihale ile Kızılay’dan kan aldı.
KIZILAY’DAN KAN SATIN ALAN DEVLET HASTANELERİ
Denizli Buldan Göğüs Hastalıkları Hastanesi (İhale Bedeli: 4 bin 31 TL)
Kastamonu Devlet Hastanesi (İhale Bedeli: 433 bin 570 TL)
Bilecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi (İhale Bedeli: 110 bin 43 TL)
Kastamonu Devlet Hastanesi (İhale Bedeli: 450 bin 38 TL)
Cizre Dr. Selahattin Cizrelioğlu Devlet Hastanesi (İhale Bedeli: 103 bin 489 TL)
Buldan Göğüs Hastalıkları Hastanesi (İhale Bedeli: 4 bin 424 TL)
Maltepe Devlet Hastanesi (İhale Bedeli: 630 TL)
Kızılay, Tek Gıda-İş’in toplu sözleşmesine itiraz etmiş: İşçiler asgari ücretle çalıştırılıyor
TÜRK-İŞ’e bağlı Tekgıda-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Suat Karlıkaya, Kızılay İçecek Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin, işçiler adına toplu iş sözleşmesi yapabilmek için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan aldıkları yetkiyi mahkemeye taşıdığını açıkladı. Karlıkaya, “Kızılay holdingleşmiş durumda. İçeride işçiler asgari ücrete çalışıyorlar. İçerideki işçiler ‘istifa edin’ diye mobbinge maruz kalıyorlar. Anayasal haklarını kullanan işçiler, maalesef ki anayasal haklarının kullanılmasına müsaade edilmiyor. Bir yardım kuruluşunun çalışanlarına bu şekilde davranması etik değil. İşçinin sendikaya üye olması anayasal bir hak” dedi.
Kızılay İçecek Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nde çalışan işçilerin örgütlü olduğu Tekgıda-İş Sendikası, işçiler adına toplu iş sözleşmesi yapabilmek için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan 4 Ağustos 2021 tarihinde yetki aldı. Ancak Kızılay İçecek, süreci mahkemeye taşıdı. Sendikanın örgütlenme uzmanı Suat Karlıkaya, sosyal medya hesabından dün yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:
“BİZ DE BUNU NOT ETTİK”
“Herkes Kızılay’ı konuşuyor. Ben de konuyla ilgili bir bilgi vereyim.
Tekgıda-İş Sendikası olarak, Kızılay maden suyu fabrikalarında bakanlıktan yetki aldık. Tabii ki böyle bir yapı ne yapmalı? İşçinin iradesine saygı duymalı. Peki Kızılay yönetimi ne yaptı? Gitti, yetkisiz mahkemede yetkimize itiraz etti. Bunun amacı, süreci uzatmaktır. Sadece halka değil, çalışan işçisine de yabancı, bildiğimiz kâr hırsıyla büyümeye çalışan bir şirket olmuş bu kuruluş. Kuruluş amaçlarından kopmuş. Her şeyi not ediyorsak biz de bunu not ettik.
Konuyla ilgili evrakımızı buradan paylaşmak istedim. Yanlış mahkemede itiraz ettikleri için, 1,5 yılda daha yeni yetkili mahkemesine geldi. Dava devam ediyor.”
“İTİRAZ VESİLESİ İLE MAALESEF Kİ 14 AYLIK BİR KAYBIMIZ OLDU”
Suat Karlıkaya, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bizler Tekgıda-İş Sendikası olarak Kızılay’ın maden suyu işletmelerinde üretimi yapılan Afyon ve Erzincan fabrikalarında yetkiyi aldık Çalışma Bakanlığı’ndan. Biz yetkiyi aldıktan sonra Kızılay işverenleri yetkimize yetkisiz mahkemede itiraz ederek süreci bile bile uzatma yoluna gittiler. Bizler hukukçularımız aracılığıyla bu mahkemenin yetkisiz olduğu itirazında bulunduk. Ancak, bu seferde istinaf mahkemesine taşıdılar. İstinaf mahkemesi de mahkemenin yetkisiz olduğuna karar verdi. Bu sefer Kızılay yetkilileri, yargıtaya taşıdı. Bizim bu itiraz vesilesi ile maalesef ki 14 aylık bir kaybımız oldu. Şu anda mahkememiz yetkili mahkeme, Çağlayan Adliyesi’nde görülüyor.
“KIZILAY HOLDİNGLEŞMİŞ DURUMDA”
Burada anlatılmak istenen husus şu, Kızılay gibi bizlerin yardımları ile destekleri ile küçüklüğümüzden beri gözümüzde büyümüş bir kurumun maalesef ki gelmiş olduğu nokta, işçi haklarının yenilmesi, anayasaya aykırı hareket. Bunlar Kızılay’ın bir şirket olduğunun gerçeği durumunda. Üzülerek görmekteyiz, üzülerek yaşamaktayız, bu depremle beraber başımıza gelen musibetlerin bir kısmına da bu yönden de bakılması gerekiyor. Kızılay holdingleşmiş durumda. İçeride işçiler asgari ücrete çalışıyorlar. İçerideki işçiler istifa edin diye mobbinge maruz kalıyorlar. Anayasal haklarını kullanan işçiler, maalesef ki anayasal haklarının kullanılmasına müsaade edilmiyor. Bir yardım kuruluşunun çalışanlarına bu şekilde davranması etik değil. İşçinin sendikaya üye olması anayasal bir hak.
“KIZILAY’IN BUGÜN YAPMIŞ OLDUĞU ŞEY KESİNLİKTE AHLAKİ DEĞİLDİR”
Bu ülkenin Çalışma Bakanı televizyonlarda ‘Asgari ücret, alınabilecek en küçük asgari ücrettir. İşçiler örgütlenin, sendikalı olun’ çağrısını yaparken, bu ülkede bir yardım kuruluşunun sendikal baskılar yapması, sendikalaşmaya karşı tavır alması cidden ibretlik bir öyküdür. Bu sebepten dolayı da bu konuların detaylıca konuşulması gerekiyor. Kızılay’ın bugün yapmış olduğu şey kesinlikte ahlaki değildir. Kesinlikle etik değildir. Resmen vahşi kapitalizmin ürünü olarak ortaya çıkmaktadır. Bir deprem oldu ve insanlar enkazın altında kaldı, sadece enkazın altında kalan canlar değil. Bizim ruhlarımız da kaldı. Büyük toplumlar, kültürlü toplumlar anayasal haklara, yargıya, hukuka saygılı olan toplumlardır. Bu husus için mücadelemiz devam edecek. Kızılay’ın çalışanı işçiler ile Tekgıda-İş Sendikası’nın mücadelesi her zaman devam edecek.”