8 Yaşındaki Enes’i Katleden Polislere Beraat Verildi

featured

Diyarbakır’da, Muş’un Şenyayla kırsalında kimyasal silahla katledilen 14 PKK’liden 4’ünün cenazesinin defnedilmesinin ardından 28 Mart 2006’da başlayan ve “28 Mart Olayları” olarak bilinen eylemlerde 14 kişi katledilmiş, yüzlerce kişi de yaralanmıştı.

Bölge kentlerine yayılan ve bir hafta boyunca süren eylemlerde Diyarbakır’da Mehmed Akbulut (18), Halil Söğüt (78), Tarık Ataykaya (23), Mehmet Işıkçı (19), Mustafa Eryılmaz (26), Emrah Fidan (17), Abdullah Duran (9), Enes Ata (6), Mahsum Mızrak (17), İsmail Erkek (8), İlyas Aktaş (24), Mardin’de Ahmet Araç (27), Sıddık Önder (22), Batman’da ise Fatih Tekin (3) yaşamını yitirmişti. 

Yapılan otopsilerde Mehmed Akbulut, Halil Söğüt, Mehmet Işıkçı’nın “darp sonucu”, Mustafa Eryılmaz, Emrah Fidan, Abdullah Duran, Fatih Tekin, Ahmet Araç, Sıddık Önder’in ateşli silahla, Tarık Ataykaya, Enes Ata, Mahsum Mızrak, İsmail Erkek ve İlyas Aktaş’ın gaz mermisiyle yaşamlarını yitirdiği tespit edilmişti. 

Polislere Beraat Kararı 

Diyarbakır 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 12 yıl boyunca süren Mahsum ve Enes’in davasının 26 Nisan 2018 tarihli duruşmasında “olası kastla öldürme” suçundan yargılanan sanık polisler Hayrettin A., Bilal Ö. ve Nuri Ö. delil yetersizliği iddiasıyla beraat ettirilmişti. Geçtiğimiz günlerde istinaf mahkemesi beraat kararını onaylarken, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi kararı temyize götürdü. 

‘Enes’in yokluğunu anlatmaya gücüm yetmez’ 

Karar sonrasında Enes için, babası Selamettin Ata’nın kapısını çalıyoruz. Enes’i anlatan Selamettin, Enes’in daha küçük yaşta annesini kaybettiğini söylüyor. Selamettin, Enes’e dair hatıralarını şu sözlerle paylaşıyor: “Enes çok hareketli bir çocuktu. Ele avuca sığmayan, zeki ve okulda başarılı bir öğrenciydi. Katledildiğinde ilkokul 1’inci sınıfa gidiyordu. Enessiz 14 yılımız geçti. Bu benim için ne kadar zordu anlatamam, anlatmaya gücüm de yetmez. Çocuğa duyulan sevgi karşılıksızdır. Bir çocuğu seversen ondan bir şey beklemezsin. Enes’in de annesi vefat etmişti. Bu yüzden çok üzerinde duruyordum. Ben büyüttüm. Annesi vefat ettiğinde bu kadar zorlanmamıştım. Onun kaybı çok daha zor oldu benim için. Allah kimsenin başına vermesin. Enes’imin evde hiç bir eşyası yok çünkü görmeye dayanamıyordum. O yüzden hepsini başkalarına verdik…” 

‘Tüm deliller yok edildi’ 

Enes’in katledilişinden sonra başlayan yargı sürecine değinen Selamettin, davanın 2 yıl sonra açıldığını anımsatıyor. Dava sürecinin bir tiyatro senaryosu gibi olduğunu söyleyen Selamettin, “Bu dava planlı, programlı başladı ve anladık ki davaya ilişkin talimat alınıyordu. Bu şekilde bugüne kadar devam etti ve ediyor. Zaten kurşunu sıkan bir kişiydi ama emniyet kalkıp 3 polisin yaptığını söyledi. Kimin kurşun sıktığını bilmelerine rağmen 3 kişi yargılandı. Kurşunun çıktığı silah imha edildi. Mahkemenin kararı olmadan o silah imha edildi. Eğer incelenseydi kurşunun sıkıldığı mesafe belli olurdu. Ancak silahı da imha edip, kurşunu da adli emanette kaybettirdiler. Böylece ortada bir şey kalmadı. Böyle olunca da polisler bir kez dahi duruşmaya katılmadı. Şurada görevde, burada görevde deyip geçiştirdiler. Bizimle dalga geçer gibi davaya yaklaştılar. Katıldığımız duruşmalar tiyatroyu andırıyordu” diyor.   

Savcı: Ne yapayım? 

Davanın başlangıcında savcının kendisine, “O kadar kalabalığın içinde nasıl ona kurşun geldi? Ne yapayım” dediğini kaydeden Selamettin, davalarda “vicdani ve hukuki değil emir komuta ve maddiyata bakıldığını” söylüyor. 

‘Davanın kararı çoktan verilmiş’ 

Enes’in davası için 14 yıldır mücadelelerinin devam ettiğini ifade eden Selamettin, şunları söylüyor: “Her defasında duruşmalar 3 ya da 4 ay ertelendi. Davada her şeyi kendilerine göre ayarladılar. Dosya bir kez istinafa gitti, 8 ay istinafta kaldı. Sonra geri gönderdiler. Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın görüşü olmadığı için geri gönderdiklerini söylediler. Sonrasında iki kez daha duruşma görüldü. Polisler tekrardan beraat ettirildi. Ardından yeniden istinafa gitti. İki yıldır da dosya istinafta. Ne zaman sonuçlanır bilmiyorum. Adaletten hiçbir beklentim kalmadı. Sağ olsun avukatlar da mücadele ediyor fakat baştan beri kararı verilen bir dosyada ne yapılabilir ki? Yine de ne olursa olsun davayı bırakmayacağım, benim ömrüm yetmese de benden sonrakiler davanın takipçisi olacak.” (Jinnews)

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
k_zg_n
Kızgın
0
_a_rm_
Şaşırmış
https://devrimcidusun.org/wp-content/uploads/2021/04/1.png
Giriş Yap

Devrimci Düşün Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!