İSİG Meclisi: Son 9 Yılda Aliağa’da En Az 97 İş Cinayeti

İSİG Meclisi, yayınladığı yeni raporla 2013-2022 yılları arasında Aliağa’da en az 97 işçi hayatını kaybettiğini açıkladı.

featured

İSTANBUL – Üç bölümden oluşan raporun birinci bölümü Sao Paulo uçak gemisinin Aliağa’ya doğru yola çıkması sonrası kısaca “asbest nedir?” sorusuna değiniyor. İkinci bölümde 6331 Sayılı İSG Yasası’nın uygulanmaya başlandığı 2013 yılından bu yılın ilk altı ayını kapsayan sürede Aliağa’da meydana gelen ölümlü iş kazalarını ve çalışma koşullarını değerlendiriyor. Üçüncü bölümde ise bu değerlendirme grafiklerle anlatılıyor.

Üç bölümden oluşan raporda, öncelikle Sao Paulo uçak gemisinin Aliağa’ya doğru yola çıkması sonrası “Asbest nedir?” sorusuna yanıt veriliyor. İkinci bölümde 6331 Sayılı İSG Yasası’nın uygulanmaya başlandığı 2013 yılından bu yılın ilk altı ayını kapsayan sürede Aliağa’da meydana gelen iş cinayetlerini ve çalışma koşulları değerlendiriliyor. Raporun üçüncü bölümünde ise bu değerlendirme grafiklerle aktarılıyor.

SAO PAULO UÇAK GEMİSİ VE ASBEST

İSİG Aliağa Raporu’nda içinde yüzlerce ton asbest, toksik madde ve zehirli gaz barındıran Sao Paulo uçak gemisinin söküm işleminin Aliağa’da yapılması için gerekli onayın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verildiği hatırlatılarak, şu değerlendirmelerde bulunuluyor: “Dünyanın birçok ülkesinde söküm işlemi onayı almamış bu geminin sökümüne izin verilmesi, Türkiye’nin nasıl bir çöplük haline getirildiğini göstermektedir. Bu alanda yarıştığımız ülkeler ise Bangladeş, Pakistan ve Hindistan! Gemi sökümü ile tekrar gündeme gelse de asbest sorunu her yerde. Özellikle yıllardır süren kentsel dönüşüm süreçlerinde üzeri örtülen bir konu. Oysa asbest yıllarca bina yapımında kullanıldı: Çatı, yer ve tavan kaplamaları, yalıtım amaçlı püskürtme kaplamalar, yangına dayanıklı yalıtım panelleri, kaloriferler, kazanlar, asbestli çimentodan imal edilmiş ürünler, conta elemanları, atık su boruları ve derzlerde. Bu noktada asbest üzerine konuşurken sadece gemi sökümü değil kentsel dönüşüm başta olmak üzere sorunun hayatımızın her alanında karşımıza çıktığını unutmamalıyız.”

ASBEST NEDİR?

“Asbest nedir?” sorusuna yanıt verilen raporda, asbest ile ilgili şu bilgilere yer veriliyor: “Asbest (amyant), ısıya, aşınmaya, kimyasal maddelere oldukça dayanıklı, yapısal özellikleri açısından esnek, silikat kristallerden oluşan lifli yapıda bir mineraldir. 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra ısıyı ve elektriği yalıtması, sürtünmeye ve asit gibi maddelere dayanıklı olması nedeniyle sihirli mineral olarak tanınmaya başladı ve endüstride geçmişte üç binden fazla alanda kullanıldı. Fakat 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra insan sağlığına önemli zararlar veren ve kanser hastalığına sebep olan bir madde olduğunun tespit edilmesi ile asbest maddesi için öldürücü toz tanımlaması yapıldı. Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı, her yıl dünyada kanser yapıcı maddeleri düzenli olarak özelliklerine göre gruplara ayırır. Ajansın kanserojen maddeler listesinde asbest maddesi, “kesin kanserojen” tanımlanması ile 1. grupta sınıflandırıldı. Bugün pek çok ülkede ve pek çok alanda kullanımı kısıtlanmış/yasaklanmış durumda. Ülkemizde de asbest kullanımı 2010 yılı itibariyle yasaklandı. Bu gelişmelere rağmen, DSÖ verilerine göre dünyada 125 milyon kişi çalışma ortamlarında asbeste maruz kalmakta ve ILO verilerine göre her yıl 100 bin işçi, çalışma ortamlarında asbeste maruz kalmalarının yol açtığı hastalıklar nedeni ile ölmektedir. Asbestin solunum sistemi başta olmak üzere sağlık üzerine iki grup etkisi vardır: Kanser dışı hastalıklar ve kanserler. Asbestin yaptığı kanser dışı hastalıkların başında akciğerlerde sonuçta nasırlaşmaya ve solunum yetmezliğine giden bir pnömokonyoz olan asbestozis; akciğerlerin üzerindeki zarda kalınlaşmalar, kireçlenmeler, akciğer zarlarında su toplanmasıdır. Asbest ayrıca akciğer ve akciğerin üzerindeki zarın kanseri (mezotelyoma) başta olmak üzere değişik organ kanserlerine de neden olur. Özellikle bu kanserlerden mezotelyoma günümüzde tam bir tedavisinin olmaması nedeniyle en ağır ve öldürücü olanıdır.”

10 YILDA EN AZ 97 İŞ CİNAYETİ

İSİG Raporu’nda 2013 yılından 2022 yılının ilk altı ayına kadar olan dönemde Aliağa’da en az 97 işçinin hayatını kaybettiği bilgisine yer verildi. İş cinayetlerinin yüzde 28’inin gemi sökümde ve yüzde 27’sinin de metalde olduğu ifade edilen raporda, “İşçi ölümlerinin yarıdan fazlası bu iki sektörde meydana gelmektedir. Özellikle gemi söküm sektörüne dikkat çekmek istiyoruz. Son bir yılda bu sektörde gerçekleşen 7 işçi ölümü kulağa az gelebilir. Zira Türkiye’de her yıl 2000 civarında işçi çalışırken ölüyor. Ancak ilçede 1500 civarında gemi söküm işçisi bulunduğunu, oran olarak baktığımızda Aliağa gemi söküm sektöründeki ölümlerin oranının Türkiye’de resmi olarak açıklanan işçi ölüm oranının 30 katına denk geldiğini belirtirsek durum daha iyi anlaşılacaktır.” denildi.

Bu iki sektörde taşeron-güvencesiz çalıştırma koşulunun hakim kılındığı vurgulanan raporda, işçilerin iş güvenliği-güvencesinden yoksun bir biçimde çalıştırıldığı ifade edildi. “Kimya ve inşaat işkolunda da taşeron çalıştırma yaygındır. Ölen 16 kimya işçisinin 11’i taşeron işçidir” denilen raporda ölen 11 inşaat işçisinin tamamının taşeron işçi olduğu belirtildi. Raporda son on yılda 2 kadın işçi ölümü tespit edildiği, üç de göçmen/mülteci işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiği kaydedildi. Çocuk işçi ölümü konusunda ise herhangi bir bilgiye ulaşılamadı.

GRAFİKLERLE ALİAĞA’DA İŞ CİNAYETLERİ

İSİG Raporu’nda 2013-2022 döneminde Aliağa’da meydana gelen iş cinayetleri yıllara, istihdam biçimlerine, işkollarına, nedenlerine, yaş gruplarına ve örgütlülük durumuna göre grafiklerle ortaya konuldu.

“2013-2022 / Aliağa’da iş cinayetlerinin yıllara göre dağılımı şöyle: 2013 yılında en az 7 işçi, 2014 yılında en az 3 işçi, 2015 yılında en az 7 işçi, 2016 yılında en az 14 işçi, 2017 yılında en az 15 işçi, 2018 yılında en az 14 işçi, 2019 yılında en az 7 işçi, 2020 yılında en az 14 işçi, 2021 yılında en az 11 işçi ve 2022 yılının ilk altı ayında en az 5 işçi hayatını kaybetti…”

“2013-2022 / Aliağa’da iş cinayetlerinin istihdam biçimlerine göre dağılımına baktığımızda 94 ücretli (işçi ve memur) ve 3 kendi nam ve hesabına çalışan (1 çiftçi ve 2 esnaf) hayatını kaybetti. Yani ölenlerin yüzde 97’sini ücretliler yüzde 3’ünü ise kendi nam ve hesabına çalışanlar oluşturuyor…”

“2013-2022 / Aliağa’da iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle: Gemi, Tersane, Deniz, Liman işkolunda 27 işçi; Metal işkolunda 26 işçi; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 15 işçi; İnşaat, Yol işkolunda 12 işçi; Taşımacılık işkolunda 4 işçi; Tarım, Orman işkolunda 2 emekçi; Ağaç, Kâğıt işkolunda 2 işçi; Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 2 emekçi; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 2 işçi; Belediye, Genel İşler işkolunda 2 işçi; Madencilik işkolunda 1 işçi; Çimento, Toprak, Cam işkolunda 1 işçi; Enerji işkolunda 1 işçi hayatını kaybetti…”

“2013-2022 / Aliağa’da iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle: Ezilme nedeniyle 27 işçi; Patlama, Yanma nedeniyle 19 işçi; Yüksekten Düşme nedeniyle 13 işçi; Trafik, Servis Kazası nedeniyle 8 işçi; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 8 işçi; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 6 işçi; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 4 işçi; Şiddet nedeniyle 3 işçi; Elektrik Çarpması nedeniyle 2 işçi; Kesilme, Kopma nedeniyle 2 işçi; İntihar nedeniyle 1 işçi; Covid-19 nedeniyle 1 işçi; Diğer nedenlerden dolayı 3 işçi hayatını kaybetti…”

“2013-2022 / Aliağa’da iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle: 18-27 yaş arası 14 işçi, 28-50 yaş arası 61 işçi, 51-64 yaş arası 15 işçi, 65 yaş ve üstü 1 işçi, Yaşını bilmediğimiz 6 işçi hayatını kaybetti…”

“2013-2022 / Aliağa’da iş cinayetlerinde ölenlerin 8’i (yüzde 8,24) sendikalı işçi, 89’u ise (yüzde 91,76) sendikasız. Sendikalı işçiler metal, kimya ve belediye işkollarında çalışıyordu.”

HAYATINI KAYBEDEN 97 İŞÇİNİN ADLARI

Talip Yaman, Hilkan Arcan, Yıldırım Kipel, Celal Gündüz, Mehmet Çetin, İlyas Bıdık, Veli Bal, Yılmaz Demir, Oğuz Taşkın, Adnan Akbulut, Behçet Marangoz, Hasan Türk, Hamit Yargı, Turan Arslan, Mustafa Selek, Serkan Şamlı, Rauf ., Gürkan Kaynar, Erkan Er(n)gin, Kadir Özdemir, Mustafa Coşan, Can Sünmez, Uğur Örtün, Şaban Karaca, Musa Gezer, Caner Bircan, Mehmet Zeki Özkan, Murat Erem, Seyfettin Özü, Nizamettin Sevinç, Davut Dikilitaş, Mehmet Emin Şavur, Roberto Montegurdia, Mehmet Hatipoğlu, Zakir Çetinkaya, Turan Duran, Mehti Yaktı, Anoop Singh Rawat, Mehmet Koç, Nihat Abaylı, Hasan Bostancı, Evren Erik, Esma Başkurt, Cihangir Mamak, Mehmet Sait Akan, Mehmet Emin Arık, Şafak Deliorman, Servet Özkaya, Selçuk Kubur, Serhat Çetin, Yusuf Kepenek, Mehmet Dere, Mehmet Karademir, Kemal Şaşmazer, Ulaş Selçuk İlaslan, Reşat Doğantürk, Göksel Tosun, Erol Gülbahçe, Osman Canbulut, Ali Gür, Oktay Fidan, Serdal Çetin, Selim Sağaltıcı, Musa Altınsoy, Gürkan Yıldırım, Şenol Elmas, Tevfik Türkoğlu, Ramazan Uğur, Ahmet Güleç, Yalçın Çakar, Necati Kahraman, İhsan Bircan, Cemal Doymaz, Ercan Yıldırım, Volkan Orman, Akif Uçar, Engin Özder, Mustafa Işık, Özkan Türk, Timuçin Köker, Ali Aktepe, Raziye Ağünlü, Behlül Gökduman, Nasreddin Yıldızhan, İbrahim Paşa, Osman Okyay, Özkan Köse, Engin Solmaz, Doğan Balcı, Davut Özdemir, Veysi Akyüz, Nurettin Durgun, Yalçın Arzuman, Ersin Şahin ve ismini öğrenemediğimiz 3 işçi…

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
k_zg_n
Kızgın
0
_a_rm_
Şaşırmış
https://devrimcidusun.org/wp-content/uploads/2021/04/1.png
Giriş Yap

Devrimci Düşün Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!