Erdoğan’ın ‘Ekonomik Reform Paketi’nde Ne Reform Ne de Yoksulluğa Çare Var

featured

AKP Şefi/Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı “Ekonomi Reform Paketi”nden, elbette herhangi bir ‘reform’ çıkmadı. Hatta görünen o ki, işçi sınıfı ve yoksul kitleler üzerindeki sömürü daha katmerli olacak.

Erdoğan konuşmasında Türkiye kapitalizminin mevcut durumunu övgüler dizerek, “Salgına rağmen 2020 yılında yüzde 1,8 oranında büyüdük. G20 ülkeleri arasında ekonomisini reel olarak büyütmeyi başaran iki ülkeden biri olduk” diyerek başladı. Ancak sermayedarların övündüğü karı ücretsiz izin, kısa çalışma ödeneği şeklindeki esnek ve güvencesiz çalışma uygulamaları ve Kod 29 gibi işçi düşmanı düzenlemeler sayesinde elde ettiğinden hiç bahsetmedi.

Bilindik beylik söylemlerini yineleyen Erdoğan, “Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek için gece gündüz çalışarak hedeflerimize mutlaka ulaşacağız” dese de artık açlık sınırı ve yoksulluk sınırı altında yaşayan milyonlarca insanda umduğu etkiyi yaratamayacağı açık.

Çokuluslu tekellere göbekten bağlı olan Türkiye kapitalizmini “yerli ve milli” yapma söylemlerini bir kez daha dile getiren Erdoğan, bunun için ‘ithal girdi’ kullanımını azaltacak önlemler alacaklarını söyledi. Tüm ekonomi paketleri gibi bu paketten emekçi kitlelere bolca beylik nutuk, sermayedarlara ise yeni kredi imkanları, merkezi takip olanakları çıktı. 

“Üretimde verimlilik artışı sağlayarak potansiyel büyümemizi artıracağız” diyen Erdoğan, “yerli ve milli” ekonomi inşasının işçi sınıfı için daha fazla işsizlik anlamına geleceğinin “müjdesini” verdi.

Erdoğan’ın, ülke içi sermaye birikiminin yetersiz olması ve ithalat bağımlılığı sebebiyle dış borçla işleyen ekonomide ‘artık iç borçlanmanın tercih edileceğini’ söylemesi, gerçeklerle ilgisi olmayan, sadece ‘ya tutarsa’ babından göz boyamaya yönelik bir paket olduğunu düşündürdü.

Güçlü bir kamu maliyesi yapısının oluşturulacağı ilan edilen ve harcama disiplininde yeni politikaların hayata geçirileceğinin vurgulandığı programda, kısılacak harcamaların 5’li müteahhit çetesine akıtılan kaynaklar değil, personel giderleri olacağı söylendi. Hem merkezi yönetimde, hem de yerel idarelerde sağlanacak tasarrufun işçi ve emekçilerden kısılacaklarla sağlanacağı anlaşılmış oldu.

Vergide kayıp kaçağın azaltılması için dijital sisteme geçeceklerini söyleyen Erdoğan, sermayedarlara tahakkuk eden vergileri bir kriz önlemi olarak zaten kendilerinin toplamadığı, Sabancı, Cengiz Holding gibi gibi büyük sermayedarların vergi borçlarını bizzat kendisinin affettiği, kayıp-kaçağın tek sorumlusunun kendi iktidarı olduğu gerçeğinin üzerini örtmeye çalıştı.

Erdoğan’ın ekonomi paketinde “heyecan yaratıyormuş gibi görünen” tek madde basit usulde vergilendirilen kuaför, tesisatçı, tuhafiyeci, marangoz, tornacı, çay ocağı işletmecisi, terzi ve tamirci gibi yaklaşık 850 bin esnafın gelir vergisinden muaf tutulacağının açıklanması oldu. Ancak salgında dükkanlarını açamayan, dolayısıyla bir geliri olmayan esnafın gelir vergisi ödemeyecek olmasının nasıl bir reform olduğu anlaşılamadı.

18 yaş altındaki çocukların da bireysel emeklilik sistemine dahil edileceğinin açıklanması, sosyal devletten kalan belki de son kırıntı olan emeklilik hakkının mali sermayeye peşkeş çekilmesi sürecinde bir adım daha atılacağının ilanı oldu.

Ücretler çakılmış, işçi sınıfının üçte biri işsiz kalmışken ve yoksulluktan intihar edenler gün be gün artıyorken sermayedarların karlarını korumaya yönelik açıklanan, ancak bu anlamda dahi bir reform içermeyen Erdoğan’ın ‘Ekonomik Reform Programı’, dostlara yönelik bir alışveriş denemesi olmaktan öteye geçemedi.

EKONOMİSTLER PAKETİ DEĞERLENDİRDİ

AKP Şefi/Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan Ekonomik Reform Paketi”ne tepki gösteren ekonomistler, paketin yurttaş sorunlarına cevap olmadığını söyledi. Ekonomi-Politikçi Prof. Dr. Mustafa Durmuş “2 bin esnaf odası kapanmak zorunda kalacak” dedi.

Erdoğan tarafından açıklanan “Ekonomik Reform Paketi” ekonomistler tarafından eleştirilerle karşılandı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Ekonomist Prof. Dr. Yalçın Karatepe, Ekonomist Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu ile Ekonomi-Politikçi Prof. Dr. Mustafa Durmuş, Erdoğan’ın açıkladığı “Ekonomik Reform Paketi”ni Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi. 

Ekonomistler, açıklanan paketin somut hiçbir soruna cevap olmadığını ve yurttaşların beklentilerini karşılamadığını söyledi.

‘VATANDAŞIN SORUNUNA CEVAP OLABİLECEK HİÇBİR ŞEY YOK’

Ekonomist Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, açıklanan pakette hiçbir somut önerinin olmadığını, sadece temennilerin sıralandığını söyledi. Kozanoğlu, “Rekabet, diyor, dijitalleşme diyor ama ortalama insanın yani, işsiz, yoksul, emekli, atanamamış insanların hiçbir sorununa cevap olabilecek bir şey yok. Bakın bugün ABD’de 1,9 trilyon dolarlık bir kurtarma paketi açıklandı ve kişi başına 1400 dolar veriliyor. Yine her işsize haftada 300 dolar para veriliyor. Ulaşım için tek tek ne kadar para harcanacağı hesaplanıyor. Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar ise laf salatasından ibaretti” dedi.

‘BU PAKETTE HİÇBİR ŞEY BULAMADIM’

Hayri Kozanoğlu’yla aynı düşünceleri paylaşan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Ekonomist Prof. Dr. Yalçın Karatepe ise, paketin genel geçer ifadelerle açıklandığını ve yaklaşık altı aydır üzerinde çalışılan bir paketin kapsamlı olmadığını söyledi. Karatepe, “Benim gördüğüm tek iyi bir taraf esnafa getirilen vergi muafiyeti oldu. Ama onun dışında hiçbir şey bulamadım bu pakette” diye belirtti.

‘BEKLENTİLERİN ÇOK GERİSİNDE AÇIKLANDI’

Açıklanan “paketi ortaya karışık paket” olarak nitelendiren Ekonomi-Politikçi Prof. Dr. Mustafa Durmuş ise, paketin beklentilerin çok gerisinden açıklandığını söyleyerek, “Ekonomi yönetiminde yeni vizyon, yine bir finansal merkez olarak İstanbul’un organize edilmesi ya da enflasyona karşı daha ciddi önlemlerin alınması gibi beklentiler vardı  ama öyle bir şey olmadı” diye konuştu.

‘ALINMAYAN VERGİLERE AF GETİRİLMİŞ OLDU’

Durmuş pakette dikkatini çeken önemli bir diğer noktanın ise, iktidarın sürdüreceği popülizm olduğunu kaydederek şöyle devam etti: “Şimdi pakette mükelleflerle ilgili bir düzenleme yer aldı. 850 bin esnaf olarak açıklandı ama o sayı 812 bin civarındadır.  En dikkat çekici onlarla ilgili düzenleme. Orada deniliyor ki artık, onları muaf edeceğiz. Bu ilk başta küçük esnafı inanılmaz bir biçimde rahatlatma olarak görülüyor ama; zaten bu kesimin ödediği vergi, deveden kulak gibi bir şeydi. Çünkü bunların ödediği vergi payı; genel vergi ödemelerinin içindeki payının on binden birine denk geliyor. Kısacası olmayan bir vergi, alınmayan bir vergi sanki affedilmiş sonucu ortaya çıktı. Popülizm derken bunu kastediyorum. Ama bunun başka bir boyutu var ki o da şu; bu kesim tüm bu düzenlemelerini, muhasebe işlemlerini, evraklarını Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu’na bağlı meslek odalarında yapıyordu. Şimdi böyle olunca bunların işleri ellerinden alınmış olacak. Yani 2 bin esnaf odası kapanmak zorunda kalacak. Yani kısacası bir kesimi biraz rahatlatmak, bir kesime mavi boncuk verdiği gibi gösterilirken aslında o kesimlerin arkasında daha büyük kesimleri mutsuz edecek gibi bir sonuç ortaya çıkıyor. Şunu net ifade edelim ki bu bir vergi reformu değil. Zaten alınamayan bir verginin artık alınmayacağı anlamına geliyor. Bunun vergi reformu olarak sunulması çok anlamlı gelmiyor.”

Etha, Devrimci Düşün, MA

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
k_zg_n
Kızgın
0
_a_rm_
Şaşırmış
https://devrimcidusun.org/wp-content/uploads/2021/04/1.png
Giriş Yap

Devrimci Düşün Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!