Hendek İşçi Katliamı Duruşması Bugün de Devam Etti

featured

SAKARYA – Davada 5’i tutuklu olan 7 sanık hakkında 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası isteniyor.

Dün görülen duruşmada peş peşe itiraflar gelmişti, fabrikada barut üretimini reddeden patronlara karşı, Sorumlu Mesul Müdür Kimyager Asiye Angın ve Sorumlu Müdür Ahmet Çağırıcı barut üretimi yapıldığını anlatmıştı.

Sorumlu Müdür Ahmet Çağırıcı, patlamadan önce işçilerin gözden çıkarıldığını ise şu sözlerle itiraf etti: “Hasan Ali Velioğlu’na ‘Bu kadar malzemeyi Çin Mahallesi’ne yüklemeyelim’ dedim, o da ‘Bir şey olmaz, patlama olacaksa Çin Mahallesi’nde olsun, yukarıda daha fazla işçi çalışıyor’ dedi.”

Dünki duruşmanın detayları ve duruşmada yaşananlar için: Hendek İşçi Katliamı Duruşmasında Neler Oldu?

Dava kapsamında dün tutuklu sanıklar, Fabrika Sahibi Yaşar Çoşkun, Fabrika Müdürü Hasan Ali Velioğlu, Ustabaşı Erşan Öztürk, Sorumlu Müdür Asiye Angın, İş Güvenliği Uzmanı Aslı Bozkurt ve tutuksuz yargılanan Ali Rıza Ergenç Çoşkun ve müşteki sanık Ahmet Çağrıcı’nın savunmaları dinlenmişti. Bugün ise müşteki sanık Ahmet Çağrıcı’nın yarım kalan savunması alınarak, ardından patlamada yaralanan mağdurların dinlenmesine başlandı.

AHMET ÇAĞIRICI: DENETİM ÖNCEDEN SÖYLENİYORDU

Evrensel’in aktardığına göre; bugün devam edilen duruşmada ilk olarak sanıklardan Ahmet Çağırıcı’nın savunması alındı. Ahmet Çağırıcı’nın avukatı müvekkilinin ölümden döndüğünü belirterek “Savcılığa ifade vermeye gittiğimizde ona birkaç öneride bulunmak istedim. Ancak müvekkilim. Avukat bey bana bir şey söylemeyin. Ben suçlu isem gereken cezayı çekmeyi razıyım demiştir” dedi. Ahmet Çağırıcı savunmasında “Denetim olduğunda Hasan Ali Velioğlu (tutuklu sanık) bana telefon ediyordu. Denetimi önceden söylüyordu. Çin mahallesini kapatıyorduk” dedi. Avukat Mehmet Mangıroğlu’nun “İddia ettiğin gibi bir iş yeri ise neden çalışmaya devam ettin, çalışmaya mı zorlandın?” sorusuna Ahmet Çağırıcı “Hayır kimse zorlamadı. Ancak çalışmak zorundaydım. Çocuğum hasta ve yoğun bakımdaydı. Yardımcı oldular. Ben de kendimi borçlu hissediyordum” diye yanıt verdi. 

MÜŞTEKİ İŞÇİ AYSEL ALGÜL: BASKI İLE ÇALIŞIYORDUK

Çağırıcı’nın ardından müştekilerin ifadelerine geçilerek duruşmaya devam edildi.

Müşteki işçi Aysel Algül, 2014 yılından beri fabrikada çalıştığını, patlama esnasında fabrikada olduğunu ve omzunun kırıldığını belirtti. Algül, patlamada kendi çalıştığı bölümdeki ürünlerin de yanmaya başladığını anlattı:

“Patlamanın olduğu gün 15 kişi çalışıyorduk. Çok fazla mal vardı. Malları kurusun diye sermiştik. Malların kızışmaya başladığını güneşin olduğunu usta başına söylemiştik. Ateşi görmüştüm. Sonra çok ani bir patlama oldu.

“Baskı ile çalışıyorduk. Molalarımız kullandırılmıyordu. Sadece çalışmamız bekleniyordu.

“Günlük 18 kg’lik ürün üretmemizi istediler, bunu beceremeyenleri çıkış vereceği şekilde tehdit edildik.

“Biz Çin mahallesini hiç bilmeyiz ve hiç görmedik. Yaşar bey dün ‘Biz bir aileyiz’ dedi ama patlamadan sonra 4 gün kırık kol ile gezdim. 6 gün hastanede kaldım. Ne bir ziyarete geldi ne de geçmiş olsun dedi. Şikayetçiyim, ceza almasını istiyorum.

“Patlama olabileceğini Ayfer Cerrah tahmin ediyordu. Zira bizi uyardı. Muska bölümünde patlama olabilir dedi.

‘YAŞAR VE ALİ RIZA BEY SIK SIK FABRİKAYA GELİYORDU’

“Fabrikada emir ve talimatları Erşan Bey ve Hasan Ali Bey’den alıyorduk. Yaşar Bey ve Ali Rıza Bey sık sık fabrikaya geliyorlardı.

Av. Mehmet Mangıroğlu, “Yaşar Coşkun’un müştekiye soru sormasını istiyorum” dedi, bir kısım müştekiler vekili doğrudan müştekiye soru sorulamayacağını belirtti. Yaşar Coşkun müştekiye soru sormak yerine savunma yapmaya başladığı sırada mahkeme başkanı müdahale etti ve soru sormasını istedi. Bunun üzerine Yaşar Coşkun, “Patlamanın muska bölümde olduğunu kesin görmüş mü?” diye sordu. Müşteki Aysel Algül de “Evet. Ben yerden ateşin çıktığını gözlerimle gördüm. Barutlar tütüyordu” yanıtını verdi. Aysel Algül, korumalı ayakkabı istediğini ve verilmediğini, kendisine sana verirsek herkese vermek zorunda kalırız denildiğini de söyledi. 

BÜŞRA KAYGIN: VERİLEN EKİPMANLAR MASKE VE ÖNLÜKTÜ

6 yıldır fabrikada çalışan Müşteki Büşra Kaygın’ın ifadeleri şöyle oldu:

“Olay tarihinde volkan bölümündeydim. Verilen ekipmanlar maske ve önlüktü. Ancak koruyucu değillerdi. Hiçbir işe yaramıyordu. Baskı ile çalışıyorduk.

“Erşan Usta ve Hasan Ali Velioğlu’ndan talimat alıyorduk. Denetimden önceden haberdar oluyorduk. Çin mahallesinde barut üretildiğini duymuştum.

“İş güvenliği eğitimlerini aldık. Bizden her gün sayı talep ediyorlardı ve zorluyorlardı. Ben çalıştığım bölümde çalışmak istemiyorum çok riskliydi. Çalıştığım malzemeler zaman zaman alev alıyordu. İşçilere baskı yapan ve işçilere talimat veren kişi Hasan Ali Velioğulları.”

HAVVA YILDIZ: ÇOK ZOR ŞARTLARDA ÇALIŞIYORDUK

Torpil bölümünde çalışan Müşteki Havva Yıldız da denetimlerden önceden haberdar olunduğunu ve zor şartlarda çalıştırıldığını anlattı: “Patlama esnasında düştüm, üzerime ürünler düştü, bayıldım. Yaralandım gözümden misket çıkarttılar. Dişim kırıldı. Çok zor şartlarda çalışıyorduk. İş ekipmanları olarak önlük ve maskemiz vardı. Bir kere veriliyordu. Denetimler geleceği zaman önden biliyorduk. Denetleme geldiğinde orada çalıştırılmıyorduk. Ben preste çalışıyordum. Denetçiler gelince pres çalışmıyordu. Çin mahallesi ile bir alakam yoktu. Sanıklardan şikayetçiyim.”

MELEK UÇAN: BİZE BASKI YAPAN HASAN ALİ VELİOĞULLARI İDİ

5 yıldır torpil bölümünde çalışan patlamada omzundan yaralanan Melek Uçan da “Sayıları tamamlamak için baskı altındaydık  Talimatları Hasan Ali Velioğullarından alıyorduk. Ersan Öztürk’ten de talimatlar alıyorduk. Denetimlerde ilaç bölümleri kapatılıyordu. Etrafı temizliyorduk.” dedi. Sanık Yaşar Coşkun, Melek Uçan’a ustabaşısının kim olduğunu sordu. Melek Uçan “Kıymet hanım bizim ustabaşımızdı ama. Bizim ne kadar ürün çıkaracağımızı ve bize baskı yapan Hasan Ali Velioğullarıydı” diye yanıt verdi.

ENES DİLBER SAVCILIK İFADESİNİ DEĞİŞTİRDİ

Çin mahallesinde çalışan ve tek sağ kalan işçi Müşteki Enes Dilber, savcılık ifadesini değiştirerek, barut üretimi yapılmadığını söyledi.

Müşteki Enes Dilber’in savcılık ifadesini değiştiretek “sıfırdan barut üretimi yapılmıyordu” ifadesi üzerine Ahmet Çağırıcı ve diğer müştekilerden Enes Dilber’in doğru söylemediği yönünde sesler yükseldi. Müştekilerden fenalaşanlar oldu. Diğer müşteki işçiler Enes Dilber’in para aldığını iddia etti. Enes Dilber, patlamada ciddi yaralandığı için masraflarının çok olduğunu bir kısmının SGK tarafından karşılanmadığını, patlamadan sonra işverenden tazminatını aldığını ancak bu konuda herhangi bir tutanak imzalamadığını söyledi.

Avukatların “15 Eylül’de verilen ifadenizi hatırlıyor musunuz?” sorusuna Enes Dilber, “Benim kafam yerinde değildi. Savcı bana baskıyla soru sordu” dedi. Bu sırada savcının kürsüde olmaması nedeniyle müştekiler vekili itiraz etti ve savcı geldi.

Çin Mahallesi’nde hiç denetim olmadığını ve Bakanlıktan kimsenin uğramadığını söyleyen Enes Dilber, “Sanıklardan şikayetçi değilim” dedi.

İş yerinde ekipmanların tamamının olduğunu söyleyen Enes Dilber “Ancak kendi inisiyatifimizle giymedik. Giyseydik bu kadar hasarımız olmazdı” diye konuştu.

Müştekilerin avukatları, “İfadenizi hatırlamıyorsanız hatırlatmak için okuyacağım” diyerek Enes Dilber’in 15.09.2020 tarihli ifadesinin okumaya başladı. Enes Dilber 15.09.2020 tarihli ifadesini nasıl verdiğini hatırlamadığını söyledi. Enes Dilber’e ifadesindeki cümleler hatırlatıldı. Dilber, barutun patlama günü kurutulduğunu doğruladı. Ramazan’a (yaşamını yitiren işçi) barut yapımının öğretildiğini doğruladı.

Yaralanan başka bir işçi Enes Dilber’e “Sıfırdan barut üretimi yapılıyor muydu?” diye sordu, Dilber “Ben barut üretimi yapıldığını bilmiyorum. Sadece kırıldığını gördüm” yanıtı verdi.

Ahmet Çağırıcı, Enes Dilber’e “Sıfırdan barut üretmiyor muyduk? Seyfi Abi barutu toz halinde tartmıyor muydu?” diye sorunca “Evet tartıyordu” dedi. Ahmet Çağırıcı, “Biz Çin Mahallesi’nde beraber çalışıyorduk. Simidimizi paylaştığımız zamanlar oluyordu. Kendisi 285 bin tazminat almış vicdanı rahat mı” diye sordu, Enes Dilber yanıt vermedi. 

Savcılık ifadesinde patlamanın nasıl olduğuna dair ayrıntılı bilgi veren Enes Dilber ise mahkemedeki ifadesinde patlamaları sadece mısır patlamasına benzetti. Dilber savcılık ifadesinde “Çin’den gelen 2 makine ile barut üretimine başlandı” demişti.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
k_zg_n
Kızgın
0
_a_rm_
Şaşırmış
https://devrimcidusun.org/wp-content/uploads/2021/04/1.png
Giriş Yap

Devrimci Düşün Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!