İZMİR – Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) İzmir Şubeleri, 2022-2023 eğitim ve öğretim yılının ilk dönemine dair İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde açıklama yaptı. “ÖMK eşitsizliğini karşı eşit işe eşit ücret istiyoruz” pankartının açıldığı açıklamada, sık sık “Sermayeye değil eğitime bütçe”, “Eşit işe eşit ücret” ve “Laik, bilimsel, demokratik eğitim” sloganları atıldı.
SORUNLAR
Eğitim Sen İzmir 5 Nolu Şube Başkanı Özcan Çetin, eğitim-öğretim yılının ilk yarısında en dikkat çekici sorunlardan birisinin öğrencilerin beslenme sorunu olduğunu belirtti. Çok sayıda öğrencinin okula kahvaltı yapmadan gittiğini söyleyen Çetin, “Yine birçok öğrencinin okulda yemek yemeden günü tamamladığı ve eve döndüğü görülmektedir” dedi. Çetin, eğitimin bilimsellikten uzaklaştığını, seçmeli derslerde öğrencilerin dini içerikli derslere yönlendirildiğini, eğitim hizmetlerinin özelleştirildiğini, mülakatların “siyasi kadrolaşma” amacıyla kullanıldığını ifade etti.
Çetin, 30 Ekim 2020’de yaşanan deprem sonrası orta ve ağır hasarlı okul binalarının boşaltıldığına işaret ederek, “Aradan yıllar geçmesine rağmen bu okul inşaatları tamamlanıp eğitim öğretim hizmetine sunulamamıştır. İkili eğitim yapılan okulların sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu durum hijyen sorunlarına, sabahın karanlığından akşamın geç saatlerine kadar eğitim öğretimin sürmesine neden olmaktadır” ifadelerini kullandı.
TALEPLER
Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) düzenlemesi ile eşit işe eşit ücret ilkesinin bozulduğunu belirten Çetin, taleplerini ise şöyle sıraladı:
“* 3600 EK göstergenin 1.Dereceye gelen tüm kamu çalışanlarına da verilmesi sağlanmalıdır.
* Eğitime hazırlık ödeneğinin tüm eğitim çalışanlarına en az bir maaş tutarında ödenmesi gerekmektedir.
* Teknik Hizmetler, Genel İdari Hizmetler ve Yardımcı Hizmetler sınıfına çeşitli miktarlarda yılda bir defaya mahsus verilen giyim yardımının, tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmesi gerekmektedir.
* Tüm eğitim çalışanlarının ek ödeme ve özel hizmet tazminatları emekli maaşları hesaplamalarına dahil edilerek, artan oranlı vergi dilimi uygulamasına son verilmelidir.
* MEB’de mobbinge, sürgüne görev dağılımındaki adaletsizliğe ve siyasi kadrolaşmaya son verilmelidir.”