Günah keçisi” deyimi; asırlar öncesi gerçekleştirilen ve zamanla her dilde ifadesini bulan bir ritüele dayanır. Eski Ahit’te kefaret günü ayinlerinde; topluluklar, tanrıya bir keçi kurban ederek günahlarından arınmayı umuyorlardı. Kurban edilen keçinin günahının olmaması; “günah keçisi” deyimine anlam kazandıran durumdu. “Günah keçisi” deyimi; suçlu olmadığı halde suçlu ilan edilen insanların içerisine düştüğü konumunun ifadesi olarak kullanıldı uzun süre. Ancak günümüzde bu deyim; genellikle, organize gerçekleştirilen suç fiiline katılanlardan birinin suçu üstlenmesi durumunun ifadesini içeriyor.
Suç organize; organizasyon birkaç kişi ya da kurum tarafından gerçekleştiriliyor; ama sahneye çıkan bir kişi ve oyunun “esas oğlanları” sahne arkasında yer alıyor.
Kürşat Ayvatoğlu adlı kişi, Lüks bir araçta uyuşturucu kullanırken görüntüleniyor ve görüntüler sosyal medyaya servis edilince olayın figüranın hikayesi de açığa çıkıyor. Sıradan bir olayın, sıradanlığı aşarak, vakalar ön sırasına oturması; şahsın kimliği ile ilişkili. Kürşat Ayvatoğlu; AKP Genel Merkezi’nde büro çalışanı. Kişinin, siyasi vasfı nedeniyle vakanın önem kazanması sonrası oluşan tepkileri elimine etmek kaygısıyla apar topar savcılığa çıkarılan Kürşat Ayvatoğlu, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasının ardından; tepkinin daha da artması nedeniyle savcılık talimatıyla yeniden gözaltına alınıyor.
Savcılık sorgusunda kokain için “pudra şekeri” savunması yapan eski AKP Genel Merkez personeli Kürşat Ayvatoğlu, ikinci kez gözaltına alınınca “kokain kullandığını” itiraf ediyor. Savcılık, Ayvatoğlu’nun da aralarında bulunduğu 6 şüpheliyi tutuklanmaları istemiyle nöbetçi hakimliğe sevk ediyor.
Ayvatoğlu’nun yeniden gözaltına alınmasının ardından kendisine ait olduğu belirtilen Twitter hesabından; “Ailesi aracılığı ile kaleme aldığı açıklamadır” başlığıyla bir açıklama yapılıyor.
Söz konusu açıklamada; “Daha fazla güçlü görünürsem her kapının açılacağını düşündüm. Daha fazla nüfuz sahibi olma, olduğundan farklı görünme çabasıyla gücün yanında görünme, hükümetteki güçlü insanlarla fotoğraf vererek kendime yeni kapılar açma düşüncesi beni her gün başka bir yanlışa sürükledi”. “Ticaret yapıyor olmama rağmen, AK Parti Genel Merkez’de bir işim olursa siyasi büyüklere daha yakın olursam daha güçlü olurum düşüncesiyle orada işe girmek için bütün koşulları zorladım. Maddi olarak ihtiyaç duymamama rağmen partinin gücü için orada olmak istedim. Bu düşünce tarzı beni daha büyük yanlışların içine sürükledi” ifadeleri yer aldı.
Ayvatoğlu adına yapılan açıklamada, bu tür suçluların başvurduğu yöntem deneniyor. Şahsın, “yanlışların içine sürüklendiği” vurgusu; vardığı yere tercihle ulaştığının üzerini örtme çabasıdır. Bu çaba, “kader mahkumu” pozu vermek içindir.
Açıklamada Ayvatoğlu’nun; “İçine sürüklendiği büyük yanlışın” ne olduğu belirtilmiyor. Bilinen o ki; şahsın, bilerek ve isteyerek tercih ettiği duruma ulaşma şekli; lüks yaşam sürdürebilmesini sağlayan mal varlığını elde etme biçimidir.
Üretmeden mal varlığı edinmenin önemli bir aracı rüşvettir. Bir insanın asalak tarzda mal edinmesinin bir türü olan rüşvet; kapitalist sistemin olağan elemanıdır. Rüşvetin kapitalist sistemin unsuru olduğunu; sermaye sahipleri de siyasiler de bilir. Ancak rüşvetin göz önünde gerçekleşmemesi gereken bir “normal araç” olması kuraldır; Açığa çıktığında sorun olur; sorun yaratmaması için rüşvetin yeterince örtülü olması kapitalist sistemin işleyişinin ön koşuludur.
Burjuva siyasetçilerin kapitalist sistemin işleyişini “deneyimleriyle” bildikleri halde, bir rüşvet vakasının gerçekleştiği kanısını güçlendiren verilerin ortaya çıkmasıyla çığlık atmaları; vakanın üstündeki örtünün kaldırılması nedeniyledir. Kapitalist sistemin işleyişinde rol alan aracın “tu kaka” ilan edilmesi; ”hazır üzerindeki örtü kalkmışken” burjuva siyasilerin hasmına karşı kullanacağı “silah” olabilmesine bağlıdır.
Kapitalizm sömürü sistemi olarak kirlidir; kirli ilişkiler sistemin safrasıdır. Safrayı arızi bünye üretir ve yapısal anlamda kirli (sayrılı) olan bir sistemin sürmesi için kirli araçların kullanılması da olağandır. Sömürünün olduğu yerde her tür kirli araç mubahtır. Kirli araçların varoluşu; doğrudan egemen sınıfın öteki sınıfları sömürüsü üzerinde şekillenen yapının varoluşuna bağlıdır.
Kapitalist sistemin gereksinimlerinin karşılanmasının pratik ifadesi olan siyasanın esas organizasyonu olan devlet; burjuvazinin hizmetine koşulu araçtır. Kuşkusuz bu araç, bir makine, bir robot değildir ve kapitalistlere hizmet görevini, “doğrudan /direkt” biçimde gerçekleştirmez. Devlet; işleyişinde görev alan küçük ve büyük memurların, siyasi kimlikli insanların arasındaki ilişkiler tümlüğüdür. Bu vasfıyla devlet canlı bir organizmadır. Devlete canlı organizma oluş vasfını kazandıran da işleyişinde görev alan insanlardır. Devletin egemen sınıfın hizmetinde olması ve ezilenlerin üzerinde bir baskı aracı olması içerisinde yer alan görevli insanlar vasıtasıyla gerçekleşir.
Burjuvazinin hizmetine, dolaylı yol ve araç kullanılarak koşuluyor olması; kapitalist devletin toplumun hizmetinde olduğu iddiasına dayanak olsun nedeniyledir. Kapitalistler, birçok yol, yöntem ve araç kullanarak devlet organizasyonunu kullanır. Devleti kullanma işinde, devlet mekanizmasında yer alan görevliler vasıtadır. Devlet çarkının dişlisini oluşturan kurumlarda yer alan insanların hizmete koşulmasının önemli araçlarından birisi de rüşvettir. Durumun en yalın açıklamasını; Başbakanlık görevi yaptığı dönemde Turgut Özal; “ Benim memurum işini bilir” sözleriyle yapmıştı. Kendisi de bürokrasinin alt ve üst kademelerinde görev yapmış biri olarak Özal; devlet ile burjuvalar arasındaki bağı, deneylerine dayanarak biliyordu ve Özal’ın sözleri, durumun mecazen anlatımıydı.
Rüşvet devlet çarkının içerisinde yer alan memurların; egemen sınıf üyelerine “iyi”, hizmet vermesi için gerekli yağdır. Kapitalist pazarın işleyişinde “değeri” olan her metalaşmış şey rüşvetin gerçekleşme aracı yapılabilir. Rüşvet; devletin işleyişinde yetkili olma derecesine göre verilir. Rüşvet; alma/ verme sürecinde, gerçekleşme biçimine ve miktarına bağlı olarak yetkili memurların konumuna göre kast yaratır.
Kuşkusuz rüşvet almayan memur vardır. Rüşvet sürecine girmemesi; memurun, “iş görme” yetkisi ile ilgilidir. Diğer yandan yetkisi olup ama rüşvet almayan bürokrasinin varlığı istisnadır. Ancak bu istisna durum; rüşvetin kapitalist sistemin “normali” olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Yani rüşvet, kapitalist sistemde devletin işlevini yerine getirmesini sağlayan olmazsa olmaz elemandır. Rüşvetin gerçekleşmediği kapitalist sistem yoktur. Burjuva sınıfın devletten “kolay” hizmet alabilmesi için rüşvet mümkün ve uygun araçtır.
Toplumun hemen hemen tamamının; Rüşvetin, kapitalizmin olağan ama üstü örtülü aracı olduğunu bilmesine karşın, bu zorunlu durum konusunda toplumsal konsensüs vardır.
Rüşvet, sömürü sisteminin piçidir.
Sömürü sisteminde “kirli işlerin gizli olması” kabulüne binaen; rüşvetin gerçekleştirilmesi sürecinde de “gizliliğin” koşul sayılması; rüşvet eylemi gerçekleştirilirken “özel” yöntemlere başvurulmasını zorunlu kılmaktadır.
Kendinden önceki sınıflı toplumlar gibi kapitalist sistemde kirli araçların kullanım koşullarını ve olanağını yaratır. Kuşkusuz sistem içerisinde bazı insanlar, kirli araçların kullanılmasında ustalaşarak toplumun çoğunluğu dışında özel statü ve özel yaşam olanakları elde ederler.
Kapitalist sitemin işleyişinin sunduğu olanağı, kendi lehine fırsata çevirmesi; politikacının, bürokratın; nasıl/ hangi yolla, egemen sınıfın hizmetine girdiği hakkında kesin bilgi sunar. İnsanın eylemini koşullandıran durum; aynı zamanda sınıfsal kimliğinin yapılanmasının ön koşuludur.
Kapitalist toplumda; burjuva sistemin çarkının dişlisi olmuş insanın cesareti; kapitalist sistemin koşullarının yarattığı olanak ve araçları fırsata çevirme istencine tekabül eder.
Devlet bürokrasisi ve siyasiler ile kapitalistler arasında rüşvetin farklı gerçekleştirilme biçimleri söz konusudur. Rüşvet alma/verme biçimlerinden birisi de; tarafların doğrudan teması yerine, araç kişi veya kurum kullanılmasıdır. Kapitalist; rüşveti, doğrudan bürokrata veya siyasetçiye vermez araya “aracı” girer. Aracı kişi rüşveti alır ve verilmesi gerekene aktarır. Bazı durumlarda alt kademedeki bir memur “aracı” görevi üstlenir. Böylece rüşveti alan da veren de sahne arkasında kalır. Aracı; rüşveti verenin ve alanın ellerinin “temiz” kalmasını sağlayan ara elemandır ve bu trafikte payını alır. Rüşvetin üstündeki örtü kalkarsa “Temizlikçi”, aracılıktan aldığı pay nedeniyle vakanın “günah keçisi” olmayı işin başında kabul eder.
VAYY KEÇİ !
AKP’li Kürşat Ayvatoğlu; vakanın sahneye çıkan figüranıdır ve zaafları nedeniyle örtünün kalkmasına yol açmıştır. Rüşvet trafiği “hata” kabul etmez. Hata yaparak sahnede boy gösteren Ayvatoğlu; vakanın “Günah keçisi “ olarak, siyasilerin, “vurun abalıya” çığlıkları dininceye kadar başına gelecekleri, yaptığı “hizmetin” cilvesi olarak kabullenmek zorunda olduğunu bilmektedir .
Ayvatoğlu’nun uyuşturucu kullanması sonuçtur; bu sonuç doğrudan mal varlığı edinmesiyle ilişkilidir. Anlattığı vasıfta bir kişinin mal varlığı edinmesinin tek yolu; bürokratlar ve siyasiler ile iş adamları arasındaki ilişkide “araç” hizmeti veren kişilerden birisi olmasıdır. Söz konusu kişinin uyuşturucu kullandığı iddialarını kabulü ve alacağı cezanın bu “suça” istinaden verilmesine rıza gösteriyor olması; “sürüklendim” dediği durumun üzerinin örtülmesi istencine tekabül etmektedir. Bu istencinin gerçekleşmesi için hizmet ettiği kişilerin nüfuz kullanmalarını beklediği; sergilediği davranışlarından ve verdiği ifadelerden anlaşılmaktadır.
Olayın sahne arkasındaki siyasi iktidar kadroları, Ayvatoğlu’nun açığa vurduğu beklentisinin içeriğindeki “kastı” anlamışlar mıdır?
Elbette anlamışlardır; “Ayvatoğlu’nun istencini “Vayy keçi” ! nidasıyla karşılayarak.