İSTANBUL – Sermaye devletinin halk gençliğinden duyduğu korku, gençlerin en barışçıl ve en doğal insani eylemlerine dahi düşmanca tutumu ve fişleme terörü ile açıkça görülüyor.
Tarihinde burjuva demokrasisini dahi tanımamış olan sermaye devleti, işçilere, köylülere, kent yoksullarına ve halk gençliğine karşı hep acımasızca yaklaşmış, zaman zaman darbelerle sınıfın, halkların ve gençliğin muhalefeti ezmeye çalışmış, zaman zaman vahşice katliamlar tertip edip uygulamış ise de her dönem vazgeçemediği yöntemlerden biri olagelmiştir fişleme! Her farklılığı düşmanlaştırma nedeni sayan sermaye devleti, gençlerin barınma sorunlarını duyurma amacıyla giriştiği barışçıl eylemleri de ‘terör eylemleri’ olarak yansıdmakta, AKP şefi/Cumhurbaşkanı ise gençlere ‘hayatınız yalan’ demekte. Elbette kollukta onlarca yıldır yaptığı gibi muhalifleri fişlemeye devam etmekte.
Uşak’ta lise öğrencisi Ö.E. üniversiteli arkadaşlarına destek vermek amacıyla şehirdeki “Barınamıyoruz” protestosuna katıldı. Eylem günü polisler tarafından Genel Bilgi Toplama (GBT) işlemine tabi tutulan gencin birkaç gün sonra okuduğu liseye sivil polisler gelerek okul müdürüyle konuştu. Okul müdürünün kendisiyle görüştüğünü belirten Ö.E’nin aktardığına göre polisler, müdüre “Okulda solcu var, dikkatli olun” dedi. Annesinin de arandığını söyleyen Ö.E., “Annem korkmuş, bana da kızdı ve ‘Neden böyle şeylerle uğraşıyorsun’ dedi. Ben de kötü bir şey yapmadığımı, üniversiteli arkadaşlarımın hakkını aramak istediğimi söyledim. Elimden geldiğince desteğe devam edeceğim” diye konuştu.
Polisin aradığı kişiler arasında öğrencilere desteğe giden 30 yaşındaki mühendis Özcan Gülhan’ın ailesi de var. KHK ile ihraç edilen Gülhan, “Geçen pazartesi günü Bornova’daki öğrencilerin parktaki eylemlerine destek oldum. Kimliklerimiz polisler tarafından toplandı. Ertesi gün annemi arayıp ‘Oğlunuz terörle iltisaklı kişilerle beraber. Oğlunuza sahip çıkın yoksa başına kötü şeyler gelebilir ileride’ demişler. Annem de paniklemiş doğal olarak. İşin komik yanı, ben 30 yaşında bir mühendisim ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde araştırma görevlisiyken 2017’de Barış İçin Akademisyenler bildirisine imza attığım için ihraç edildim. Terörist dedikleri çocukları tanıyorum. Hepsi normal öğrenci” ifadesini kullandı.
İstanbul’daki eylemlere katılan Öğrenci Sendikası üyesi Ceren Berk’in de babası aynı gerekçelerle arandı. Maltepe Üniversitesi İngilizce Bölümü öğrencisi Berk şöyle konuştu:
“Üç gün önce Kadıköy Yoğurtçu Parkı’ndayken babam arayarak beş dakika önce polislerin kendisini aradığını söyledi. Polisler ‘Çocuğunuz tehlikeli, provokasyon içeren ortamda’ demişler. Eylemlere katılmamın eğitim hayatımda sıkıntıya neden olacağını söylemişler. Babam devlet memuru ve bu eylemlere katılmamın ona da sıkıntı çıkarabileceğini ifade etmişler. Kısacası üstü kapalı tehdit etmişler. Okulumdan ev adresi bilgilerime kadar her şeyi almışlar. Ailemde bir kaygı durumu var, çünkü akşamın geç bir saatinde bu şekilde aranıyorlar. Ama bu telefonların yıldırmak için yapıldığını bildiğim için eylemlere katılmaya devam edeceğim.”
