Yeni Zelanda’nın güney adasının batı kıyısında bulunan Pike River kömür madeninde biriken metan gazı nedeniyle 19 Kasım 2010’da peş peşe patlamalar meydana gelmiş, iki işçi kaçmayı başarırken 29 işçi yaşamını yitirmişti. Bu olay, Yeni Zelanda tarihinin en büyük maden faciası olarak kayıtlara geçmişti.
ÜÇÜNCÜ BİR CESET DE BULUNMUŞ OLABİLİR
Patlamalar sonrasında madene giriş güvenlik gerekçesiyle kapatılırken, ailelerin yakınlarının cenazelerine ulaşılması için yaptığı baskıların sonucunda 2019 yılında yeniden araştırmalar başlatılmıştı. Yeni Zelanda polisinin bugün yaptığı açıklamada da, bu araştırmalar sırasında açılan sondaj deliklerinden geçtiğimiz hafta çekilen fotoğraflarda en az iki işçinin cansız bedeni tespit edildi. Bölgede, üçüncü bir kişinin daha kalıntılarının da bulunduğuna inanılıyor.
KİMLİK TESPİTİ DENENECEK
Polis açıklamasına göre, cenazeler madenin girişinden çok uzakta tespit edildi ve buraya ulaşılması mümkün görünmüyor. Ancak Başkomiser Peter Read, kalıntıların kime ait olduğunu belirlemek için adli tıp uzmanlarıyla çalışmalar yürüteceklerini söyledi.
‘AİLELER ADALETİ HAK EDİYOR’
Cenazelerine ulaşılamayan madencilerin akrabalarıysa, facianın 11’inci yıldönümüne günler kala gelen bu haberle şaşkınlığa uğradı. Eşi Milton’ı madende kaybeden Anna Osborne, “Aklım, yıldönümü olan 19 Kasım’daydı. Bu haber biraz şoke edici oldu. Hazır değildim” derken, bir açıdan da rahatlama ve bir miktar gurur hissettiğini söyledi: “Polis soruşturmasının ilerlemesi için gerçekten çok büyük mücadele verdik… 29 kişi böyle ölmeye hak etmedi ama aileleri adaleti hak ediyor “dedi.
Oğlu madende ölen Rick Durbridge ise “Onların aşağıda olduğunu biliyorsunuz ama görüldüklerini de bilmek sarsıcı oluyor. Çocuklarımız için adalet sağlanması adına yıllarca mücadele verdik ve bu şimdi kısmen gerçekleşiyor. O sondaj deliklerinin açılmasını sağlamak için o kadar çaba göstermemizin nedeni buydu” diye konuştu. (DUVAR)
