İSTANBUL – Hükümet bir yandan PKK lideri Öcalan eliyle ortaya attığı ve Kürt Ulusal Hareketi’ni de dahil ettiği ‘çözüm’ veya ‘barış’ tartışmalarıyla kitleleri maipüle ederken, toplumsal muhalefetin üzerindeki baskıyı sürekli arttırıken işlevsizleştirdiği Meclis eliyle de hukuk sistemini kendine göre dizayn etmeye çalışıyor.
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ölene kadar başkanlığının yolunu açmayı ve rejimi kalıcılaştırmayı öncelikli olarak amaç edinen AKP-MHP bloku, hukuk alanındadaki hamlelerine de devam ediyor.
Şirketlere el koymanın önünü açan TMSF yasasından dezenformasyon yasasına, 9. Yargı Paketi’ne konulan “etki ajanlığı”ndan kadınları ve LGBTİ+’ları hedef alan düzenlemelere, iklim kanununa kadar birçok düzenlemenin ardından rejim, önceki akşam Siber Güvenlik Yasası’nı da Meclis’ten geçirdi.
Kişisel verilerin korunması, özel hayatın gizliliği ve ifade özgürlüğü konularında ciddi kısıtlamalara ve keyfi uygulamalara yol açabileceği gerekçesiyle eleştirilen Siber Güvenlik Kanunu Teklifi, TBMM Genel Kurulu’nda 102’ye karşı 246 oyla kabul edildi.
Yasaya göre, “algı oluşturma” iddiasıyla haber kaynağından elde ettiği bilgileri bulundurduğu gerekçesiyle ve Siber Güvenlik Başkanlığı’nın istediği bilgi ve belgeleri, haber kaynağının gizliliği ilkesi nedeniyle vermediği için gazeteciler hapis cezası tehdidiyle karşı karşıya kalacak.
Yani gazeteciler, ortalığa saçılan verileri somut delillere dayandırsa dahi herhangi bir yetkilinin “Veri sızıntısı olmadı” açıklaması karşısında cezaya tabi olabilecek.
Öte yandan, teklifin 8. maddesinde yer alan Siber Güvenlik Kurulu Başkanı’na arama, kopya çıkarma ve el koyma yetkisini düzenleyen ifade, gelen tepkiler üzerine tekliften çıkarılırken, özellikle gazeteciler üzerindeki ablukayı genişleten teklifin 16. maddesindeki “veri sızıntısı” ifadesi “siber güvenlikle ilgili veri sızıntısı” şeklinde değiştirildi.
Maddede yer alan ifadede ise şu hükme yer verildi:
“Siber uzayda veri sızıntısı olmadığını bildiği hâlde halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak ya da kurumları veya şahısları hedef göstermek amacıyla siber güvenlikle ilgili veri sızıntısı olduğuna yönelik gerçeğe aykırı içerik oluşturanlara veya bu maksatla bu içerikleri yayanlara iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.”
Teklifin 7. maddesinde yer alan “Siber güvenlik uzmanları ve” ibaresi “Siber güvenlik uzmanlarından, üreticilerinden veya” şeklinde, “tavsiye ve benzeri belgelerde” ibaresi ise “diğer düzenleyici işlemlerde” şeklinde değiştirildi.
Bu değişikliklerle, siber güvenlik ürün, sistem ve hizmetlerinin üreticilerden de tedarik edilmesine imkân sağlandı ve ilgililerin Başkanlıkça çıkarılacak tüm düzenleyici işlemlere tabi olmalarına yönelik düzenleme yapılmış oldu.
HAPİS CEZALARININ ÖNÜ AÇILDI
Kanunla ayrıca, belirtilen yetkiler çerçevesinde elde edilecek kişisel veriler ve ticari sırlar, bu verilere erişilmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması hâlinde re’sen silinecek, yok edilecek veya anonim hâle getirilecek.
Türkiye Cumhuriyeti’nin siber uzaydaki millî gücünü meydana getiren unsurlara yönelik siber saldırı gerçekleştiren veya bu saldırı neticesinde elde ettiği her türlü veriyi siber uzayda bulunduranlara 8 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası verilecek.
Yetkili mercilerin ve denetim görevlilerinin istedikleri bilgi, belge, yazılım, veri ve donanımı vermeyenler veya bunların alınmasına engel olanlar 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 500 günden 1500 güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacak.
Sır saklama yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere veya görev ve yetkilerini kötüye kullananlara 4 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası verilecek.
Öte yandan kabul edilen teklife göre, Siber Güvenlik Kurulu; Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Adalet Bakanı, Dışişleri Bakanı, İçişleri Bakanı, Millî Savunma Bakanı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı, Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri, Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanı, Savunma Sanayii Başkanı ve Siber Güvenlik Başkanı’ndan oluşacak.
