TMMOB: İktidar Devlet Eliyle Yeni Afetler İnşa Etmekte

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla yayınlanan kararnameye tepki göstererek, “İmar affını ‘imar barışı’ olarak lanse etmekten beis duymayan iktidar bu sefer de devlet eliyle yeni afetleri inşa etmektedir” dedi.

featured

ANKARA – Türk Mimarlar ve Mühendisler Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, 24 Şubat 2023 tarihli 32114 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 126 no’lu Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edilen illerde yerleşme ve yapılaşmaya ilişkin bir takım düzenlemeleri içeren Cumhurbaşkanlığı kararnamesine tepki göstererek, “Yeni Afetlere Yol Açacak Olan Yerleşme Ve Yapılaşmaya İlişkin Kararname İptal Edilmelidir” başlığıyla yazılı açıklama yaptı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurumun “Vatandaşlarımızı bir an önce evlerine kavuşturmak”  ifadesinin plansızlığa gerekçe olamayacağını vurgulayan Koramaz, “Depremin üzerinden henüz 18 gün geçmişken, 24 Şubat 2023 tarihli 32114 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 126 nolu Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile deprem nedeniyle Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edilen illerde yerleşme ve yapılaşmaya ilişkin bir takım düzenlemeler yapılmıştır” dedi.

Açıklamada söz konusu kararname ile yapılacak değişikler şöyle sıralandı:

“* Afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde afetten etkilenenlerin geçici veya kesin iskân alanları Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca resen belirlenebilecek.

*Gereklilik durumunda Mera Kanunu ile Orman Kanununun ek 16. Maddesinde belirtilen alanlar da geçici veya kesin iskân alanları olarak kullanılabilecek.

*Belirlenen kesin iskân alanlarında ve mevcut kentsel alanlarda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca onaylanacak plan ve imar uygulamaları beklenmeksizin jeolojik etüt raporu ve zemin etüt raporu doğrultusunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca onaylanacak vaziyet planına ve düzenlenecek yapı ruhsatına göre uygulama yapılacak.

*Bu alanlarda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca onaylanan plan ve parselasyon planlarında İmar Kanununun plan ve parselasyon ile ilgili işlemlerindeki askı, ilan, itirazlara ilişkin hükümlerinin uygulanmayacak.

*Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, altyapı, üstyapı dahil her türlü inşaat yapmaya veya yaptırmaya, arsa paylarını belirlemeye, cins değişikliği yapmaya, kat irtifakı, kat mülkiyeti kurmaya yetkili kılındığı görülmektedir.”

‘BAZI TEDBİRLER OLARAK TARİF EDİLEMEZ’

Kararnamenin amaç maddesinin “yerleşme ve yapılaşma hususunda bazı tedbirlerin alınması” şeklinde açıklandığını aktaran Koramaz, “Yeniden yerleşim kararı ‘bazı tedbirler’ olarak tarif edilemez. Bazı tedbirler,  afet sonrasında afete maruz kalanların can ve mal kayıplarını azaltmaya, barınma, beslenme sağlık ve güvenlik gibi temel ihtiyaçların karşılanması için alınır. Daha geçici barınma ihtiyacı karşılanamazken, daimi yerleşim alanlarının belirlenmesi ya da yeniden inşa edilme yöntemi olarak, geçici barınma alanlarının belirlenmesinde dahi kullanılamayacak yönteme başvurulmuştur” diye kaydetti.

‘YENİ FELAKET İLANI’

Bir daha bu denli yıkımı yaşamamak için bilim ve tekniğe uygun hukukun gereklikleri doğrultusunda yeniden inşa faaliyetinin yapılması gerektiğini belirten Koramaz, bu kararname ile yeni bir felaket ilanı yaratılacağını söyledi. Koramaz devamla, “Bu kararname ile Anayasa’ya aykırı olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Türkiye belediyesi olarak her türlü yetkiye sahip kılınmıştır. Anayasa’da hiçbir istisna koşul belirtmeksizin devlet mekanizması içinde görevlendirilmiş kurum ve kuruluşların yetkisi ellerinden alınmıştır. Mülkiyet hakkı başta olmak üzere Medeni Kanun, Orman Kanunu, Mera Kanunu, Tapu ve Kadastro Kanunu ve bunları yürütmekle sorumlu bakanlıklar ve kurumların yetkileri gasp edilmiştir” dedi.

‘BİR KEZ DAHA ORMAN VE MERA ALANLARI FEDA EDİLDİ’

Orman ve mera alanlarının bir kez daha hiçbir sınırlama olmadan feda edildiğini vurgulayan Koramaz, devamla şöyle konuştu: “Orman Kanunun ek 16. Maddesinde zaten çok sınırlı tutulan koşullardan da vazgeçilerek tohum bahçesi ve gen koruma ormanları da kapsam içine alınmıştır. Bununla da yetinilmemiş, mesire yerleri, orman parkları ve turizm kullanımı için tahsis edilen orman alanları da dâhil edilmiştir. Planlamanın gerek altyapı ve üstyapı tesislerinin, ekonomik, kültürel, tarihi ilişkileri, risk açısından sakınılması, doğal nitelikleri açısından korunması gereken başta tarım, orman, mera, sulak alanlar, kıyı alanları ile mülkiyet ilişkilerinin bütün olarak ele alındığı bölgesel, kentsel ve kırsal ölçeklerde karşılıklı ilişkilerin düzenlendiği, bilimsel, teknik ve hukuki niteliği yok sayılmıştır.  Yerel halkın planlama sürecine katılımının sağlandığı tek aşama olan imar planlarının askı, ilan ve itiraz süreçleri de ortadan kaldırılmış, yerel halk dışlanmıştır.”

‘BİLİMİ, HUKUKU REDDETMEK YENİ AFETLERE YOL AÇAR’

Sadece jeolojik etüt raporu ve zemin etüt raporu esas alınarak vaziyet planı ile yeni yerleşim alanlarının belirlenmesinin kabul edilemez olduğunu ifade eden Koramaz, “İmar affını ‘imar barışı’ olarak lanse etmekten beis duymayan iktidar bu sefer de devlet eliyle yeni afetleri inşa etmektedir. Anlaşılan odur ki; yaşanan onca acıya ve kayıplara rağmen siyasi iktidar sermaye odaklı yapı üretimi politikasını sürdürmekte ısrarlıdır. Bir kez daha uyarıyoruz, bilimi, tekniği ve hukuku reddetmek sadece yeni afetlere zemin hazırlamaktır” diye belirtti.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
k_zg_n
Kızgın
0
_a_rm_
Şaşırmış
https://devrimcidusun.org/wp-content/uploads/2021/04/1.png
Giriş Yap

Devrimci Düşün Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!