1. Haberler
  2. Makaleler
  3. Srebrenitsa’da Soykırımın 30. Yılı

Srebrenitsa’da Soykırımın 30. Yılı

Temmuz 1995'te Sırp birlikleri, 8 binden fazla Boşnak'ı katletti. Bu, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'daki en büyük soykırımdı. Dünya o dönemde bu katliama seyirci kaldı.

featured

Temmuz, 1995. Bosnalı Sırp General Ratko Mladiç’in birlikleri, Srebrenitsa’da güvenliğini eskiden Birleşmiş Milletler’in (BM) sağladığı bölgede Boşnaklara soykırım uygularken dünyaya yayılan dehşet verici görüntüler de uluslararası toplumun çöküşünü dünyaya duyuruyordu:

Potoçari’deki BM üssünün alanına sığınmış binlerce çaresiz mülteci, kadınların, çocukların ve erkeklerin birbirinden ayrıldığı anlar, Mladiç ile kadeh tokuşturan Hollandalı UNPROFOR (BM Koruma Gücü) komutanının utanç uyandıran hali.

Soykırımdan günler önce Srebrenitsa’dan amatör telsiz kullanıcıların gönderdiği umutsuz mesajlar vardı. Katliam devam ederken bile ölüm yürüyüşünden sağ kurtulan tanıklar, Srebrenitsa çevresindeki ormanlarda süren insan avı ve dehşet hakkında ilk haberleri ulaştırmıştı.

Temmuz 1995’de işlenen suçun kesin boyutları henüz tam bilinmiyordu, ancak kısa sürede Srebrenitsa’nın Bosna’daki Sırp etnik temizlik politikasının korkunç zirvesi olduğu anlaşıldı. Bu, Hitler’in yaptığı Yahudi soykırımı Holokost’tan sonra işlenmiş en korkunç suçlardan biriydi. Suç, uluslararası toplumun tümüyle bilgisi dahilinde olmasa da göz yumulmuştu. Üstelik o dönem, Avrupa’nın hatırlama kültüründe “bir daha asla” sloganı çoktan yerleşmesine rağmen.

İkinci acı yolculuk

Bu yıl 11 Temmuz’da, yani soykırımı anma gününde, Srebrenitsa yakınlarındaki Potoçari Anıt Mezarlığı’nda on binlerce insanın toplanması bekleniyor. 30’uncu yıl olması nedeniyle önceki yıllara göre katılımın çok daha yoğun olması kuvvetle muhtemel. 2003 yılında açılan Srebrenitsa Anıtı, sarsıcı ama aynı zamanda saygıdeğer bir anma mekânı.

Mezarlıkta şimdiye dek kimliği belirlenen 8 bin 372 soykırım kurbanından yaklaşık 7 bininin kalıntıları gömülü. Burası, hayatta kalan yakınlar için en önemli yas ve anma alanı. Ancak bu anmanın onuruna karışan bir burukluk da var: Asıl suçtan sonra yaşanan pek çok şeyin acısı. Buna “ikinci bir acı yolculuk” denebilir.

Srebrenitsa adı, suçun adeta bir şifresi haline geldi. Lahey’de kurulan Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nin birçok kararında belgelenip tanınmasından sonra Srebrenitsa’da yaşananların “soykırım” olduğuna dair uluslararası geniş bir mutabakat var. 2024 yılında BM Genel Kurulu 11 Temmuz’u “Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü” olarak ilan ederek bu suçun soykırım niteliğini bir kez daha teyit etti.

toplu mezar
Srebrenica’ta 1996 yılında bulunan bir toplu mezar

İnkâr ve küçümseme

Ancak soykırımın planlayıcıları ve uygulayıcıları olan iki ülke olan Sırbistan ve Bosna-Hersek içindeki Sırp özerk bölesi Sırp Cumhuriyeti’nde (Republika Srpska), bu suçun inkârı ve küçümsenmesi bugün resmî devlet politikası hâline gelmiş durumda.

Sırbistan Meclisi, 2010 yılında Srebrenitsa’daki suça dair bir özür içeren açıklama yayımladı, ancak “soykırım” kelimesini kullanmadı. Günümüzde Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç döneminde bu sembolik jestin bile gerisine düşüldü. Vuçiç, 1995’te diktatör Slobodan Miloşeviç’in Enformasyon Bakanı’ydı ve 20 Temmuz 1995’te Belgrad Parlamentosu’nda soykırım henüz devam ederken “Öldürülen her Sırp için yüz (Boşnak) Müslümanı öldüreceğiz” demişti. Hâlâ bu sözlerinden dolayı özür dilemiş değil. Bugün Vuçiç, Yugoslavya Savaşları’nda “tüm tarafların acı çektiğini”, ancak yalnızca Sırpların kurban olarak tanınmadığını savunuyor.

Savaş suçlusu Mladiç birçok Sırp için kahraman

Sırp Cumhuriyeti Başkanı Milorad Dodik, 2021’de, tartışmalı İsrailli Holokost araştırmacısı Gideon Greif başkanlığında bir komisyon kurdu. Bu komisyon, hazırladığı raporda soykırımı inkâr etti ve kurban sayılarını ciddi şekilde sorguladı.

Savaş suçlusu olarak mahkûm edilen Ratko Mladiç’in yüzü bugün Sırp Cumhuriyeti’nde ve Sırbistan’da sık sık duvar resimlerinde, afişlerde ve fotoğraflarda görülüyor. Zira pek çok Sırp onu bir “kahraman” olarak görüyor.

Her yıl çeşitli Sırp bayramlarında ve anma günlerinde, milliyetçi Sırplar arabalarıyla konvoylar oluşturup kornalar çalarak ya da yüksek sesle milliyetçi müzikler çalarak anıtın önünden geçiyor. 2000’li yılların başında yapılan ilk cenaze törenlerinde, yakınlarını toprağa veren soykırım kurbanlarının aileleri Sırp milliyetçileri tarafından tükürüklerle aşağılanmıştı, polis ise müdahale etmemişti. 1995 sonrası Srebrenitsa’nın Sırp belediye başkanları, soykırımı çeşitli şekillerde inkâr ettiler. Mevcut belediye başkanı Miloš Vuçiç, Ekim 2024’teki seçim zaferini “BM kararına bir yanıt” olarak gördüğünü ifade etti.

Soykırımı inkâr yasası

Soykırımı inkâr edenler arasına Macaristan Başbakanı Viktor Orban da katıldı: 2024 Temmuz’unda Macaristan, Sırbistan ve Rusya ile birlikte, Srebrenitsa ile ilgili BM kararına karşı oy kullanan tek AB üyesi oldu.

Temmuz 2021’de, dönemin Bosna-Hersek Yüksek Temsilcisi Valentin Inzko, Srebrenitsa soykırımını inkâr etmeyi yasaklayan bir yasa çıkardı. Ancak bu yasaya dayanılarak ilk mahkeme kararı ancak Mayıs 2025’te verilebildi.

Sadece bir gerçek özür

Uluslararası toplumdan Srebrenitsa’daki sorumluluğuna dair yalnızca bir kez gerçek anlamda özür geldi: Temmuz 2022’de Hollanda hükümeti, soykırımın kurbanları ve hayatta kalanlardan “uluslararası toplumun Srebrenitsa halkına yeterli yardım sağlamayı başaramadığı” için af diledi.

Söz konusu dönemde uluslararası toplumun, Doğu Bosna’da etnik temizlik planlarından haberdar olduğu ve bunu barış görüşmelerinin başarıya ulaşmasının “bedeli” olarak sessizce kabul ettiği kuvvetle muhtemel. O dönemde soykırımı kimse açıkça öngörmemişti belki. Ancak yine de bunun açıkça kabulü hâlâ gerçekleşmiş değil.

Avrupa’nın kollektif hafızasında yer edinmedi  

Boşnaklar için Srebrenitsa soykırımı anması, ulusal kimliklerinin temel taşlarından biri ve devletlerinin kurucu bir unsurudur. Ancak Bosnalı devlet yetkililerinin çoğunun bu konudaki duyarlılığı, genellikle yalnızca 11 Temmuz’da Potoçari’deki anma törenlerine resmî katılımla sınırlı kalıyor.

Soykırımdan kurtulanların çoğu mütevazı, hatta yoksul ve toplumdan dışlanmış koşullarda yaşıyor. Sadece hayatta kalan kadınlara, eğer hayatta kalan erkek akrabaları kalmamışsa, devlet yardımı yapılıyor. Diğerlerinin hayatta kalan statüsü bile tanınmıyor. Ne maddi ne de psikolojik olarak şimdiye dek hiçbir destek görmediler.

Ama en ağır gelen şey, soykırımdan kurtulanlar için muhtemelen şu: Srebrenitsa, soykırımdan 30 yıl geçmesine ve 2024 BM kararına rağmen hâlâ Avrupa’nın kolektif hafızasında sağlam bir yer edinememiş durumda. Bunun en bariz örneği, Avrupa Birliği’nin 2009’dan beri her 23 Ağustos’ta kutladığı, tüm totaliter ve otoriter rejimlerin kurbanlarını anma günü.

Söz konusu anma günü, 1939’da imzalanan Hitler-Stalin Paktı’nın yıldönümüne denk geliyor. Avrupa Komisyonu her yıl bu gün vesilesiyle bir açıklama yayımlıyor. Ancak şimdiye kadar, bu açıklamalarda Srebrenitsa’nın adı hiçbir şekilde geçmedi.

Kaynak: DW

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
k_zg_n
Kızgın
0
_a_rm_
Şaşırmış
https://devrimcidusun.org/wp-content/uploads/2021/04/1.png
Giriş Yap

Devrimci Düşün Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.