10 Mart günü görülen duruşmada mahkeme heyeti, ailelerden birinin adalet talebini ifade etmesi üzerine duruşma düzeninin bozulduğunu iddia ederek duruşma salonunu terk ederek müşteki avukatlarının ve milletvekillerinin talebine rağmen duruşmayı ertelemişti. 19 Mart cuma gününe ertelenenen duruşmaya, çok sayıda hukuk örgütü de bir açıklama yaparak kamuoyunu davaya sahip çıkmaya çağırdı.
Hukuk örgütleri, mahkeme heyeti ve duruşma savcısının tamamen değiştirilmesinin ardından kilit önemdeki sanıkların ilişkileri aydınlatılmadan ve soruşturmadaki eksiklerle birlikte dosyanın hızla kapatılmak istendiğine ilişkilerin kaygıların ortaya çıktığını ifade ederken 10.03.2021 tarihli duruşmada yaşananların bu yöndeki kaygıları doğruladığı belirtildi.
2016 yılı Kasım ayından beri süren davada ailelerin adalet bekledikleri vurgulanan açıklamada ‘Bugüne kadar, katliama ilişkin gerçeklerin aydınlatılmasına karşı konulan engelleri müdahil ailelerin dirayeti, hukuk kurumlarının ve kamuoyunun büyük desteğiyle nasıl aştıysak, mahkemenin son duruşmada gösterdiği hukuk dışı tavra da izin vermeyecek, adalet arayışımızı ve bu davanın takipçisi olmayı sonuna kadar sürdüreceğiz’ denildi.
‘Adalet istiyoruz’ başlıklı çağrısının tam metni şöyle:
10 Ekim 2015 günü Ankara Garında IŞİD tarafından düzenlenen canlı bomba saldırısında, 103 kişi yaşamını kaybetmiş, yüzlerce kişi de yaralanmış; bu katliam Türkiye ve dünya kamuoyunda derin izler bırakmış, IŞİD katliamları insanlığa karşı suç olarak değerlendirilmişti.
Katliam yargılaması, tutuklu 19 sanık yönünden çeşitli mahkumiyet kararlarıyla sona erdirilmiş olup, dosya Yargıtay önündedir. Firari 16 sanık için sürdürülen yargılamada ise, Mahkeme heyeti ve duruşma savcısının değiştirilmesi, yargılamanın kamu görevlilerinin sorumluluğuna dokunmayarak, kilit önemdeki sanıkların ilişkileri aydınlatılmadan, soruşturmadaki eksikleriyle birlikte dosyanın hızla kapatılmak istenmesi olarak değerlendirilmiş olup, 10.03.2021 tarihli duruşmada yaşananlar bu kaygıları doğrulamıştır.
Duruşmada firari sanıklardan Muhammed Zana Alkan’ın eşi Büşra Şahin’in tanık olarak dinlemesi sırasında, katılan vekili meslektaşlarımızın tanığa sorduğu sorulara, tutuklu sanık Erman Ekici müdafii Av. Heyam Fidan tarafından çok defa müdahale edilmiş ve hatta Fidan tarafından tanığa “sorulan sorulara cevap verme” şeklinde talimatlar verilmiştir.
Mahkeme başkanının, sanık avukatının hukuksuz müdahalelerine engel olmaması, tanık sorgusunun Av. Heyam Fidan tarafından kesilmiş olması, bir katılanın “adalet istiyoruz” sözlerini sarfetmesine neden olmuştur. Katılanın haklı tepkisi ve “adalet istiyoruz” sözü Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı tarafından “duruşma düzeninin bozulması” olarak değerlendirilmiştir.
Mahkeme Başkanı tarafından katılan dışarı çıkarılmak istenmiş, katılanlar vekili meslektaşlarımızın duruşma düzeninin bozulmadığı ve katılanın dışarı çıkarılmasını gerektirecek bir neden olmadığına ilişkin beyan ve itirazları mahkeme başkanı tarafından dikkate alınmamış, Başkan heyetle birlikte duruşma salonunu terk etmiştir.
Konuyu bir inat meselesine döndüren Mahkeme başkanı, katılanın salondan çıkmamış olmasını bahane ederek, vermiş olduğu aranın arkasından duruşmayı kapatıp 19.03.2021 tarihine ertelemiştir. Duruşmayı ertelerken de “bundan sonra böyle şeyler olursa aynısını yaparım” diyerek katılanlara gözdağı vermek istemiştir.
Katliamda yaralanan ve yaşamını kaybedenlerin aileleri ile birlikte yüzlerce katılanı ve müdahil avukatı olan bu davada, Kasım 2016’dan bu yana yaklaşık 5 yıldır yargılama sürmektedir. Davalarını 5 yıldır büyük bir ısrarla takip eden katılanların tamamı bu yargılamadan adalet beklemekte olup, gerçek bir yargılama yapılması yönünde çaba göstermektedirler.
Büyük acılarını vakur şekilde taşıyan ve metanetini korumaya gayret gösteren 10 Ekim Ankara katliamı katılanlarının “adalet” talebinin duruşma düzenini bozucu hareket olarak nitelendirilmesi kabul edilemez. Mahkeme heyetinin, katliam mağdurlarının adalet isteyen sesini susturmaya yönelik bu tutumu, yargılamanın tarafsızlığına dair soru işaretleri oluşturmuştur. Gerekçesiz olarak duruşmayı yapmamak ve sadece 1 hafta sonrasına ertelemekle; katliam mağdurlarına karşı cezalandırıcı bir tutum sergilenmiştir.
Bugüne kadar, katliama ilişkin gerçeklerin aydınlatılmasına karşı konulan engelleri müdahil ailelerin dirayeti, hukuk kurumlarının ve kamuoyunun büyük desteğiyle nasıl aştıysak, mahkemenin son duruşmada gösterdiği hukuk dışı tavra da izin vermeyecek, adalet arayışımızı ve bu davanın takipçisi olmayı sonuna kadar sürdüreceğiz.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından (Duruşma 11. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonunda görülecektir) 19 Mart Cuma günü saat 10.00’a ertelenen duruşmada, “insanlığa karşı suç” iddianamesine konu suçların bir daha işlenmemesi, yaşam hakkı ve adalet istemini savunmak üzere, herkesi ailelerin yanında olmaya davet ediyor ve onların sözlerini tekrar ediyoruz, ADALET İSTİYORUZ!
Açıklamada imzası olan hukuk örgütleri:
Adalet İçin Hukukçular, Avukat Dayanışması, Avukat Hareketi, Avukatlar Sendikası, Çağdaş Avukatlar Grubu, Çağdaş Hukukçular Derneği, Demokrasi İçin Hukukçular, Hukukçu Dayanışması, Hukukta Sol Tavır Derneği, Katılımcı Avukatlar, Kartal Hukukçular Derneği, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği, Sosyal Hukuk ve Toplumsal Hukuk.