HATAY – Maraş merkezli yaşanan deprem sonrası büyük bir yıkım yaşanan Hatay’da, güvenlik sorunu oluşmaya başladı. Özellikle Zafer Partisi Başkanı Ümit Özdağ’ın söylem ve paylaşımları ile kentte hırsızlık olaylarına karşı gelişen hassasiyet, linç kültürüne dönüştü. Sanal medyada yapılan paylaşımlar da bunu körüklerken, hırsızlık yaptığından şüphelenilen ya da sokaktan geçen insanlara karşı saldırılar başladı. Kente görevli olarak ya da gönüllü olarak gelen kolluk güçlerinin yanı sıra kim olduğu bilinmeyen ve silahlı gezen insanlar görülmeye başlandı. Arap, Alevi nüfusun yoğunlukta yaşadığı bölgeye dışarıdan getirilen bu kişiler, kente yardıma gelen gönüllü kişileri ve yerel halkı hedef alıyor.
Son olarak Altınözü ilçesinde kendi evine girmek isteyen Ahmet Güreşçi ve Sabri Güreşçi isimli yurttaşlar, jandarma tarafından gözaltına alındı. Gözaltında işkenceye uğrayan iki kardeşten Ahmet Güreşçi yaşamını yitirdi, kaburgaları kırılan Sabri Güreşçi ise “hırsızlık” suçlamasıyla adliyeye sevk edildi.
GÖNÜLLÜLERE ÖLÜM TEHDİDİ
Konuyla ilgili görüştüğümüz ve ilk andan itibaren sahada çalışma yürüten Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) avukatları, kendilerinin de tehdit edildiğini söyledi. İlk olarak depremin 4’ncü gününde Armutlu Dayanışma Merkezi’nde yardıma gelen 2 Kaldıraç gönüllüsünün devriye gezen ve kendisini TEM polisi olarak tanıtan kişiler tarafından tehdit edildiğini kaydeden avukatlar, “Gönüllülere GBT kontrolü yapılıyor. Daha sonra ‘buradan çıkıp gideceksiniz. Zaten her yer karanlık, kim vurduya gidersiniz. Ne olduğunu kimse anlamaz’ diyor ve dövüp gönderiyorlar. Bir gün sonra TİP Milletvekili Barış Atay’ın tehdit edildiğini duyduk” diye belirtti.
RESMİ GÖREVDE OLMAYAN POLİSLER
10 Şubat’ta ise Samandağı ilçesinde 3 çocuğun darp edildiğini aktaran avukat, “Gönüllü bir yurttaş ‘Polis bir kişiyi dur ihbarına uymadığı için vurdu’ dedi. Bunun üzerine olay yerine gittiğimizde, çocukların polis üniformalı kişiler tarafından darp edildiğini gördük. Kim olduklarını sorduğumuzda ücretsiz izin aldıklarını, burada yağma yapmaya gelenleri öldürmeye geldiklerini ama görevli olmadıklarını söylediler. Üniformalılarını giyip gelmişler. Tutanak tutuldu. Tutanakta bunlar burada niye gülüyordu, biz Ankara’dan geldik üzüldük. Bunlar buralı gülemezler. Motorla hızlı gidemezler gibi saçma sapan gerekçelere sığındılar. Kendileri havaya ateş ettiklerini iddia ettiler. Fakat gönüllülerin söylediğine göre doğrudan hedef alarak ateş etmişler” dedi.
SOPALI POLİSLER
Defne Esenlik Mahallesi civarında evlerine girmek isteyen iki sivilin jandarma tarafından öldürüldüğünü duyduklarını belirten avukatlar, sivillerin kimliklerini öğrenemediklerini ama olayı teyit ettiklerini belirtti. Avukatlar, “Antakya Akevler Mahallesi’nde ise bir apartmanda yağma olduğu, bunun üzerine 500’e yakın insan toplanmış, yağmacının inmesini bekliyorlar. Bir anda tekbir sesleri yükseldi. Bunlar gibi sayısız ihlal var. Hepsi de asılsız. Buradaki kolluktan yardım istediğimizde, gönüllü geldiklerini, silahlarının olmadığını öğrendik. Ancak onların ellerine sopalar verilmiş” ifadelerini kullandı.
DARP VE ÖLÜM
Son olarak ise hırsızlık iddiasıyla gözaltına alınan Ahmet Güreşçi’nin katledilmesine dair avukat, “Bu kişinin babası ve kardeşini de gözaltına almışlar. Gözaltında işkence yapmışlar. Suyla ısıtıp dövme, ölüm ve tecavüzle tehdit etme gibi şeyler yapılmış. Avukat arkadaşlarım jandarmaya gittiğinde, ‘sizin de sonunuz böyle olur’ demişler. Dün yine enkaz başında çocuğunu bekleyen bir baba öldüresiye dövüldü haberi geldi. Bu babanın kafası kırık ve o haliyle hala enkaz başında. Bir haber daha geldi. Güvenlik koordinasyonuna gelen bir bilgi. Eski bir mit elemanı kendi ekibini almış, insan dövüp öldürüyormuş” diye aktardı.
SİLAHLI GRUPLAR
Kentte ciddi bir güvenlik problemi olduğunu vurgulayan avukat, “Jandarmanın konuşlandığı Akevler çıkışı civarında silahlı faşist gruplar var. Bunların hiçbiri resmi değil. Üzerinde Ülkü Ocakları yazan kişiler. Köylülerde can güvenliği ve bu gibi iddialar yüzünden silahlanmış durumdalar. Hatta bizi durdurup kim olduğumuzu sordular. Bunu yapan köyün internet kafecisiymiş. Ciddi bir güvenlik sorunu var. Askerlerin ağır silahlarla indiği bilgisi geldi. Çok fazla insan işkenceye maruz kalıyor. Gözaltı birimi olmadığı için işkence ve öldürme olayları var. Bu da bizi korkutuyor” şeklinde konuştu.
GÖNÜLLÜ VE DEPREMZEDELER HEDEFTE
Yaşananların Ümit Özdağ gibi ırkçı söylemler yayan kişiler nedeniyle oluştuğunu vurgulayan avukat, “Tamamen milliyetçi faşist duygularla devrimci ve gönüllüleri ya da mültecileri hedef alıyorlar. Burada yaşayan insanları öldürmeye başladılar. Devlet paramiliter güçleriyle deprem bölgesinde yer alıyor. Şu an alanda gerçekten kolluk kuvvetleri var mı yok mu bilmiyoruz. Var olanlar bize kimliklerini göstermiyorlar. Asla resmi bir araçla gezmiyorlar. İnsan öldürmeye gelen tipler var. Bunun koordineli olduğunu düşünüyoruz. Kendi getirdikleri milis veya çeteler olabilir” dedi. (MA / Tolga Güney)