Grevler, İsyanlar ve Devrimler Birinci Dünya Savaşı’nı Nasıl Sona Erdirdi?

Savaş, her tarafta vaaz edilen “anavatanı savunma” propagandasının tam tersine, zengin ve güçlülerin çıkarlarıyla ilgiliydi.

Ben Wray – Glasgow’dan Berlin’e: Grevler, İsyanlar ve Devrimler Birinci Dünya Savaşı’nı Nasıl Sona Erdirdi?

Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesi nedeniyle düzenlenen resmi anma törenleri savaşın nasıl sona erdiğini kabul etmeyi reddediyor. Avrupa’nın dört bir yanındaki devletler 1918’de sona eren Birinci Dünya Savaşı’nın 100. yıldönümü için resmi anma törenleri düzenledi. Bunu milliyetçilik tantanaları yaratarak yapmayı başardılar ama bir şekilde savaşın gerçekte nasıl sona erdiğini tartışmaktan kaçınmayı da başardılar. CommonSpace, Avrupa işçi sınıfının siperlerdeki katliama nasıl son verdiğini inceliyor.

Birinci Dünya Savaşı, Avrupa’da emperyalizmin büyümesinin bir sonucuydu. Yirminci yüzyılın ilk yıllarında Fransa ve Britanya gibi Avrupalı güçler Afrika’da, Asya’da ve dünyanın dört bir yanında dünyanın büyük bir bölümünü aralarında taksim etmişti. Diğer Avrupalı güçler, en önemlisi Almanya, ganimetten daha az pay almıştı ve kendi nüfuzlarını genişletmeye hevesliydi.

Savaş, her tarafta vaaz edilen “anavatanı savunma” propagandasının tam tersine, zengin ve güçlülerin çıkarlarıyla ilgiliydi.

Silahlanma yarışları ve diplomatik entrikalar 1914’te topyekûn savaşa yol açtı. Bu “tüm savaşları sona erdirecek savaş”ın 1800’lerdeki çatışmalara benzeyebileceği yönündeki düşünceler hızla yok oldu. İlk büyük muharebeler yeni silahların yıkıcı potansiyelini gözler önüne serdi ve Fransa’da her iki taraf da uzun bir savunma savaşı için mevzilendi.

Görünüşte sonu gelmeyen bir dizi anlamsız saldırıda milyonlarca insan ölecekti. Bir o kadarı da sefil siperlerde hastalıktan ve evlerinde yiyecek sıkıntısından öldü. Ama savaşın dehşeti direnişi de harekete geçirmeye başladı.

Direniş

Savaşın başlangıcında, savaş karşıtı sesler kendilerini tecrit edilmiş buldu. Daha birkaç gün önce savaşa karşı direniş sözü veren Avrupa’nın önde gelen sol partileri “kendi” ulusal devletlerinin arkasına geçti. Büyük sendika federasyonları da onları takip etti ve savaş süresince toplumsal barış ilan edildi.

Bu gelgitli ulusal duyarlılık dalgası uzun sürmedi. Savaşın başlangıcında yaşanan kitlesel ölümlerin yarattığı şok ve iç cephelerde demokrasiye yönelik baskılar ve yaşam standartlarının kısıtlanması muhalefetin giderek artmasına yol açtı. Daha 1915 ortalarında Avrupa’daki kentlere önemli grev eylemleri geri dönmeye başlamıştı.

Glasgow’da devasa silah üretimi on binlerce yeni işçiyi kentlere çekti. Ev sahipleri bu fırsatı değerlendirerek kiraları öylesine yükseltti ki, kocaları, oğulları ve erkek kardeşleri cephede ölen işçi sınıfı kadınları toplu tahliye tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Kadınlar bir kira grevi başlatarak ve ev sahiplerini sokak çatışmalarıyla püskürterek karşılık verdi. Bu hareket, fabrikalarda ve tersanelerde büyüyen grev hareketleriyle örtüştü.

Cephedeki ordularda moral bozukluğu isyana dönüşüyordu. 1917 yazında Fransız ordusunun yarısı emirlere uymaz hale gelmişti. On binlerce kişi açıkça direniyor, siyasetçilere saldırıyor, subaylara suikast düzenliyor, hatta Paris’i basmaya ve hükümeti devirmeye çalışıyordu.

Devrim

Devrim ilk olarak “Britanya İmparatorluğu’nun ikinci kenti”’ Dublin’de patlak verdi. Savaş İrlanda’daki ulusal hareketi bölmüştü. Daha muhafazakâr Home Rulers Britanya savaş çabalarına yardım ederken, daha radikal Cumhuriyetçiler İrlanda’daki Britanya yönetimini devirmeyi planlıyordu.

Paskalya Ayaklanması sırasında 1200’den fazla silahlı isyancı Dublin’i bir hafta boyunca elinde tuttu ve Britanya ordusunu isyanı bastırmak için 20.000 kadar asker sevk etmek zorunda bıraktı. Ayaklanmadan sonra İrlanda giderek yönetilemez hale geldi.

Şubat 1917’de Rusya’da devrim patlak verdi. Savaş karşıtı Bolşeviklerin nihayet iktidara geldiği Ekim 1917’ye kadar bir dizi savaş yanlısı hükümet devrim tarafından devrildi.

Kısmen Rusya’dan ilham alan devrim, Almanya ve Avusturya-Macaristan’daki askerler, denizciler ve işçiler arasında yayıldı. Kuzey Alman limanlarındaki isyancı askerler, grevler ve protestolarla çalkalanan Berlin’e doğru silahlı bir hamle yaptığında, yazı duvara asılmıştı. Hükümet çöktü, Kayzer tahttan çekildi ve savaş sona erdi.

Hatırlamak

Savaştan sonraki yıllarda Avrupa egemen sınıfı kıtayı kasıp kavuran devrimleri savuşturmak için mücadele etti. Savaşın ilk anma törenleri, birçoğu fiziksel ya da zihinsel travma geçirmiş olarak geri döndüklerinde zenginler tarafından terk edilen ya da sadece savaş yıllarının yoksunluklarından sonra adalet talep eden öfkeli eski askerler için toplanma noktaları haline geldi.

Resmi, milliyetçi anma törenleri ve etkinlikleri, savaşın ve savaşın devrimle sona ermesinin anısını bastırmak üzere tasarlandı. Glasgow’un George Meydanı’ndaki Cenotaph gibi bazı anıtlar, dikkatleri kitlesel muhalefet yıllarından uzaklaştırmak için özel olarak tasarlandı. “Kızıl Clydeside”ın zirve yaptığı meydandaki 1919 ayaklanmalarından sonra kitlesel toplantıların kent odalarının karşısına yerleşmesini önlemek için inşa edildi.

Bu nedenle resmi devlet anma törenleri, savaşın acılarının ve halkın devrilmesinin gerçekliğini ulusal birlik mesajıyla değiştirmeye çalışan bir anti-anma eylemidir.

Anma törenlerine katılan sıradan insanların çoğu savaşta yaşanan kayıpları ve acıları hatırlamak ister. Sıradan insanların gücünün savaşı durdurabileceğini de hatırlamak gerekir.

Kaynak metin: https://sourcenews.scot/analysis-from-glasgow-to-berlin-how-strikes-mutinies-and-revolutions-ended-ww1/

Çeviren: S. Erdem Türközü / Dünyadan Çeviri

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
k_zg_n
Kızgın
0
_a_rm_
Şaşırmış
https://devrimcidusun.org/wp-content/uploads/2021/04/1.png
Giriş Yap

Devrimci Düşün Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!