ANKARA – Cumhurbaşkanı ve AKP şefi Erdoğan, partisinin Kızılcahamam’da gerçekleştirdiği 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda önemli açıklamalarda bulundu.
Konuşmasında, dün PKK’nin silah bırakmasıyla ilgili konulara da değinen Erdoğan, ittifak ortağı Devlet Bahçeli’nin çağrısının ardından çeşitli adımlar atıldığını ve dikkatli, titiz bir sürecin yürütüldüğünü ifade etti.
Erdoğan’ın konuşmasının devamında şu konulara değindi:
“Bildiğiniz gibi, terör örgütü, İmralı’nın çağrısına uyarak kongresini topladı ve kendisini feshettiğini duyurdu. Ayrıca dün, aldıkları kararı uygulamaya koyarak, özel bir merasimle silahlarını bıraktı. Böylece, 47 yıllık terör tehdidi inşallah sona erme aşamasına gelmiştir. Türkiye, uzun, acılı ve gözyaşlarıyla dolu bir dönemi geride bırakmaya başlamıştır. Bugün, unutmayalım, yepyeni bir gündür. Bugün tarihte yeni bir sayfa açılmıştır.”
“Bir müzakere sürecinin sonucu değildir”
“Son zamanlarda izlediğimiz terörsüz Türkiye projesinin, açıkça belirtmeliyim ki, bir müzakere ya da pazarlık sürecinin ürünü olmadığını vurgulamak isterim. Bu nedenle, her zaman dikkatli davrandık ve bugün daha da dikkatli olduğumuzdan emin olmalısınız. Kanı durduracak, annelerin gözyaşlarını dindirecek ve acıları hafifletecek her türlü çabayı yakından takip ediyoruz. Ancak, herkes bilmelidir ki; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin onurunu ve gururunu asla zedelemeyeceğiz. Türkiye’nin başını kesinlikle eğmeyiz.
Tüm Türkiye’nin bilmesini arz ederim ki; ittifak ortağımız MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli ve ekibinin milliyetçiliğini, vatanseverliğini ve Türkiye sevgisini sorgulamak kimsenin haddi değildir. Benim ve burada bulunanlarla birlikte, ak kadronun milliyetçiliği, vatanseverliği ve Türkiye sevgisi de kimse tarafından sorgulanamaz.”
“Birliğimizi kimse bozamaz”
“Türkiye kazandı. Milletim kazandı. Türk, Kürt, Arap; 86 milyon, her bir vatandaşımız kazandı. Tekrar altını çiziyorum; birliğimize, bütünlüğümüze, vatanımıza, devletimize, milletimize ve huzurumuza itibar etmeye çalışan, kast edecek hiçbir girişimde yer almayız, bu tür çabalara kesinlikle müsaade etmeyiz.”
“Kürt kardeşim, problemin mi var, oturup konuşacağız”
“Artık oturup konuşma zamanı. Silahlarla değil, yüz yüze, gönül gönüle konuşacağız. Kürt kardeşim, problemi mi var, oturup konuşacağız. Alevi kardeşim, sorunun mu var, diyaloğa açığız. Şunu bilin ki, soframızda bereket olacak.”
“Suriye hükümeti ve uluslararası işbirlikçilerimizle beraberliğimizi sürdürüyoruz.”
“Sadece Kürt vatandaşlarımızla değil, Irak ve Suriye’deki Kürt kardeşlerimizin meseleleri de bizim meselelerimizdir. Onlarla bu durumu değerlendiriyoruz, onlar da oldukça memnun. Suriye hükümeti ve uluslararası işbirlikçilerimizle beraberliğimizi sürdürüyoruz. Orada da terörün sona ereceğine ve kardeşliğin galip geleceğine yürekten inanıyorum.”
“Sürecin yasal gereksinimlerini tartışmaya başlayacağız”
Gönüller bir olduğu zaman sınırlar kalkar. İlk adım olarak TBMM’de bir komisyon oluşturacak ve sürecin yasal gereksinimlerini tartışmaya başlayacağız. Cumhur İttifakı olarak AK Parti, MHP ve DEM heyetiyle bu süreci geliştirerek geleceğe taşıyacağız.”
“AK Parti, MHP ve DEM; en azından üçlü bir şekilde bu yolda birlikte yürüme kararı aldık”
“DEM heyeti, Meclis Başkanımız (Numan Kurtulmuş) ile görüşmelerini gerçekleştirdi. Meclisimizin sunacağı katkı çok önemli. Merhum Sırrı Süreyya kardeşimizle, sonrasında Pervin Buldan hanımefendi ve Mithat Sancar beyle bir arada olduk. Oturduk, konuştuk. Demek oluyormuş, daha güzel şeyler olacak.”
“AK Parti, MHP ve DEM; en azından üçlü bir şekilde bu yolda birlikte yürüme kararı aldık. Derdimiz var. Dertli olduğumuza göre ve el ele verdiğimize göre, bu engelleri aşarız. Artık yumrukları sıkmaya gerek yok, kucaklaşacağız ve konuşacağız. Birbirimize karşı adımlar atarak ilerleyeceğiz.”
“Sular tersine akmayacak. Akarsa da gerekeni yaparız”
“Türkiye kardeşlikle büyüyecek, demokrasi ile güçlenecek. İstikrarla geleceğe yürüyecek. Çok farklı bir Türkiye’ye, en kısa sürede ulaşacağız. Biz bir adım atanlara tüm kolaylıkları sunarız. Çıkış yolu arayanların kapısına sonuna kadar açığız. Sular tersine akmayacak. Akarsa da gerekeni yaparız.”