İSTANBUL – Cumartesi Anneleri/İnsanları, kaybedilen ve katledilen aile üyelerinin akıbetini sormak için adalet talebi ile gerçekleştirdikleri eylemin 1056’ncı haftasını Galatasaray Meydanı’nda düzenledi. Eylemde, gözaltında kaybolanların fotoğrafları ve karanfiller taşındı.
Bu haftaki protestoda, 31 yıl önce Urfa’nın Pirsus ilçesinde gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Mustafa Sayğı’nın durumu gündeme getirildi.
Sayğı’nın hikayesini aktaran İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Sekreteri Jiyan Kaya, şu ifadeleri kullandı:
“30 yaşındaki Mustafa Sayğı, 3 Haziran 1994 tarihinde Pirsus’a gitmek için evinden ayrıldı. Dönüş yolunda, Suruç ilçesindeki Yoğurtçu Köyü’nde, Devlet Su İşleri’ne ait bir binada görevli 5. Bölük Komando Taburu’ndaki askerler tarafından durdurularak gözaltına alındı. İki gün boyunca ondan haber alamayan ailesi, her yeri araştırdı. R.Y. adlı bir köylü, anne Ayşe Sayğı’ya şu bilgiyi aktardı: ‘Ben ve İ.Ş., şehir merkezine dönerken Yoğurtçu Köyü’nde görevli jandarmalar tarafından durdurulduk. O esnada Mustafa da durduruldu. Bizim kimliklerimize bakıp bizi bıraktılar ama Mustafa’yı alıp götürdüler.’ Ayrıca, hayvanlarını otlatan iki köylü, Mustafa’nın askerler tarafından Yoğurtçu Köyü’ndeki karakola götürüldüğünü gördüklerini Dursun Sayğı’ya bildirdi.”
Ailesinin, Mustafa’yı sormak için Yoğurtçu Köyü’ndeki karakola gittiğinde, oradan Mustafa Sayğı’nın ilçe merkezindeki karakolda olduğu ve soruşturmanın devam ettiği bilgisi verildiğini aktaran Jiyan Kaya, “Ancak Mustafa geri gelmeyince, aile Suruç Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyet dilekçesi verdi. Savcılık, dilekçeyi kabul ederek İl Merkez Komutanlığı’na Mustafa’nın durumu hakkında soru sordu. Merkez Komutanlığı ise, Mustafa’nın gözaltında olmadığını bildirdi” şeklinde konuştu.
AİHM’den ihlal kararı
Ailenin yaptığı tüm başvuruların sonuçsuz kalmasına değinen Jiyan Kaya, sözlerine şöyle devam etti:
“2009 yılının Aralık ayında, Suruç’un Bilgin Köyü’ne bağlı Akdoğan Mezrası’nda defineciler tarafından yapılan kazıda, bir höyükte çürümüş bir motosiklet ve kemik parçaları bulundu. Bu bulgular savcılığa teslim edildi. İstanbul Adli Tıp Kurumu, kemiklerin hayvanlara ait olduğunu öne sürdü. Bu nedenle, savcılık 7 Nisan 2010 tarihinde tekrar ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ kararı aldı. İç hukuk yollarından sonuç alamayan aile, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. 2015 yılında, AİHM, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yaşam hakkını konu alan 2. maddesini ihlal ettiğine karar verdi.”
“Adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz”
Jiyan Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mustafa Sayğı’nın gözaltında kaybolmasının üzerinden 31 yıl geçti. Sayğı ailesi için zaman durmuşken, devlet zamanaşımını öne sürerek onların adalet arayışını göz ardı etti. Ne kadar yıl geçerse geçsin, Mustafa Sayğı ve tüm kayıplarımız için adalet talep etmekten asla vazgeçmeyeceğiz.”
Eylem, Galatasaray Meydanı’na karanfillerin bırakılmasıyla sona erdi.
