ANKARA – Adalet Bakanlığı’nın Nisan 2022 verilerine göre, cezaevlerinde 314 bin 502 tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Toplam kapasitesi 271 bin 823 olan cezaevleri, kapasitesini aşmış durumda. F Tipi cezaevlerine dönük tecrit ve izolasyon eleştirileri sürerken şimdi de bu durumu daha da derinleştirecek olan S Tipi ve Y Tipi cezaevleri yürürlüğe konuluyor.
8 Y Tipi’nden 3’ü yapıldı
Antalya Y, Ereğli 1 ve 2 Nolu Y, Çorlu 1 ve 2 Nolu Y, Sarıçam 1 Nolu Y, Burdur 1 Nolu Y, Kırşehir 1 Nolu Y Tipi Cezaevi olmak üzere toplam 8 tane Y Tipi cezaevi açılacak. Şu ana kadar Antalya Y Tipi, Ereğli 1 No’lu Y Tipi ve Ereğli 2 No’lu Y Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumları açıldı. Diğerlerinin de inşaatları sürüyor.
Y Tipi cezaevleri 3 katlı ve tutukluların daha çok her katta bir kişinin kalacağı ve birbirlerini göremeyeceği şekilde dizayn edildi.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) Koordinatörü Berivan Korkut, Y Tipi cezaevlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kimler kalacak?
Korkut, Türkiye’de “hücre tipi” olarak kabul edilen F Tiplerine geçiş sürecinde, birçok olayın yaşandığını ve çok sayıda tutuklunun yaşamını yitirdiğini anımsattı. F tipinden sonra şimdi de S ve Y tipi cezaevlerinin açıldığını ve bu iki cezaevinin de benzerlikler gösterdiğini vurgulayan Korkut, şunları ifade etti:
S ve Y Tipi hapishanelerinin ikisi de 1 ve 3 kişilik. Bunların ikisinin özelliği de çok katlı olmaları. S Tipi hapishaneleri iki katlı, Y Tipi hapishaneler ise üç katlı. Birçok hücrenin havalandırması yok. Şu an anlatımlara baktığımız zaman S ve Y Tipi hapishanelerinde TMK kapsamında hapse girenler, ağırlaştırılmış müebbetler ve bunun yanında İnfaz Kanunu 5275 Sayılı Kanunun 9/3 maddesinde yer alan güvenlik sorunu çıkaran, makul olmayan mahpusların konulduğu bir alan.
F Tipinden daha sıkı infaz rejimi
Korkut, hem S hem de Y Tipi cezaevlerinin bir koridorda 6 kişi olacak şekilde organize edildiğini ve hiçbir koşul altında tutukluların birbirleriyle konuşamadıklarını, diyalog kuramadıklarını söyledi. Korkut, tutukluların gardiyan eşliğinde havalandırmaya çıkarıldığını da aktardı. Bu durumun insan haklarına aykırı olduğunu ve yasada tutukluların birer saat havalandırma hakkı bulunduğunu hatırlatan Korkut, “Ama bizim takip edebildiğimiz S ve Y tipi hapishanelerine giden ağırlaştırılmış müebbet olmayan mahpuslar da ağırlaştırılmış müebbet koşullarında tutuluyor. Yine o hapishanelerde en çok yansıyan ayıkta sayımın ısrarla dayatıldığı ve bizim tahminimiz F tiplerinden daha sıkı infaz rejimine ve daha sıkı kurallara tabi olunacak bir S ve Y Tipi gerçekliğiyle karşı karşıyayız” diye belirtti.
‘Sosyal aktiviteler yok’
CPT’nin “Bir kişiyi tek başına tutmanız gerekiyorsa bile ona sosyal ve ortak alanlar konusunda daha inisiyatifli yaklaşmalısınız” dediğini hatırlatan Korkut, “Ama biz S Tiplerine baktığımız zaman sohbet, spor, atölye gibi sosyal aktivitelerin de olmadığını görüyoruz. İnsanların sadece biraz havalandırmaya çıkıp onun dışında sürekli küçük bir hücrede tutulduğu bir sistemden bahsediyoruz. Yine buradaki temel sorunlardan birisi bu cezaevleri şehir dışlarında yapılıyor. Ve buraya avukat yönlendirmek, ailelerin gitmesi ve benzeri noktalarda çok ciddi sorunlarla maalesef karşılaşacağız” diye konuştu.
Cezaevi güneşe ters yönde
Avukatların 1 ve 2 No’lu Yüksek Güvenlikli olarak adlandırılan Dumlu Cezaevine gittiğini ifade eden Korkut, sözlerine şöyle devam etti:
Dumlu Cezaevi’nde herhangi bir tip belirtilmiyor. Ama oraya giden arkadaşlarımız buranın 3 katlı olduğunu, aslına Y Tipi üzerinden organize edildiğini söylüyorlar. Oradaki görüşmelerimizde, hapishanelerin güneşe ters yönde yapıldığın söylediler. Alt kattaki mahpuslarla görüşme imkanımız olmadı. Biz daha 2’nci ve 3’üncü kattaki mahpuslarla görüşebildik. Onlar görece 2 ve 3’üncü katta oldukları için camdan hava sirkülasyonunun olduğunu ama alt katlarda bunun da olmadığını ve bu hapishanelerin dizaynının güneşe ters yönde yapıldığını söylediler.
‘Adli siyasi ayrımı yapacakların düşünmüyoruz’
Dumlu Cezaevine gittikleri zaman siyasi bir tutukluyla görüştüklerini aktaran Korkut, “1’inci katta adlilerin, 2’nci katta IŞİD davasından tutuklu olanların bulunduğunu ve ayrımsız herkese aynı infaz rejiminin uygulandığını söylediler. Yani adliler de dahil bir saat havalandırmaya çıkabildiklerini söylediler. Bu kurumlarda ağırlaştırılmış müebbet mahpuslarının ağırlıklı olarak bulunabileceğini tahmin ediyoruz. Burada adli siyasi ayrımı yapacaklarını biz çok fazla düşünmüyoruz. Büyük ihtimalle ağırlaştırılmış müebbettin dışında kendileri için makbul olmayan mahpuslar üzerinden gidecekler ama bunun ağırlıklı olarak siyasiler için yapıldığını söylemek için erken. Çünkü elimizde böyle bir veri yok” şeklinde konuştu.
Hapishanelerin şehir dışına taşınması
Türkiye’de cezaevlerinde son 10 yıldır çok büyük ve ciddi değişimlerin yaşandığını belirten Korkut, “Hapishanelerin şehir içinden şehir dışına taşınması, görünmeyeni daha görünmez kılma, sorun çıkaranı daha da tekleştirip daha yalnızlaştırma. Bunu sadece siyasi mahpus olarak da algılamamak lazım. Haklarını arayan adli mahpuslar da birçok hak ihlaline uğruyor. Siyasi mahpuslar daha ideolojik olabilir ama hapishane sistemi kendi içerisinde sorun çıkaranları bu şekilde tecritle deyim yerindeyse terbiye etmeye çalışıyor demek mümkün” ifadelerini kullandı.
‘Çok fazla gündemde olacak’
Y ve S tipi cezaevlerinin adli ve siyasi bütün tutukluları etkilediğini belirten Korkut, bu tip cezaevlerinin gelecek dönemde çok fazla gündemde olacağını söyledi. Korkut, sivil toplumun çok daha büyük çaba göstermesi gerektiğini ifade etti.