ANKARA – Çiftçi-Sen, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın zeytinlikleri madencilik faaliyetlerine açan yönetmelik değişikliğinin yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle dava açmıştı. Yürütmenin durdurulması kararı veren mahkeme, iptal talebinin daha sora değerlendirilmesini kararlaştırmıştı.
‘Ehliyet yönünden reddi gerekmekte’ iddiası
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın, mahkemeye ilettiği savunmada Çiftçi-Sen’in itirazına ilişkin “sübjektif ehliyetinin” olmadığı iddia edildi. Bakanlık savunmasında şu ifadeler kullanıldı:
“İptal davası açılabilmesi için işlemin davacıya özgü menfaati ihlal etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin olması aranmaktadır. Bununla birlikte, menfaatin güncel olmasından anlaşılması gereken ise dava konusu edilecek işlem nedeniyle gerçekleşen menfaat ihlalinin geçmişte kalmış ve etkilerini kaybetmiş ya da gelecekte yaşanması muhtemel olan bir menfaati ihlali olması gerekmektedir. Yine menfaatin meşruluk niteliğinden davacıya özgü ve güncel olması niteliğinin önünde gelmesi ve menfaat ihlalinin iptal davalarının sübjektif ehliyet şartını oluşturması nedeniyle, bu şart gerçekleşmeden açılan davanın ehliyet yönünden reddi gerekmektedir.”
‘Her maden işletmesinin kimyevi atık bırakıp bırakmayacağı bilinmez’
Savunmada, “her maden işletmesinin kimyevi atık bırakıp bırakmayacağının bilinmeyeceği” iddia edilerek, bu durumun önceden tahmin edilmesinin düzenlemenin hukuka uyguluğunu etkilemeyeceğine ilişkin şunlar denildi:
“Her maden işletme faaliyetinin çevresel etkileri maddenin cinsine, uygulanan işletme yöntemine, faaliyetin yapıldığı bölgeye ve kullanılan teknolojiye bağlı kendine özgü koşullara göre değişiklik arz etmektedir. Bu sebeple, kendine özgü koşulları dikkate alınmadan her maden işletme faaliyetinin her zaman ve duruda zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakacağının, toz ve duman çıkaracağının bilimsel araştırma ve incelemeye dayalı somut tespitler ile ortaya konulmaksızın önsel olarak iddia edilmesi, dava konusu düzenlemenin hukuka uygunluğunu etkilememektedir.”
‘Alternatif kaynakların bir anda ikame edilmesi mümkün değil’
Bakanlık, savunmasında; fosil yakıtların yerine alternatif yakıtların ikame edilmesinin bir anda mümkün olmayacağını ve bu yüzden madem işletmelerinden uzaklaşılamayacağını iddia ederek şu ifadelere yer verdi:
“Enerji kaynaklarının, enerji üretiminin yanı sıra sanayi hammaddesi olarak da yaşamsal önem arz etmesi nedeniyle ve alternatif kaynakların ise bu kaynakları ikame etme olanağının bir anda mümkün bulunmamasından dolayı ülkelerin birincil enerji kaynağının fosil yakıtlardan uzaklaşamayacağı genel kabul gören bir sonuçtur.”