MERSİN – Mersin’de bir araya gelen hukuk camiasının temsilcileri, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Onursal Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın İdare ve Gözlem Kurulu önüne çıkarılması öncesinde önemli bir açıklama yaptı. Meslek örgütleri, “Yargı kararlarıyla uzatılan mahkumiyet uygulamaları son bulmalı, yasal tahliye koşulları oluşan bireylerin serbest bırakılması idari kararlarla sekteye uğratılmamalıdır. Hukuk mesleğinin bir nevi rehin tutulmasına asla rıza göstermiyoruz” ifadelerini kullandı.
Bu duyuru, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) ile Adalet için Hukukçular Derneği’nin Mersin şubeleri tarafından ortaklaşa yapılan bir basın toplantısıyla duyuruldu. Toplantının ana odağı, ÇHD Onursal Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın 30 Aralık tarihinde İdare ve Gözlem Kurulu’nun değerlendirmesine sunulacak olmasıydı.
ÇHD Mersin Şubesi’nde gerçekleşen basın bilgilendirmesinde ortak açıklamayı okuyan Şube Başkanı İsmail Bozkurt, Selçuk Kozağaçlı’nın sekiz yılı aşkın bir süredir özgürlüğünden mahrum bırakıldığına dikkat çekti. Bozkurt, Kozağaçlı’nın yargılanma ve ceza uygulama sürecinin, adalet tarihinde bir dizi hukuksuzluk olarak yerini aldığını vurguladı. 2018 yılında Kozağaçlı hakkında verilen tahliye kararının sadece birkaç saat içinde iptal edildiğini, geçtiğimiz Nisan ayında denetimli serbestlik kapsamında salıverilmesine rağmen savcılığın itirazı üzerine tekrar cezaevine konulduğunu hatırlattı.
‘İDARE VE GÖZLEM KURULLARI SÜRESİZ BİR HAPİS CEZASI ARACINA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ’
30 Aralık’ta yapılacak İdare ve Gözlem Kurulu incelemesinin önemine değinen Bozkurt, şunları kaydetti: “İdare ve Gözlem Kurulları, adli mercilerin hükümlerinin önüne geçerek üstün bir konum kazanmıştır. Yargının verdiği kararlar, ‘puanlama’ ve ‘iyi hal’ gibi kavramlar altında idari değerlendirmelerle pratikte geçersiz kılınmaktadır. Bu sistem, bilhassa siyasi mahpuslar için bir tür pişmanlık dayatması haline gelmiş ve süresiz hapis cezası uygulamasının bir aracı olarak kullanılmaktadır. Selçuk Kozağaçlı’nın, yasal olarak çoktan gerçekleşmesi gereken serbest bırakılmasının, keyfi nedenlerle önlenmesi olasılığı oldukça yüksektir.”
‘AVUKATLIK MESLEĞİNİN ESİR ALINMASINI KABUL ETMİYORUZ’
Savunma hakkına yönelik sistematik bir saldırıyla karşı karşıya olduklarını belirten Bozkurt, sözlerine şöyle devam etti: “Mesleki statü, hukuki savunma faaliyetleri ve siyasi görüşler, ceza infaz süreçlerinde belirgin bir biçimde cezalandırılmaktadır. Şunu açıkça ifade etmek isteriz ki; adalet, bir puanlama sistemiyle değerlendirilemez. Onurlu bir duruş sergileyenlerin tavrı, cezaevi kurullarının keyfi puanlamalarına sığdırılamaz. Ceza uzatma pratiklerine derhal son verilmeli, yasal tahliye şartlarını karşılayan kişilerin serbest bırakılması idari engellerle önlenmemelidir. Avukatlık mesleğinin rehin alınması kabul edilemez.”
Bozkurt, 30 Aralık’ta açıklanacak kararın bir dönüm noktası olacağını vurgulayarak, şu sözlerle sona erdirdi: “Bizler, hukuk dernekleri, avukatlar, insan hakları savunucuları ve adaleti savunan her kesimden bireyler olarak, Selçuk Kozağaçlı başta olmak üzere tüm tutsak meslektaşlarımız özgürlüklerine kavuşana dek kamusal alanlarda ve yargı mercilerinde mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.”













































