Doğrudan siyasi iktidarın emir ve direktifleriyle çalışan yüzlerce yayın organı, Berat Albayrak istifasında asıl niteliğini bir kez daha gözler önüne serdi.
RTÜK üst kurulu üyesi İlhan Taşcı, “Görevi kamuyu bilgilendirmek olan gazeteci, elde ettiği haberi yayınlamama keyfiyetine sahip değildir” dedi. Taşçı, anaakım medyanın vahim tablosunu eski Hazine ve Maiye Bakanı Berat Albayrak’ın istifasını duyurmasının ardından, “Bin 775 radyo ve televizyon kanalı 24 saat boyunca bu istifayı halktan ve Türkiye’den gizledi” diyerek ortaya koydu.
AKP Şefi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı da olan Berat Albayrak, 8 Kasım 2020 tarihinde Instagram hesabından yaptığı açıklama ile istifa ettiğini açıklamış, birçok televizyon, radyo ve gazete bu istifayı kamuoyuyla paylaşmamıştı. Albayrak’ın istifası, 24 saat sonra anaakım medyada yer bulabilmişti. Söz konusu sansüre ilişkin açıklamalarda bulunan RTÜK Üyesi İlhan Taşçı, medyanın bu tavrının kamuoyunu bilgilendirme ilkesine aykırı olduğunu ifade ederek, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na dikkat çekti.
“Böylesi bir haberin doğru olduğunun bilinmesine karşın saatlerce görmezden, duymazdan gelinerek yayınlamaktan sakınılması, 83 milyon yurttaşın haber alma hakkının ihlali; bilmesi ve görevi olmasına karşın haberi vermeyenler açısından da gazetecilik mesleğine ihanet anlamına gelir” diyen Taşcı, “Unutulmamalıdır ki, basın ve ifade özgürlüğü uğruna Türkiye’de onlarca gazeteci canlarıyla bedel ödemiştir. Sizlerden beklenen gazetecilik mesleğinin evrensel kurallarına uymak, ülkede yaşananlara kulak tıkamamak, hakikati yok saymamak, olup biteni görmezden gelmemek ezcümle; gerçeği yalnızca gerçeği izleyicilerle paylaşmaktır” ifadelerini kullandı.
Yaptığı yazılı açıklamada basın özgürlüğü vurgusu yapan Taşçı, şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Albayrak, kişisel Instagram hesabından 8 Kasım 2020 tarihinde görevinden istifa ettiğini açıkladı. Uluslararası haber ajansları, 45 dakika içerisinde istifa haberini doğrulatarak, dünyaya duyurdu.
Türkiye’de bu kadar önemli bir gelişmeyi yalnızca beş haber kanalı verdi. Sizin yönetiminde yer aldığınız yayıncılar da dahil Bin 775 radyo ve televizyon kanalı ise 24 saat boyunca bu istifayı halktan ve Türkiye’den gizledi.
Bu tavrın basının varlık nedeni olan kamuoyunu bilgilendirme ilkesine aykırı olduğu çok açıktır. İstifanın duyulmasının ardından bir saat içerisinde tüm haber merkezlerinin bu haberi teyit ettiği bildiğimiz bir gerçektir. Bir bakanın istifasının doğrulatılmasına karşın, haberleştirilmemesi, halkın haber alma hakkının gazetecilikle bağdaşmayan gerekçelerle engellendiği durumunu ortaya çıkarır ki, istifa akşamı yaşananlar tam da budur.
Kuşkusuz ne bir RTÜK üyesi olarak ben, ne de Üst Kurul kurumsal olarak sizlerin editöryal kararlarınıza müdahale edemez. Hatta bizim üyeler olarak, RTÜK’ün de kurumsal olarak varlık nedeni yayın kuruluşlarınızın, kamu yararını gözeterek, ifade, basın özgürlüğü ve yurttaşların haber alma hakkını en demokratik biçimde kullanılmasını sağlamaktır.
Anayasa, “basının sansür edilemeyeceğini” güvence altına almıştır. Aslında sizlerin en büyük güvencesi tartışmasız Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’dır.
RTÜK Yasası da yayın hizmetlerinin “tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamayı” benimser. Ayrıca yasa, Üst Kurulu “ifade ve haber alma özgürlüğünün” sağlanması için gereken önlemleri almakla da öncelikli olarak sorumlu ve görevli kılar.
İfade özgürlüğü, aynı zamanda haber alma, haberi edinme hakkını da kapsar. İnsanları haberdar etme hakkını yerine getirmek de gazetecilerin görevidir. Görevi kamuyu bilgilendirmek olan gazeteci, elde ettiği haberi yayınlamama keyfiyetine sahip değildir.
Bakanın istifasını haberleştiren televizyon kanallarının, ifade özgürlüğüne saygılarını da bu yolla belirtmiş olduklarını kayda geçirmekte yarar var.
Böylesi bir haberin doğru olduğunun bilinmesine karşın saatlerce görmezden, duymazdan gelinerek yayınlamaktan sakınılması, 83 milyon yurttaşın haber alma hakkının ihlali; bilmesi ve görevi olmasına karşın haberi vermeyenler açısından da gazetecilik mesleğine ihanet anlamına gelir. Unutulmamalıdır ki, basın ve ifade özgürlüğü uğruna Türkiye’de onlarca gazeteci canlarıyla bedel ödemiştir.
Sizlerden beklenen gazetecilik mesleğinin evrensel kurallarına uymak, ülkede yaşananlara kulak tıkamamak, hakikati yok saymamak, olup biteni görmezden gelmemek ezcümle; gerçeği yalnızca gerçeği izleyicilerle paylaşmaktır. Bu gerçeğin nasıl paylaşılacağı sizin kararınızdır. Ama paylaşılmaması halkın haber alma hakkının ihlalidir.
Hem bir meslektaşınız, hem de 83 milyon yurttaşımızın ülkesinde ve dünyada olup bitenleri öğrenmelerini güvence altına almakla görevli RTÜK’ün bir üyesi olarak, halkın haber alma hakkını koruma konusunda daha duyarlı davranacağınızı umarak, sizlere iyi dileklerimi sunar, yayınlarınızda başarılar dilerim.”