AKP Şefi kabine toplantısının ardından açıklamalar yapıyor. Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
‘Şiddet İçeren Bir Hadisede Zanlı Müslümansa Hemen Terör Saldırısı Damgası Vuruluyor’
Avusturya’nın başkenti Viyana’da IŞİD tarafından gerçekleştirilen terör saldırısında 4 kişi hayatını kaybederken 22 kişi yaralanmıştı. Sivilleri hedef alan vahşi bir terör karşısında dahi dinler arası bir çekişme anlayışının yön verdiği uslubuyla konuşan Erdoğan şunları söyledi:
“Bu süreçte en çok gürültüyü de kendi güvenlik ve refahları uğruna bölgemizi ve dünyayı kana, ateşe, acıya boğanlar çıkarıyor. Bu zihniyet sdce son 30 yılda Irak’ta 2 milyon, Suriye’de 1 milyon, Bosna’da yüz binlerce insanın ölümüne yol açmıştır. Asırlardır işlettikleri sömürge ve zulüm düzeninin çatırdadığını bunlar görüyor. İslam’a saldırı öyle bir noktaya eldi ki yaşanan en küçük bir hadisede hemen müslümanlar hedef gösteriliyor. Şayet şiddet içeren bir hadisede zanlı müslümansa hemen terör saldırısı damgası vuruluyro. Başka inançtan biriyse ya polisiye vaka, ya da failin akli dengesi sorgulanarak konunun üzeri örtülüyor. Avusturya’nın başkenti Viyana’da yaşanan kanlı saldırıyı samimiyetle kınadığımı belirtmek istiyorum. Avusturya halkına geçmiş olsun dileklerimi ve taziyelerimi sunuyorum. Avrupa’da yaşayan ve müslüman aileleri kullanarak İslam’ı topyekün değiştirme iddiasıyla ortaya çıktılar.
“İslam’ın yayılışının önüne geçilemiyor. Bu fotoğrafın üzerine bir de 2200 yılı aşkın Türk devlet tarihini ve onun etki alanını eklediğinizde orataya çıkan tablo birileri için tahammül edilemez oluyor. Dünyanın geleceğinin bir kez daha bu coğrafyada görüldüğü bu süreçte Türkiye kendisi ve dostları için en iyi geleceği inşa etmek için çalışıyor. Siyasi ve ekonomik küresel düzenin yeniden yapılanma sancılarının yaşandığı dönemde Türkiye’nin bu onurlu ve vakur duruşu büyük önem taşıyor. Asırlık düzenlerini bozmamak için bize bedel ödetmeye çalışanlar… Ülkemize yönelik her ithamın, her tehdidin gerisinde bu gerçek vardır. Medeniyetimizin ve tarihimizin bize yüklediği bu sorumluluktan asla kaçmayacağız. Böyle bir mirasın sahibi olmak ve onu daha ileriye taşımak milletimiz için şereftir.“
‘Can Kaybı 110’a Ulaştı’
Devlet olarak İzmir’de İmar Barışı ile yasal hale getirdikleri 811 bin yapıdan, çürük raporlarına rağmen göz yumulan yapılardan bahsetmeyen AKP şefi, rakamsal açıklamalarda bulundu. Erdoğan, aynı zamanda bir devlet geleneğini sürdürerek olaydaki devlet sorumluluğuna değinmeden deprem sonrası müdehalelerle övünerek şunları ifade etti:
‘Yükselen deniz suyuyla birlikte boğulan bir vatandaşımızla birlikte 110 vatandaşımızın cansız bedeni çıkarılmıştır. Enkaz altından sağ çıkarılan vatandaşımız sayısı şu an itibarıyla 107’dir.
“Arama kurtarma çalışmalarında enkaz altındaki son kişiye ulaşılana kadar umudumuzu kaybetmeyeceğiz. Bölgede 44 tanesi 4’ün üzerinde olmak üzere 1600’e yakın artçı sarsıntı kaydedilmiştir. Yükselen deniz Seferihisar’ın Sığacık mahallesini 1 metrelik suyun altında bırakmış, 43 teknek karaya oturmuş, 40’ı kurtarılmıştır.
“İçişleri Bakanlığımız, AFAD, polis, jandarma, sahil güvenlik, Çevre Şehircilik Bakanlığımız sahadır. İlgili tüm bakanlık ve kurumlarımız imkanlarını seferber etmiştir. Adalet Bakanlığımızın yakın takibiyle yargı yıkılan ve ağır hasarlı binaların soruşturmalarına başlamıştır. Milletimizin kara gün dostu Kızılay ile çok sayıda sivil toplum kuruluşu gece gündüz sahadadır.
“Adalet Bakanlığımızın yakın takibiyle yargı, yıkılan ve ağır hasar gören binalarla ilgili soruşturmalara başlamıştır. Bölge belediyeleri de İzmir halkına yardım için her türlü yardımı göstermektedir. Kızılay ile çok sayıda sivil toplum kuruluşu İzmir halkına destek vermek için gece gündüz sahadadır.
6 Bin Yurttaş Çadır Kentlerde…Konteynır Kent Kuruluyor
İmar Barışı adı altında oy uğruna halkın can güvenliği hiçe sayılarak dağıtılan ruhsatların, denetimsizliğin ve inşaat firmaları-mütehaitler-devlet üçlüsünün rantsal ilişkilerinin evleri halkın başına yıktığı gerçeği orta yerde dururken AKP şefi, kurdukları çadırlar ve kuracakları konteynır kent ile övündü.
“Evleri hasar gören veya evlerine girmek istemeyen depremzedeler için 2700 çadır kurulmuş, gerekli ihtiyaç malzemesi gönderilmiştir. Halen faal olan 11 bin kapasiteli çadır kentlerde 6 bin vatandaşımız barınıyor. Kamuya ait tüm yataklı kurumlar da İzmir halkının istifadesine verilmiştir.
“Bayraklı’da bir konteynır kent kurmaya bugün itibariyle başladık, 20 gün içinde kullanıma hazır hale getiriyoruz.
“30 bin lira eşya yardımı yapıyoruz. Evlerini taşıyacak mülk sahiplerine 13 bin lira, kiracılara 5 bin lira destek veriyoruz. Kurumlarımıza bu tür hibe çalışmalarında kullanılmak üzere 29 milyon lira kaynak gönderilmiştir.
“İzmir depreminde işleri yıkılan, iş yeri yıkılan veya ağır hasar gören, denizin taşması sebebiyle iş yeri sular altında kalan esnafımıza 50 bin liraya kadar hibe desteği verilecektir. Depremden zarar gören esnaf ve sanatkarlarımızın Halkbank’tan kullandıkları kredilerin taksit ödemeleri de faizsiz olarak bir yıl süreyle ertelendi.
İzmir’de 530, Manisa’da 16 Bina Yıkılmış veya Hasarlı
“İzmir’de çeşitli derecelerden hasarlı veya yıkılmış 530’a yakın, Manisa’da 16 bina bulunuyor. Tespiti tamamlanan binalara hasar derecelerine göre gereken işlemler süratle yapılmaktadır. Deprem konutlarının inşaatına bir ay içinde başlamayı planlıyoruz. TOKİ’nin halen süren 50 bin sosyal konut projesi kapsamında 3 bin 500 konutluk yatırım bedeli 2,5 milyar lirayı geçen inşaatları bulunuyor. Bugüne kadar İzmir’de TOKİ vasıtasıyla yapılıp teslim edilen konut 16 bin 776’dır.
“Görüldüğü gibi deprem bizi beklemiyor, inşallah kalan riskli binaların yıkımını da en kısa sürede bitireceğiz. Hastanelerimiz başta olmak üzere tüm kamu binalarında bazı az hasar tespitleri dışında herhangi bir sıkıntı olmadığı görülmüştür. Bu son felaket bize Türkiye’nin her bölgesiyle bir deprem hattı üzerinde bulunduğunu bir kez daha hatırlatmıştır. Sadece 50 yılda yaşadığımız depremler ile karşımızdaki tehlikenin büyüklüğünü göstermeye yeterdir.
“Dönüşüm alanlarında yer alan 1 milyon 388 bin bağımsız birimde ikamet eden vatandaşlarımıza 15,5 milyar lira kaynak kullanarak destek olduk. Acil olarak 1,5 milyon konutun dönüşümünü hedefliyoruz. Bu yıl 100 bin konut üretimi hedefine ulaştık. Önümüzdeki yıl 100 bin konutun daha üretimine başlamayı hedefliyoruz. Bu sadece devletin konut üretimiyle çözülebilecek bir sorun değildir. Vatandaşlarımızdan oturdukları binaların dönüştürülmesi konusunda daha fazla destek bekliyoruz.
‘Ekonomik Göstergeler Ekim Ayıyla Birlikte Yılın Son Çeyreğine de Güçlü Başladığımızı Gösteriyor.’
Devlet kurumu olan Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) ‘2020 yılı ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,13, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 10,64, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11,89 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 11,74 artış gerçekleşti.‘ açıklamasına rağmen ekonomide ‘yılın son çeyreğine güçlü’ girildiğini iddia etti.
Ekonomide diğer ülkelerle mukayese edildiğinde sınırlı bir daralma yaşadık. Üçüncü çeyrekte aldığımız yerinde kararlarla hamdolsun güçlü bir toparlanmayla tamamladık. Üçüncü çeyrekte sanayi üretimimiz ve perakende satış hacmimiz bir önceki çeyreğe göre yüzde 30 arttı. Kapasite kullanım oranımız üçüncü çeyrekte yüzde 72,7’ye yükseldi. Ekonomik güven endeksinde artış da yüzde 37’yi aştı. İhracatımız yüzde 34 yükseliş gösterdi. Sağladığımız uygun şartlarla konut satışlarımız ikinci çeyreğe göre iki katına çıkarak yaklaşık 537 bin oldu. Yılın ilk 9 aylık dönemindeyse konut satışlarımız 1,2 milyon adede ulaştı. Yılın ilk 9 ayında otomotiv satışlarımız yarım milyna yaklaştı. Ekonomik göstergeler ekim ayıyla birlikte yılın son çeyreğine de güçlü başladığımızı gösteriyor. Ekim ayında reel kesim güven endeksi 2,8 puan artarak 108,1 seviyesine yükseldi. İmalar sanayi, sanıt alma yöneticileri endeksi de 5. ayında da eşik değer olan 50’nin üzerinde kalarak 53,9’a yükseldi. İstihdamda görülen belirgin artışın devam etmesi oldukça kayda değer bir gelişmedir. İhracatta ise yeni bir rekor daha geldi. Ekim ayı ihracatımız 17 milyar 333 milyın doları bularak tüm zamanların rekorunu kırdı. İhracatın ithalatı karşılama oranı altın yarın yüzde 95,3 seviyesinde gerçekleşti. Pek çok firma ihracat taleplerine cevap vermekte zorlanıyor. OSB’lerde yeni veya ikinci el makine tedariğinin sıkıntısının yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Salgın döneminde Türkiye’nin böyle bir yükseliş göstermesi geleceğimiz adına ümit vericidir. İhracatımızn lokomotif illeri olan İstanbul, Bursa, Kocaeli, İzmir ve GAziantep’i tebrik ediyorum. Diğer ülkelere kıyasla hızlı bir toparlanma eğilimine giren ekonomimizin yılın dördüncü çeyreğinde de süreceğini ve yılı pozitif bir büyümeyle tamamlayacağımıza inanıyorum. Önümüzde aydınlık bir geleceğin olduğunu şimdiden görebiliyoruz.
“Sabredip, çok çalıştığımızda önümüzdeki aydınlık geleceğin olduğunu şimdiden görüyorum. Türkiye olarak coğrafyamızın merkezinde bölgede insani krizlerin yükünü uzunca bir süredir adeta tek başımıza taşıyoruz. Irak, Suriye, Libya, Afrika’nın derinliklerine uzanan mazlum ve mağdur duruma düşen herkese imkanlarımız ölçüsünde el uzatıyoruz.