V.İ.Lenin’in Ulusal Sorun üzerine makaleler dizisi kapsamında 18 Ocak 1914’te “Proletarskaya Pravda” Gazetesinin 14. sayısında (32) yayımlanmıştır.
Rusça aslından tercüme eden: Fırat Sözeri
Liberaller bu konuda gericilerden, en azından, ilkokulda ana dilde öğrenim hakkını tanımakla ayrılıyorlar. Fakat zorunlu devlet dilinin gerekliliği konusunda gericilerle tamamen hemfikirdirler.
Zorunlu devlet dili ne anlama geliyor? Bu, pratikte, Rusya nüfusunun azınlığını oluşturan Büyük Rusların dilinin, Rusya’nın arda kalan nüfusunun tamamına dayatılması anlamına gelir. Bütün okullarda devlet dilinin öğretilmesinin zorunlu olmasıdır. Tüm resmi işlemlerin yerel nüfusun dillerinde değil, devlet dilinde yürütülmesinin zorunlu olması demektir.
Zorunlu devlet dilini savunanlar bu görüşlerini hangi gerekçelerle haklı göstermektedirler?
Karayüzlerin “argümanları” elbette oldukça kısadır: Rus olmayan bütün ulusal topluluklar zapturapt altında tutulmalı ve “gevşemelerine” izin verilmemelidir. Rusya bölünmemeli ve sözüm ona Rusya’yı kuranlar ve birleştirenler Büyük Ruslar olduğu için bütün halklar onların yönetimine boyun eğmelidir. Hatta Bay Purişkeviçler, Rusya’da Büyük Rus olmayanların konuştuğu, nüfusun yaklaşık %60’ını kapsayan diğer bütün dilleri yasaklamaya razıdırlar.
Liberallerin bu konudaki tutumu ise – çok daha “kültürel” ve “zariftir.”. Bu nedenle belli sınırlar dâhilinde (söz gelimi ilkokul için) anadilde eğitime izin vermektedirler. Fakat bununla birlikte zorunlu devlet dilini de savunmaktadırlar. Bunun “kültürel” çıkarlar, “birleşik” ve “bölünmez” Rusya’nın selameti v.b. için gerekli olduğunu söylüyorlar.
“Devlet dili, kültürel birliğin beyanıdır… Devlet dili, devlet kültürünün tartışmasız bileşenlerinden biridir… Devlet olmanın temelinde iktidarın birliği ve bu birliğin araçlarından biri olan devlet dili yatar. Devlet dili, devlet olmanın gereği olan diğer bütün biçimler gibi zorlayıcı ve herkes için bağlayıcılığı niteliğe sahiptir…
Eğer Rusya’nın birliği ve bölünmezliği korunacaksa, Rusça ortak yazı dilinin devlet amaçlarına uygunluğunu kararlılıkla savunulmalıdır.”
İşte zorunlu devlet dilinin gerekliliğini savunan liberallerin tipik felsefesi budur.
Yukardaki sözler Bay S. Patraşkin’in Liberal Den gazetesinde (No 7) yayımlanan makalesinden tarafımızca ödünç alınmıştır. Bu düşünceleri için, bariz nedenlerden dolayı, Karayüz “Novoye Vremya” gazetesi makalenin yazarını yağlı bir öpücükle ödüllendirdi. Manşikov’un gazetesi (Novoye Vremya-No:13588); Bay Patraşkin burada “tamamen sağduyulu düşünceler” dile getirmektedir diyor. Böylesi gayet “sağduyulu” düşünceler nedeniyle, ulusal-liberal “Rus düşüncesi”ne aralıksız övgüler dizmektedir. Liberaller “Kültürel” argümanlar yardımıyla Novoye Vremyacıları mest eden fikirlerin propagandasını yaparken nasıl övmesinler ki?
Liberaller bize Rus dilinin büyük ve güçlü olduğunu söylüyorlar. Gerçekten de Rusya’nın herhangi bir bölgesinde yaşayan, herhangi birinin bu büyük ve güçlü dili öğrenmesini istemiyor musunuz? Gerçekten de Rus dilinin diğer ulusların edebiyatını zenginleştireceğini, onara büyük kültürel zenginliklere katılma imkânı vereceğini görmüyor musunuz? Vb. diye soruyorlar.
Bütün bunlar doğru bay liberaller- diye cevap veriyoruz onlara. Biz Turgenyev’in, Tolstoy’un, Dobrolyubov’un, Çernışevski’nin dilinin büyük ve güçlü olduğunu sizden daha iyi biliyoruz. Biz, ulusal farklılık gözetmeksizin, Rusya’da yaşayan bütün ezilen sınıflar arasında mümkün olan en sıkı ilişki ve kardeşçe birlikteliğin kurulmasının mümkün olmasını sizden daha çok istiyoruz! Ve elbette, Rusya’da yaşayan herkesin Büyük Rus dilini öğrenme fırsatına sahip olmasını da istiyoruz.
Biz sadece bir şeyi istemiyoruz: zor unsurunu. İnsanların cennete sopa zoruyla sokulmasını karşıyız. Zira siz “kültürle” ilgili ne kadar güzel cümleler kurarsanız kurun, zorunlu devlet dili zora ve sopaya bakar. Biz Büyük Rus dilinin birilerinin onu sopa zoruyla öğrenmeye ihtiyacı olmadığını düşünüyoruz. Biz Rusya’da kapitalizmin gelişmesinin ve genel olarak toplumsal yaşamın tüm seyrinin bütün ulusları birbirlerine yakınlaştırdığı kanaatindeyiz. Yüzbinlerce insan Rusya’nın bir ucundan diğerine gittiğinde, nüfusun ulusal bileşiminin karışıyor, ulusal dar kafalılık ve izolasyon kırılmak zorunda kalıyor. Hayat ve çalışma şartları nedeniyle Rusçayı bilmek zorunda olanlar, onu sopa olmadan öğreneceklerdir. Zor’un (sopa) yol açacağı sadece bir şey vardır: Büyük ve güçlü Rus dilinin diğer ulusal topluluklara erişimini zorlaştıracak ve daha da önemlisi, düşmanlığı keskinleştirecek, bir milyon yeni sürtüşmeye yol açacak, öfke ve karşılıklı yanlış anlamalar güçlenecektir vb.
Buna kimin ihtiyacı var? Rus halkının ve Rus demokratlarının buna ihtiyacı yok. Çünkü onlar ulusal baskının hiçbir biçimini “Rus kültürünün ve devletinin menfaatleri için” bile olsa kabul etmezler.
İşte bu yüzden Rus Marksistler diyorlar ki; zorunlu devlet dili olmamalı, halklara tüm yerel dillerde eğitim verecek okullar sağlanmalı, uluslardan birine herhangi bir şekilde imtiyaz tanınmasını ya da ulusal azınlıkların haklarının herhangi bir şekilde ihlal edilmesinin önlenmesi anayasanın temel maddelerinden biri olarak kabul edilmelidir. .
Ulusal Sorun üzerine makaleler dizisi kapsamında 18 Ocak 1914’te “Proletarskaya Pravda” Gazetesinin 14. sayısında (32) yayımlanmıştır.
Dipnotlar:
1 . Çarlık yanlısı ırkçıi anti-komünist bir politikacı. Karayüzler adlı karşıdevrimci çetenin kurucularından.
2. Orijinal metinde Purişkeviç ve Karayüzler’in Rusça dışındaki dilleri aşağılamak için kullandıkları “Köpek Lehçeleri” ifadesine gönderme yapılmaktadır.
3. Gün- Günlük yayın yapan liberal bir gazete.
4. Yeni Zaman- 1868 yılında yayın hayatına başlayan, 1905 yılından itibaren Karayüzler’in yayın organı haline gelen gazete.
5. Rus Düşüncesi (Russkaya Mısl)- Aylık yayın yapan liberal bir dergi.
6. Ekim Devrim’inden sonra hazırlanan dört anayasada da bu görüşler temel bir madde olarak ifadesini bulmuştur. 24.04.1990 tarihinde Anayasaya eklenen bir madde ile Rusça resmi dil olarak kabul edilmiştir.