ANKARA – Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) 2020 Yılı Türkiye İnsan Hakları Raporu’nu yayınladı. TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin hazırladığı raporun önsözünde, 2020 yılı için “18 Temmuz 2018 tarihinde kâgˆıt üstünde kaldırılan Olagˆanüstü hâlin fiiliyatta yapılan düzenlemelerle kalıcı hâle getirildiği tespitimizin hâlen geçerli olduğu bir yıl oldu” ifadeleri kullanıldı.
Kovid-19 salgının merkezileştirme ve militarizm için bir fırsat olarak görüldüğü belirtilen raporda, “İktidarın ekonomiden toplum sağlığına kadar ülkenin tüm meselelerini güvenlik sorunu hâline getiren, toplumu kutuplaştıran, ülke içinde ve dışında şiddeti esas alan, bilhassa da Kürt sorununun ve uluslararası sorunların çözümünde çatışma ve savaşı tek yöntem hâline getiren politikaları, yaşanan hak ihlallerinin temelinde yatan en önemli faktördür” değerlendirmesi yapıldı.
YAŞAM HAKKI İHLALİ
Raporda, bu merkezileşme ve militarizm eğiliaminin 2020 yılına yaşam hakkı ihlalleri olarak yansıdığına dikkat çekildi. 2020 yılı içerisinde toplam 3 bin 291 yaşam hakkının ihlali edildiği yer aldı. Rapora göre, 2020 yılında yaşam hakkı ihlal edilen en az 3 bin 291 kişi hayatını kaybetti.
Yaşam hakkı ihlallerinde en başı, işçi cinayetleri çekti. Rapora göre, geçtiğimiz yıl 68’i çocuk en az 2 bin 427 kişi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
Türkiye’de mülteci, sığınmacı ya da göçmen statüsünde en az 101 kişinin iş cinayetlerinde can verdiği aktarıldı.
37’Sİ SİVİL 492 KİŞİ
İş cinayetlerini, operasyonlar ve saldırılar sonucu yaşanan ölümler izledi. Bu kapsamda 2020 yılında 37’si sivil toplam en az 492 kişi ölürken, en 189 kişide yaralandı. Rapora göre, ölümlerin 237’si Türkiye sınırlarında gerçekleşirken, 174 kişi Federe Kürdistan’da, 81 kişi de Suriye sınırları içerisinde hayatını kaybetti.
Raporda, kadın cinayetleri de yaşam hakkı ihlallerinde başı çekiyor. 2020 yılında en az 284 kadın, erkekler tarafından öldürüldü.
Rapora göre, yargısız infaz, dur ihtarı, rastgele ateş açma, cinsel saldırı sonucu intihara sürükleme ve polis baskınları sonucu 3’ü çocuk en az 15 kişi yaşamını yitirdi, 13 kişi ise yaralandı.
23 ŞÜPHELİ ASKER ÖLÜMÜ
Geçtiğimiz yıl en az 23 kişi askerlik hizmetini yaparken şüpheli bir şekilde hayatını kaybettiği yer alan raporda, en az 27 asker ise şüpheli bir şekilde yaralandı.
IRKÇILIK ÜÇ ÇOCUĞU KATLETTİ
Rapora göre, 2020 yılında 3’ü çocuk en az 7 kişi ırkçı saldırılar sonucu öldü. Yıl içinde tespit edilebilen toplam 13 ırkçı saldırının 8’i mültecileri hedef aldı. Giresun, Yozgat, Sakarya ve Afyon’da Kürt işçilere yönelik ırkçı saldırılar gerçekleştirildi.
AÇLIK GREVİ
İkisi Grup Yorum üyesi, dört kişinin adil yargılanma talebiyle başlattıkları açlık grevi ve ölüm orucu sonucu hayatını kaybetmeleri de raporda yer aldı.
KOVİD ÖLÜMLERİ
Raporda, Kovid-19 salgınında yaşanan kayıplar da hatırlatıldı. Resmi verilere göre 2020 yılında 20 bin 881 kişinin Kovid-19 salgını nedeniyle yitirildiği hatırlatılan raporda, bunlardan en az 322’sinin sağlık emekçisi olduğu kaydedildi.
İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE
Raporda öne çıkan veriler şöyle:
“2020 yılı içinde tespit edilen en az 140 ayrı olayda en az 404 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmış ve en az 86 kişi yaralanmıştır. Tespit edilen bu 139 olayın 22’si ev baskınları sırasında, 86’sı açık alanlarda ve 31’i resmi gözaltı merkezlerinde meydana gelmiştir.
1 olayda ise zorunlu askerlik görevini yapan 1 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmıştır.
FAİLLER POLİS
140 olayın 109’unda işkence ve diğer kötü muamelenin faili polistir. 13 olayda asker, 10 olayda bekçi, 7 olay da zabıta/özel güvenlik ve 1 olayda ise korucudur.
AJANLIK DAYATMASI
En az 19 olayda ise kişiler polisin veya kendini polis/istihbaratçı olarak tanıtan kişilerin ajan olmaları yönünde baskılarına ve tehditlerine maruz kalmıştır.
2020 yılı içinde 10 ayrı olayda 10 kişinin kaçırıldığı ve aynı gün veya takip eden gün içinde serbest bırakıldığı tespit edilmiştir.
Bu 10 olayda 5 kişinin tehdit, işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı, 6 kişinin ise ajanlık dayatmasına maruz kaldığı tespit edilmiştir
10 olayın 6’sı İstanbul, 2’si Ankara, 1’i Van ve 1’i Diyarbakır’da gerçekleşmiştir.
Zorla kaybetme niteliği taşıyan 2 olayda ise kaçırılan 1 kişiden halen haber alınamamaktadır. 1 kişinin ise 44 gün sonra gözaltında olduğu ortaya çıkmıştır. Bu kişinin bu süre boyunca işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığı kendisi ile görüşen yakınları tarafından açıklanmıştır.
Bu olaylardan 1’i Ankara’da, diğeri İstanbul’da meydana gelmiştir.
Ayrıca 8 Ağustos 2019 tarihinde Ankara’da kaçırılan Yusuf Bilge Tunç’tan 31 Aralık 2020 itibarıyla halen haber alınamamaktadır.
Toplam 12 olayın hiçbiri ile ilgili etkin bir soruşturma yapılmadığı görülmektedir.
CEZAEVLERİNDE BİLGİYİ ERİŞİLEMİYOR
Cezaevleri 2020 yılında da hak ihlallerinin en yoğun yaşandığı alanların biri olmaya devam etmiştir.Bu ihlallerin gerçek bir fotoğrafını çekmek, gerçek rakamlara ulaşmak, başta Adalet Bakanlığı olmak üzere, cezaevlerinden sorumlu kurumların saydamlık ve şeffaflıktan uzak olması nedeniyle neredeyse imkansızdır. En başta hapishanelerde bulunan mahpus sayısı tam olarak bilinmemektedir. Adalet Bakanlığı uzunca bir süredir bu konuda sağlıklı veri paylaşımı yapmamaktadır. Bunun yanı sıra, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde cezaevlerinde meydana gelen hak ihlallerine ilişkin muhalefet partilerine mensup milletvekilleri tarafından verilen soru önergelerinin birçoğunun önergelerde geçen ‘işkence’ kavramı nedeniyle ‘kaba ve yaralayıcı’ bulunarak reddedilmesi de, cezaevlerinde meydana gelen hak ihlallerinin ortaya çıkarılmasını, araştırılmasını, belgelenme sini ve sorumlular hakkında yasal işlemler yapılmasını engelleyen önemli bir faktördür.
MEKTUPLAR SANSÜRLENİYOR
Cezaevlerinde meydana gelen hak ihlallerinin tespit edilmesi konusunda yaşanan bir diğer sorun alanı ise, mahpusların maruz kaldıkları hak ihlallerini yazdıkları mektupların, faksların gönderilmemesi ya da sansürlenerek gönderilmesi, ilgili resmi kurumlara yazdıkları dilekçelerin işleme konulmamasıdır, ki bu başlı başına bir ihlaldir. Ayrıca kimi durumlarda mahpusların aileleri ile yaptıkları telefon görüşmeleri maruz kaldıkları hak ihlallerinden bahsetmeleri durumunda cezaevi idaresi tarafından kesilmektedir.
MAHPUSLAR YERDE YATIYOR
Cezaevlerinin fiziki koşulları ve yapısal sorunları cezaevlerinde tutulan mahpusların yaşadığı hak ihlallerinin en temel nedenlerinden biridir. Mahpus sayısı tam olarak bilinmese de, basına yansıyan haberlerden, mahpusların hak örgütlerine yaptığı başvurulardan, hak ve meslek örgütlerinin cezaevlerine yaptığı ziyaretlerden bir çok cezaevinde kapasitenin üstünde mahpus tutulduğu görülmektedir. Buna bağlı olarak birçok cezaevinde koğuşlarda kapasitenin üstünde mahpusun tutulmaktadır ve bunun sonucu olarak mahpusların bir kısmı yerde yatmak zorunda kalmaktadır.
4 Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre bu raporun yazımının tamamlandığı 4 Nisan 2021 itibarıyla Türkiye’de toplam 371 cezaevi vardır ve bunların toplam kapasitesi 250 bin 576’dır. Buna karşın toplam mahpus sayısı ise 15 Nisan 2021 itibarıyla 291.272’dir. Buna göre cezaevlerindeki mahpus sayısı toplam kapasitenin 31, 696 üstündedir.
SU, BESLENME, ISINMA SORUNU
Cezaevlerinde sadece kapasite bakımından değil su, beslenme, ısınma gibi en temel ihtiyaçların karşılanması noktasında ciddi yapısal sorunlar olduğu tespit edilmiştir. Covid-19 salgınını kapasitenin üstünde mahpusun tutulduğu, su ve beslenme ile sağlığa erişim konusunda ciddi sorunların yaşandığı koşullarda karşılamıştır.
35 TUTUKLU YAŞAMINI YİTİRDİ
2020 yılı içinde cezaevlerinde en az 35 mahpusun yaşamını yitirdiği tespit edilmiştir. Resmi açıklamalardan ve basında yer alan haberlerden 8’i Covid-19 salgını nedeniyle olmak üzere 19 hasta mahpusun yaşamını yitirdiği tespit edilmiştir. Şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren mahpus sayısı 3’dür.
Mustafa Koçak ve Ebru Timtik ise ölüm orucu eylemi sırasında yaşamlarını yitirmiştir.
CEZAEVLERİNDE İŞKENCE
2020 yılında da, mahpusların cezaevinde maruz kaldığı en temel hak ihlali kimi zaman özellikle belirli cezaevlerinde sistematik bir hal alan fiziksel şiddet uygulamasıdır. 18 Haziran 2020 tarihin de, CHP İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun cezaevinde mahpusların maruz kaldığı işkence ve diğer kötü muameleye ilişkin verdiği soru önergesine verilen yanıtta Adalet Bakanlığı’na 1 Ekim 2019 ile 18 Haziran 2020 tarihleri arasında 396 işkence ve diğer kötü muamele başvurusu yapıldığı belirtilmiştir.
Mahpusların maruz kaldığı işkence ve diğer kötü muameleye dair vurgulanması gereken bir diğer önemli husus da, bu tür uygulamalara maruz kalan mahpusların götürüldükleri sağlık kurumlarında muayenelerinin İstanbul Protokolü’ne uygun bir şekilde yapılmamasıdır. Buna bağlı olarak, mahpusların maruz kaldığı işkence ve diğer kötü muamele gerektiği gibi belgelenememektedir.
HASTA TUTUKLULAR
Mart 2020 tarihli rakamlarına göre Türkiye genelindeki cezaevlerinde tutulmakta olan 50’si ağır bin 564 hasta mahpus açısından da risklere ve hak ihlallerine yol açmaktadır. Hastane sevkleri düzenli yapılmadığı için mahpusların muayene ve tedavilerinin aksadığı örnekler aşağıda yer almaktadır.
Karantina koğuşuna sürekli yeni kişiler getirilerek halihazırda karantinada olan mahpusların karantina süreleri uzatılmaktadır. Bu da, bazı mahpusların hastane ve mahkemeye gitmemeyi tercih etmesinden dolayı, sağlık ve savunma hakkı açısında ihlallere yol açmaktadır.
İMRALI TECRİDİ
Cezaevlerinde yaşanmakta olan hak ihlallerine ilişkin vurgulanması gereken bir diğer önemli husus, İmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulmakta olan PKK lideri Abdullah Öcalan, Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş ve Ömer Hayri Konar’ın maruz kaldığı hak ihlalleridir.
Asrın Hukuk Bürosu avukatlarının müvekkillerinin 2020 yılı içinde maruz kaldıkları hak ihlallerine ilişkin hazırladıkları raporda, yıl içinde toplam 96 avukat görüşme başvurusu yapıldığını, bunlardan 68’ine cevap verilmediğini 28 başvurunun ise Bursa 2. İnfaz Hakimliği tarafından verilen 6 ay süreli disiplin cezası gerekçe gösterilerek reddedildiğini belirtmektedir. 2020 içinde yapılan 50 aile başvurusundan 40’ına cevap verilmemiş, 9 başvuru disiplin kurulunun kararı gerekçe gösterilerek reddedilmiş 1 başvuru ise kabul edilmiştir. 3 Mart 2020 tarihinde Hamili Yıldırım haricindeki diğer 3 kişi aile görüşü yapmıştır.
Ayrıca Abdullah Öcalan ile Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş aileleri ile ilk kez 27 Nisan 2020 tarihinde telefon görüşmesi yapmıştır. Abdullah Öcalan ile Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’a Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığı’nın 7 Eylül 2020 tarihli kararı ile 6 ay süreyle telefon ile görüşme kısıtlaması getirilmiştir.
ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ
2020 yılında 3 milletvekilinin vekillikleri, haklarındaki kesinleşmiş mahkeme kararlarına dayanarak düşürüldü ve söz konusu 3 milletvekili tutuklandı. 1 milletvekili saldırıya uğradı. Önceki dönemlerde milletvekilliği yapmış 6 siyasetçi gözaltına alındı, 1’i tutuklandı, 3’ü adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 41’i belediye eşbaşkanı, 2’si seçilmiş ancak KHK’li oldukları için mazbataları verilmemiş belediye eş başkanı, 2’si belediye başkan yardımcısı, 54’ü belediye meclisi üyesi, 2’si il genel meclisi üyesi, 7’si muhtar olmak üzere yerel yönetimlere seçilmiş 108 kişi gözaltına alındı.
Ayrıca belediyelerde çalı şan 11 kişi de bu soruşturmalarda gözaltına alındı. 12’si belediye eş başkanı, 13’ü belediye meclisi üyesi ve 1’i muhtar olmak üzere 26 kişi tutuklandı; 32 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
SİYASİ PARTİ ÜYESİ 513 KİŞİYE GÖZALTI
2020 yılında siyasi partilerin üye ve yöneticisi olan en az 513 kişi gözaltına alındı, 141 kişi tutuklanırken 144 kişi adli kontrol, 3 kişi ev hapsi ve 1 kişi yurtdışı yasağı şartıyla serbest bırakıldı. 2020 yılında dernek, vakıf, sendika ve meslek örgütleri ile çeşitli platformlar ve inisiyatiflerin üye ve yöneticisi olan en az 299 kişi gözaltına alındı, 90 kişi tutuklanırken 127 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
İnsan hakları savunucusu 25 kişi gözaltına alındı.
BİN 865 GÖZALTI
2020 yılında yukarıda belirtilenler dışında ‘örgüte yardım ve yataklık etmek’, ‘örgüt propagandası yapmak’ ve ‘örgüt üyesi olmak’ gibi gerekçeler ile en az 1 bin 865 kişi gözaltına alındı, 211 kişi tutuklandı. 231 kişi adli kontrol şartıyla, 23 kişi ise ev hapsi şartıyla serbest bırakıldı.
2020 yılında 17 hak savunucusu hakkında açılmış 7 davada, 8 kişi beraat ederken 7 kişi toplam 24 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırıldı.
2020 yılında sendika, dernek, vakıf, meslek örgütü, inisiyatif ve platformların üye ve yöneticisi olan en az 76 kişi hakkında açılmış davaların görülmesine devam edildi. Ayrıca 4 kişi ve 3 kurum hak kında soruşturma başlatıldı.
2020 yılında 3’ü çocuk en az 979 kişi hakkında ‘örgüte yardım ve yataklık etmek’, ‘örgüt propagandası yapmak’ ve ‘örgüt üyesi olmak’ gibi gerekçeler ile daha önceden açılmış davaların görülmesine devam edildi.
Tespitlerimize göre 2020 yılında 3 siyasi partinin 1 il ve 7 ilçe binasına kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından saldırıya uğradı. Daha sonra kendisi polise teslim olan 1 saldırgan tutuklandı. Ayrıca 1 siyasi partinin (HDP) 4 il ve 6 ilçe binası güvenlik güçleri tarafından basıldı.
2020 yılında 1 sendika, 1 kültür merkezi, 4 dernek, 1 inisiyatifin yanı sıra Armutlu Cemevi’ne olmak üzere 8 yere yapılan polis baskınlarında 19 kişi gözaltına alındı.
Depremden zarar gören kişilerle dayanışmak ve Covid-19 salgını nedeniyle duyulan ihtiyacı karşılamak için örgütlenen kampanyalara yönelik müdahalelerde en az 15 kişi gözaltına alındı.
EYLEMLERE MÜDAHALE
Sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, insan hakları savunucuları, kadınlar, mahpus yakınları, çevre ve kent hakkı savunucuları, işçi ve emekçiler, öğrenciler gibi birçok kesim tarafından yapılan eylemlere yönelik kolluk kuvvetlerinin müdahale sayısı 2020 yılında 745 olmuştur, ayrıca 88 toplantı ve gösteri kolluk kuvvetleri tarafından engellenmiştir. Bu müdahalelerde 2 bin 14 kişi fiziksel şiddet kullanılarak gözaltına alınmış, en az 65 kişi yaralanmış, 1’i çocuk olmak üzere 9 kişi tutuklanmıştır.
100 kişi adli kontrol şartıyla, 77 kişi yurtdışı yasağıyla serbest bırakılmıştır. Ayrıca en az 335 kişiye katıldıkları eylem ve etkinliklerde “Covid-19 kapsamında alınan önlemlere uymadıkları” gerekçesiyle toplam en az 790 bin 490 TL para cezası uygulanmıştır.
DÜŞÜNCE VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
2020 yılında en az 72 basın çalışanı ve 1 yazar gözaltına alındı. En az 25 gazeteci 2020 yılı içinde tutuklandı, 17 gazeteci ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 2020 yılında en az 239 gazeteci ve basın çalışanı haklarında açılan 129 davada yargılandılar. Sonuçlanan davalarda 41 gazeteci toplam 173 yıl 11 ay 7 gün hapis cezası ve 34 bin 160 TL para cezası ile cezalandırıldı. 32 gazeteci beraat etti, 5 dava ise düşürüldü. Ayrıca 32 gazeteci hakkında soruşturma başlatıldı.
5 gazeteciye, 2 basın kuruluşuna, 1 ilde Gazeteciler Cemiyeti’ne ait araca saldırı düzenlendi; 3 gazeteciye saldırı girişiminde bulunuldu. 5 gazeteci ve 1 yazar tehdit edildi, 1 gazeteci ise kendilerini istihbaratçı olarak tanıtan kişilerce ajanlık dayatmasına maruz kaldı.
HAKARETTEN 36 BİN SORUŞTURMA
Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından Cumhurbaşkanı’na hakaret suçunu düzenleyen TCK’nin 299. maddesine muhalefetten 9 bin 905’i kovuşturmaya yer olmadığı yönünde, 11 bin 371’i kamu davası açılması yönünde ve 11 bin 705’i diğer kararlar olmak üzere toplam 36 bin 066 kişi hakkında soruşturma sürdürülmüştür. 318’i çocuk, 120’si yabancı uyruklu ve 3’ü tüzel kişi olmak üzere 12 bin 298 kişi hakkında dava açılmıştır.
Adalet Bakanlığı’nın 2019 yılı Adalet İstatistikleri’ne göre, Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından TCK’nin 301’nci maddesine muhalefetten 6 bin 797’si kovuşturmaya yer olmadığı yönünde, bin 610’i kamu davası açılması yönünde ve 4 bin 150’si diğer kararlar olmak üzere toplam 13 bin 574 kişi hakkında soruşturma sürdürülmüştür.” (MA)