İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Boğaziçi Üniversitesi’ne dışarıdan atadıkları kayyum rektöre karşı demokratik üniversite isteyen öğrencileri kriminalize etme gayretiyle öğrencileri ‘terörist’ ilan etmeye devam ediyor.
Dün kampüse giren polisin gözaltına aldığı öğrencilerin, herhangi bir hukuki dayanak olmaksızın “terörist” ilan eden Soylu “Gözaltına alınan 180 öğrencinin 101’i okulla alakalı değil, 79’u da terörist” dedi.
Katıldığı internet yayınında konuşan Soylu’nun ifadeleri şu şekilde.
“Boğaziçi kendi rektörünü çıkarabilir de çıkarmayabilir de, çıkmayana da kızmamak lazım çıkana da kızmamak lazım. Rektör atamalarının çok mu demokratik olması lazım.”
Polis ne yapsın? Öteki gün bir daha yapılsın, kanun ne için var? Bu kanun ne için var? Birileri kendinden menkul bir özgürlük alanı ortaya koyuyor, diyor ki ben bunu doğru bulmuyorum. O zaman bu kadar devletin polisini beslemenin bir anlamı yok ya! Bunlara maaş vermenin de bir anlamı yok, bırakınız yapsınlar.
Şimdi diyor ki ‘Siz kayyum rektör atadınız.’ Bir kere bu faşist bir yaklaşım. Doğru bir yaklaşım değil.
Bir siyasi partinin reklam ajansı çocukları kullanıyor.
Bunların ortaya attıkları süreçler tamamen bütün değerlerimizi altüst etmeye yönelik. Bunu anlamak için çok bilmeye, çok okumaya gerek yok.
LGBT’nin Boğaziçi üniversitesini teslim almasını kabul etmiyoruz.
[Devlet LGBT’yi suç örgütü olarak mı görüyor sorusuna istinaden]: Bununla mücadele etmek bizim görevimiz. beni konuşturuyorsun.
Bütün marjinal gruplar orada… Bu devletin hakkıdır… İzin vermemek devletin hakkıdır.
Hayatımda duymadığım bir küfürle karşı karşıya kaldım. Adama ev hapsi aldırana kadar anamdan emdiğim süt burnumdan geldi kendi kendimi yiyecem. 3 defa 5 defa yargıya müracaatta bulundum. Ev hapsi tamam, hiç olmazsa öyle olsun.
Özgürlük-güvenlik dengesi diye bir şey söz konusu değil. Özgürlükle adaleti ve hakkaniyeti karşı karşıya getirenler insanlığa haksızlık yapar.”