İSTANBUL – Sermaye devleti yıldırma ve ezme politikasının bir parçası olarak sistematik biçimde uyguladığı işkenceden vazgeçmiyor. İşkenceciliğini de inkar etmeyen devlet sözcüleri, işkenceyi meşrulaştırma gayretiyle ‘falanca örgütten’, ‘filanca örgütten’, ‘terörist’ gibi savlarla işkenceyi savunmayı da elden bırakmıyor
MA’nın aktardığına göre, Özgürlük için Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, 4 gündür gözaltında tutulan müvekkilleri Mehdi Mıhçı’nın durumuna ilişkin dernek binasında basın açıklaması yaptı. Açıklamanın yapıldığı salona “İşkence insanlık suçudur” yazılı pankart asıldı. Açıklamayı Mıhçı’nın sürecini takip eden ÖHD İstanbul Şube yöneticilerinden Vedat Çağırtekin okudu. Mıhçı’nın 7 Ağustos günü TEM bağlı polisler gözaltına alındığını ifade eden Çağırtekin, “Mıhçı gözaltına alındığı andan itibaren işkenceye uğramıştı” ifadesini kullandı.
ÖLÜMLE TEHDİT EDİLDİ
Mıhçı’nın gözaltına alındıktan sonra polisler tarafından emniyette mülakat adı altında bir odaya kapatılıp bilgi istendiğini aktaran Çağırtekin, “Daha sonra yeterli bilgi vermediği ve işbirliği yapmaya yanaşmadığı gerekçesi ile oda içerisinde darp edilmeye başlanmıştır. Mehdi Mıhçı, tüm gün boyunca odada tutularak farklı ekipler tarafından darp edilmiş, konuşmazsa kendisinin ve ailesinin öldürüleceğinden bahisle ölümle tehdit edilmiştir. Müvekkilimiz, gözaltında bulunduğu ikinci gün de aynı odaya alınmış, saatlerce sorgulanmış, hakaret ve tehditlerle beraber darp edilerek yine işkenceye maruz kalmıştır. Müvekkilimiz aynı gün yine işbirliğine yanaşmadığı gerekçesiyle bu sefer de makattan cop sokulması, cinsel organının ezilmesi, cinsel organının sıkılması gibi insanlık dışı, onur kırıcı işkence yöntemlerine maruz bırakılmıştır” dedi.
‘İŞKENCE İZLERİ GÖRÜLMÜŞTÜR’
İşkencenin bir sonraki gün devam etmesi üzerine Mıhçı’nın insanlık dışı muamele ve işkencenin son bulması talebiyle süresiz olarak açlık grevine girdiğini aktaran Çağırtekin, Mıhçı’nın bu grevi sürdürdüğünün bilgisini verdi. Halen sistematik işkencenin devam ettiğini belirten Çağırtekin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Müvekkilimiz Mehdi Mıhçı ile yapılan görüşmede konuşurken zorluk çektiği, göz kapaklarının istemsizce kapanması sebebiyle uykusuz bırakıldığının anlaşıldığı, etrafını kontrol etmesi sebebiyle korktuğu, can güvenliğinden endişe duyduğu, ailesine zarar verilmesinden çekindiği, uğradığı darp ve saldırı sonucu oturur pozisyondayken doğrulmakta zorluk çektiği görülmüştür. Ayrıca kendisine darp izleri sorulduğunda çoğunlukla karın ve kasıklarına darbe vurulduğunu; bunun dışarıdan izlerin gözükmemesi için kasıtlı yapıldığını düşündüğünü aktarmıştır.
İZİN VERMEYECEĞİZ
Bilindiği üzere işkence veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele ya da ceza, her koşulda ve özellikle de gözaltında, sorgulama sırasında ve kişinin suçlandığı maddelere göre değişmeksizin mutlak olarak yasaktır. Bizlerde şiddetin devlet güvenliği olarak; işkence görenlerin ise ‘devletin bütünlüğüne zarar veren’ kişilermiş gibi gösterilerek bu suçun meşrulaşmasına izin vermeyeceğimizi bir kez daha yineliyoruz.”
‘SÜRECİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ’
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yakın zamanda işkenceye karşı yaptığı “İşkence iddialarına hem adli hem de idari olarak kararlılıkla üzerine gidilmektedir” açıklamasına da değinen Çağırtekin, uygulamada birçok işkence vakasının hukuken üzerinin kapatılmaya çalışıldığına dikkat çekti. Çağırtekin, “İşkence faillerinin cezasızlık zırhıyla güçlendirildiğine şahitlik ediyoruz. Bu yüzden işkence suçunda zamanaşımı olmadığını hatırlatıp; İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde yaşanan işkencenin cezasız kalmaması için devleti cezasızlık politikasından vazgeçmeye çağırıyor ve İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde ortaya çıkan tüm iddiaların etkili bir şekilde soruşturulup kovuşturulmasını, sorumlularının yargı önüne çıkarılmasını talep ediyoruz. Konuyla ilgili hukuki sürecin takipçisi olacağımızı belirtmekle beraber bu iddiaları aydınlatma yükümlülüğü olan Adalet Bakanlığı’nı göreve davet ediyoruz” dedi.
SOYLU’DAN PKK’Lİ SAVUNMASI
Yapılan işkenceye dair açıklama yapmayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise sanal medya hesabından, Mıhçı’nın PKK’li olduğunu öne sürerek, “Murat Karayılan’ın talimatıyla İran üzerinden Türkiye’ye geçen, PKK’nın sözde özel kuvvetlerine mensup, bomba eğitimi veren, İstanbul’da eylem yapmak ve yaptırmak üzere gelen; Seydo Botan Gever kod adlı Mehdi Mıhçı, başarılı bir operasyonla sahte kimlikle İstanbul’da yakalandı” dedi.