İSTANBUL – Sermaye devletinin hukuku her bir dosyayı siyasi iktidarın iç ve dış politikaları doğrultusunda karara bağlamaya devam ediyor.
İsrail’in işgal, techir ve ilhak emelleri doğrultusunda gerçekleştirdiği ve on binlerce insanı katlettiği saldırıları protesto eden gençler polis tarafından orantasız şiddet ve ters kelepçe uygulaması kullanılarak gözaltına alınmıştı.
Geçen yıl İstiklal Caddesi’nde İsrail ile Türkiye arasındaki ticareti protesto eden gençlere ters kelepçe uygulanarak gözaltına alınmasına ilişkin soruşturmada savcılık Yargıtay kararına atıfta bulunarak ‘kovuşturma yapılmasına yer olmadığına’ karar verdi. Filistin’e destek gösterisinde gençlere yönelik orantısız kolluk şiddeti de çok sayıda siyasetçi tarafından eleştirilmiş, tepkiler üzerine iki emniyet görevlisi açığa alınmıştı.
6 Nisan 2024’te İstanbul İstiklal Caddesi’nde “Filistin İçin Bin Genç” grubu tarafından Filistin’e destek eylemi yapılmış, “Katil İsrail, işbirlikçi AKP”, “Nehirden denize özgür Filistin” ve “İsrail’e kınama yetmez, ticareti kes” sloganları atan eylemciler, kınamayla yetinilmemesini istemiş, çevik kuvvet tarafından çevreleri kuşatılan eylemcilerden çoğu aşırı tokat ve tekmeyle şiddet uygulanarak ters kelepçe ile gözaltına alınmıştı. Müdahale sonucu 1’i çocuk 43 kişinin gözaltına alındığı duyurulurken, görüntüler sosyal medyada tepkilere yol açmıştı.
Soruşturma ‘kovuşturmaya yer yok” kararıyla sonuçlandı
Gösteriyle ilgili soruşturma İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından sonuçlandırıldı. 42 şüpheli hakkında ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ kararı verilirken, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 11 Mayıs 2023 tarihli kararına atıfta bulundu. Savcılığın kararı şu şekilde dosyaya girdi:
“… şüpheliler hakkında 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet suçundan soruşturma yürütülmüş ise de; 2911 sayılı Kanunun 32. Maddesinin ‘Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşlerine katılanlar, ihtara ve zor kullanmaya rağmen dağılmamakta ısrar ederlerse, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’ şeklinde olduğu, ayrıca Yargıtay 3.Ceza Dairesi’nin 2021/4717 E, 2023/3774 K sayı ve 11.05.2023 tarihli kararında bu suça ilişkin olarak ‘2911 sayılı Kanun’un 32/1 inci maddesinde tanımlanan suçun oluşması için, toplanan gruba dağılmaları yönünde ihtar yapılmasının, ihtara rağmen dağılmamaları halinde zor kullanmaya başvurulmasının, zor kullanmaya rağmen de gruprakilerin dağılmamakta ısrar etmesinin gerektiği’ denilerek suçun unsurlarının ancak zor kullanmaya rağmen dağılmamakta ısrar edilmesi halinde oluşacağının belirtildiği görülmüş olup somut olay yönünden değerlendirme yapıldığında; şüphelilere kolluk güçleri tarafından zor kullanılmaya başlanıldıktan sonra şüphelilerin dağılmamakta ısrar ettiklerine (pasif direnişi aşacak nitelikte itme, vurma vb davranışlarla) dair kamu davası açmaya yeter şüphe oluşturacak nitelikte delil bulunmadığı, bu durumda suçun yasal unsurlarının gerçekleştiğinin kabul edilemeyecceği anlaşıldığından şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına… karar verildi.”