BERLİN – Küresel Sumud Filosuyla Gazze’ye ulaşmaya çalışan son grup içinde yer alan ve Siyonist İsrail tarafından korsan şekilde kaçırılarak hapsedilen aktivistler Anna Liedke ve Sofia Willer, 13 Ekim’de Berlin’e döndü. Havaalanında “Yaşasın Filistin” sloganları eşliğinde, dostları, destekçileri ve aileleri tarafından coşkuyla karşılandılar.
Gazze’ye uygulanan ablukayı aşmak amacıyla Küresel Sumud Filosuyla yola çıkan ikinci ekipteki aktivistler Anna Liedke ve Sofia Willer, Berlin’de bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
Liedke ve Willer, Filistin halkına uygulanan ablukanın denizden kırılması için geçmişte birçok kez eylemde bulunduklarını ifade ederek, bu sefer daha büyük bir organizasyonla ve farklı bir etki yaratacak şekilde mücadele ettiklerini belirttiler. Aktivistler, Filistin halkına yönelik bir soykırım olarak değerlendirilen ablukayı kırma çabalarının, emperyalist devletlerin Siyonist İsrail’e sağladığı desteğe karşı dünya halklarının Filistin halkıyla kurduğu uluslararası dayanışmanın bir göstergesi olduğunu vurguladılar.
GAZZE’NİN YIKILMIŞ MANZARASIYLA YÜZYÜZE GELDİLER
Gemiyle seyahate başladıktan sonra bir haftalık deniz yolculuğu yaptıklarını ve Gazze’ye 220 kilometre mesafedeyken, uluslararası sularda İsrail ordusunun hem denizden hem de havadan gemileri kuşatarak kontrol altına aldığını aktaran Liedke ve Willer, tüm aktivistlerin tutuklanarak 12 saat süren bir yolculuk sonrası Kitziod Hapishanesi’ne götürüldüğünü açıkladılar. Yolculuk sırasında üst arama, diz üstü çökme, bazı aktivistlere ayrılarak şiddet ve psikolojik işkence uygulandığını sözlerine eklediler. Kitziod Hapishanesi’nde, duvarda yer alan yıkılmış Gazze resmine bakmak zorunda kaldıklarını da ifade ettiler.
DAYANIŞMA RUHUNU SÜRDÜRDÜLER
Kıyıya ulaştıklarında bazı avukatları gördüklerini, hapishaneye götürülmelerinin ikinci gününde kendilerini sorgulayan bir kişinin yanında avukat olmaksızın ifade verdiklerini ardından bunun mahkemeye çıkarılmak olarak nitelendirildiğini aktardılar. Tutuklanma anlarından itibaren açlık grevine başladıklarını belirten Liedke ve Willer, hiçbir belgeyi imzalamadıklarını ifade etti. Kadınların, erkeklerden ayrı koğuşlarda bulundukları zaman bir arada hareket etmesinin kendilerine güç verdiğini ve destek gösterilerini tecritte olan erkeklerle sürdürdüklerini vurguladılar. Duydukları bir erkek aktivistin maruz kaldığı şiddet sonrasında, tüm kadınların kapıları vurarak slogan attıklarını ve mağdurun ismini haykırdıklarını da eklediler.
ENTARNASYONAL DAYANIŞMA VURGUSU
Günler sonra başka bir sürgün merkezine götürüldüklerini, kimseyi arkalarında bırakmayacaklarını ve yalnızca topluca serbest bırakılmayı kabul edeceklerini, bir kişi bile eksik olsa hiçbirinin gitmeyeceğini, dayanışmayı büyütmeye devam edeceklerini ifade ettiler. Akdeniz’de gemiyle seyrettikleri sırada dünya genelindeki dayanışma gösterilerini izleyerek, böyle bir destek gördüklerini aktardılar; fakat gemileri basıldığında cep telefonlarını denize attıkları için sonrasında iletişimlerinin kesildiğini belirttiler. Yine de, kendileri için gösterilen dayanışmanın devam edeceğinden emin olduklarını vurguladılar. Liedke ve Willer, Filistin halkı özgür olana dek uluslararası dayanışmanın devam edeceğine söz verdiler.
