İZMİR – İzmir’in Karabağlar Belediyesi’nde çalışan işçiler, maaşların ödenmesinde devam eden sıkıntılarla karşı karşıyalar. Genel-İş İzmir 5 No’lu Şube yöneticileri ve iş yeri temsilcileri, geçmiş dönem maaşlarının ödenmemesi, 7 adet alışveriş çekinin hesaplara aktarılmaması ve maaşların parçalı bir biçimde ödenmesi sebebiyle belediye hizmet binası önünde oturma eylemi düzenlediler.
“Bu böyle gitmez, geçinemiyoruz” yazılı pankartın açıldığı eylemde basın açıklamasını İş Yeri Temsilcisi Nazan Turgut gerçekleştirdi. Turgut, “Geçim sıkıntısı evlerimizde katlanılmaz bir durum aldı. Maaşlarımız her geçen gün enflasyon karşısında daha da erirken, mutfak masraflarımız artıyor. Kiralar ve diğer temel ihtiyaçlarımızı karşılayamaz hale geldik” dedi.
“Krizin ve adaletsizliğin sebebi emekçiler değildir”
CHP’li belediyelere yönelik merkezi yönetimin uyguladığı sistematik baskılar ve kaynak azaltmaları nedeniyle problemlerin doğrudan emekçilere yansıtıldığını belirten Turgut, “Unutulmaması gereken bir şey var ki, bu sorunların hiçbirinin nedenleri emekçiler değildir. Krizin ve adaletsizliğin yükü, yıllardır olduğu gibi bugün de aşağıya, bizlere yükleniyor. Bu yüzden, Karbel emekçileri olarak, Karabağlar Belediyesi çalışanları olarak, yaşadığımız sıkıntılara dikkat çekmek ve haklı taleplerimizi bir kez daha yüksek sesle dile getirmek amacıyla, Şube yönetimimiz ve işyeri temsilcilerimizle birlikte Karabağlar Belediyesi Başkanlık Binası önünde oturma eylemi düzenliyoruz. Bilinmelidir ki bu, sadece bir başlangıçtır. Haklarımızı alıncaya ve emeğimizin karşılığı ödeninceye kadar mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz” diye vurguladı.
“Siyasi çekişmelerle işçi sınıfını ezmeye kimsenin hakkı yok”
10 yıldır Karabağlar Belediyesi’nde çöp toplama işinde çalışmakta olan ve aynı zamanda İş Yeri Baştemsilcisi görevini yürüten Murat Demirel, “Her alacaklarımız için İller Bankası payının kesildiği gibi gerekçeler öne sürülüyor. Buradan devlete sesleniyorum; İller Bankası payı, halkın parasıdır. Halkın parasını, yerel yönetimlerle ilgili siyasi mücadelelerinizle ilişkilendirerek işçi sınıfını eziyet etmeye kimsenin hakkı yoktur” dedi.
Vergide eşitlik taleplerini dile getiren Demirel, “Kamu çalışanlarından alınan vergiler %35’e kadar çıkmakta. Yani devlet işçiden en kolay olanı seçiyor. Bordrolu işçilerin, maaşları cebine girmeden kesilen vergilerle en çok etkilenmesi adaletsiz. Asgari ücretten vergi kesilmesi gibi durumlara son verilmesini biz, işçiler ve emekçiler olarak talep ediyoruz” ifadesini kullandı.
“Yoksulluk sınırı altında geçinmeye çalışan işçileriz”
Kamuoyunda belediye işçileri ile ilgili oluşturulan yüksek maaş algısının yanıltıcı olduğunu aktaran Demirel, “Asgari ücret ile geçinen arkadaşlarımız nasıl fabrikalarda çalışıyorsa, biz de erken saatlerde kalkarak bu şehri güzelleştirmek için çöp topluyoruz, parkları düzenliyoruz, belediye binalarında hizmet veriyoruz. CHP’li belediyelerin ve devletin, DİSK/Genel-İş’e karşı yapılan propagandalara son vermelerini istiyoruz. Genel-İş, bu ülkede emeği en çok savunan ve AKP hükümetine karşı en fazla ses çıkaran ve vergi adaleti isteyen bir sendikadır. İşçiyi karşı karşıya getirip, ‘şu kadar alıyorlar’, ‘asgari ücretli bu kadar alıyor’ demek, bizi ötekileştirmektir. Biz büyük maaşlar almıyoruz; yoksulluk sınırı altında yaşamaya çalışan işçileriz. Öyleyse muhalefet partileri, gerçek sorunları dile getirip devlet eleştirisi yapmalı; ’22 bin, 40-50 bin lira’ diyerek, yoksulluk sınırının 80 bin lira olduğunu söylemelidir. Bunu yaptıkları zaman ortak paydaya ulaşmış olacaklar. Biz işçi sınıfı olarak insanca yaşamak, insanca ücretlere erişmek isteğindeyiz. Her sabah kalkıp, kredi kartıyla yaşamaya çalışıyoruz; ev sahiplerine mahcup oluyoruz ve çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamıyoruz. Biz bu pahalılık içinde yaşıyoruz fakat burjuva kesim ve işverenler vergi kaçırıyor, her türlü dolandırıcılığı yapıyor, ama kimse onlara ses çıkarmıyor. İşçi sınıfının talep ettiği 60 bin, 70 bin liralık maaşlar dikkat çekiyor. Biz sadece hakkımızı istiyoruz, emeğimizin karşılığının ödenmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
Son olarak, Demirel, “Lütfen gerekirse Cumhurbaşkanıyla bir görüşme sağlanarak İller Bankası sorununun çözülmesini rica ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
BUCA BELEDİYESİ İŞÇİLERİ İŞ BIRAKTI
Buca Belediyesi’nde görev yapan işçiler, Nisan ve Mayıs aylarına ait maaşların yanı sıra, iki gıda kartı, toplu sözleşme farkları ve mesai ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle bugün tamamen iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Sabah saat 08.30 itibarıyla Buca Belediyesi önünde toplanan çalışmalara katılan işçiler, alacakları nedeniyle protesto düzenledi. Görüştüğümüz bazı çalışanlar, bireysel toplam alacaklarının 150 bin liraya kadar çıktığını belirtti.
Kusurlu İşverene Karşı Yasal Mücadele Kararı Aldık
Uzun zamandır devam eden maaş sorunları ve hak kayıpları karşısında sabrın zorlandığı bir süreçten geçtiklerini dile getiren işçiler, “Çalışanların ve ailelerinin temel geçim kaynağı olan maaşlarımızı dahi alamadığımız için, yasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kusurlu işverene karşı Buca Belediyesi emekçileri, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesine dayalı olarak iş edinmeme kararı almıştır. Bu karar tamamen yasaldır ve meşru bir temele dayanmaktadır” ifadelerini kullandılar.
Kişi Başı 150 Bin Lira Yakın Alacak Üzerinde
Eylem alanında görüştüğümüz bir işçi alacak kalemlerini aktarırken, “Nisan ayı maaşının yarısı, Mayıs ayı maaşının tamamı ve Nisan ile Mayıs ayı gıda yardımları yatmadı. Ayrıca, toplu sözleşmemizden kaynaklanan farklar da 4 aydır ödenmedi. 45-46 bin lira olması gereken miktarın 32-33 bin lira yattığı 4 ayda, yalnızca buradan yaklaşık kişi başı 60 bin lira alacaklarımız var. Toplamda kişi başı alacaklarımız 150 bin liraya ulaşmakta” şeklinde bilgi verdi.
Aile Yaşamlarını Etkileyen Durumlar Var
Bir başka işçi ise yaşadıkları sorunların aile hayatlarına olumsuz etkilerini vurgulayarak, “Kiranın ödenmesi, çocukların okula giderken yaşadığı masraflar, faturalar, yiyecek… Bunların hepsi nasıl karşılanacak? Eğer maaşımız, emeklerimizin karşılığı ödenmiyorsa, ev nasıl dönecek? Eşiyle ve çocuğuyla problem yaşamaya başlayan arkadaşlarımız var. Dün bir arkadaşım gözyaşları içinde, boşanma noktasına gelmiş durumdaydı. Burada bir işçi kendine zarar verirse, belediye yönetimi bunun sorumluluğunu alabilir mi?” dedi.
Alın Terimizin Karşılığını İstiyoruz
Verilen taahhütlerin yerine getirilmesini ve alacaklarının ödenmesini talep eden işçiler, “Mayıs ayında tüm borçları kapatacağız dediler ama gerçekleşmedi, sözler tutulmuyor ve süreç hakkında hiçbir açıklama yok. Biz sadece temel geçim kaynağımızı istiyoruz. Sağladığımız hizmetlerin karşılığını talep ediyoruz. Alın terimizin karşılığını verin, işçileri ve ailelerini daha fazla mağdur etmeyin” şeklinde konuştular. Son olarak işçiler, bugün saat 12.00’de ortak bir sofra kuracaklarını belirtip, “Ödemeler tamamlanana dek mücadelemizi sürdüreceğiz. Emekten yana tüm kesimleri ve Buca halkını, Buca işçileriyle dayanışma içinde olmaya davet ediyoruz” diye eklediler.
