20 Temmuz günü Kadıköy’de İŞİD çetelerince katledilen 33 insanı anma etkinliği gerçekleştirmek isteyenler polis tarafından darp edilerek gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan müvekilleriyle görüşmeye giden avukatlarda karakolda darp edilmişti.
Gazete Patika’nın haberine göre: SMF/HDP İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz Kaya polis saldırılarını 3 soru önergesiyle meclis gündemine taşıdı.
Kaya, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığına verdiği soru önergesinde; “Suruç Katliamı’nın 5. yılında, katliamı protesto etmek ve yaşamını yitirenleri anmak için gençlik örgütleri tarafından yapılmak istenen etkinliklerde polisin yetki sınırını aşan şiddet kullanımına tanıklık edilmiştir. Ankara ve İstanbul’daki anma etkinliklerin onlarca kişi gözaltına alınmıştır. Ankara’daki anma etkinliklerde polis şiddeti nedeniyle bir kişi yüz felci geçirmiş, aynı etkinlikte gözaltına alınan bazı kişilerin ise çeşitli yerlerinde kırıklar oluşmuştur.” İfadelerini kullanarak şu soruların yanıtlanmasını istedi:
1. Suruç Katliamı’nı anma etkinliklerine yönelik polis müdahalesi ve şiddeti talimatı Bakanlığınız tarafından mı verilmiştir?
2. Anma etkinliğine katılanlara yetki sınırlarını aşarak şiddet uygulayan kolluk kuvveti ve amirleriyle ilgili Bakanlığınız tarafından açılan herhangi bir soruşturma mevcut mudur? Mevcut ise kaç kolluk kuvveti hakkında soruşturma açılmıştır?
3. Suruç anmalarına katıldığı için hakkında soruşturma açılan kişi sayısı kaçtır?
4. Birçok ilde Valilikler marifetiyle uygulanan eylem ve etkinlik yasaklarının hukuki dayanağı nedir? Eylem ve etkinlik yasağı bulunan iller hangileridir?
Suruç Katliamı anmalarında polis saldırısı sonrası gözaltına alınanlarla görüşmek üzere Kadıköy Karakolu’na giden avukatlar Gökhan S. Ve Ezgi Ö. Polisler darpedilerek gözaltına alınmışlardı
Konuya ilişkin hem Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, hem de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından yanıtlanması istemiyle Meclis Başkanlığı’na verdiği soru önergelerinde Kaya; “Avukatlar, kamu yararına çalışmakta ve kamu adına görev yapmaktadırlar. Avukatların görevleri ifası esnasında uğradıkları her türlü fiziksel yahut sözlü şiddet veya engellemeler doğrudan yargıya ve hukuka yönelmiş sayılır. Suruç Katliamı’nın 5. yılında İstanbul’da gençlik örgütleri tarafından düzenlenen protestolar esnasında polis, hiçbir hukuki dayanağı olmaksızın bir çok şahsa şiddet uygulayarak gözaltına almıştır. Gözaltına alınan kişiler ile görüşmek isteyen İstanbul Barosu Avukatlarından Gökhan S. Ve Ezgi Ö.’nün görüşme talepleri keyfi bir şekilde reddedilmiş ve Kadıköy Karakolu’nda polisler tarafından şidddet uygulanarak gözaltına alınmışlardır. Bunun yanı sıra; Av. Ezgi Ö.’nün kişisel bilgisayarına hukuki bir dayanak olmaksızın el konulmuştur. Bu müdahaleler, Anayasa ile güvence altına alınan savunma hakkının açıkça bir ihlalini oluşturmaktadır.” İfadelerini kullandı.
Soru önergesinde şu sorulara yer verildi;
1. Müdahaleye uğrayan avukatların Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 149. maddesi ile güvence altına alınan müvekkilleriyle görüşme hakkı ne gerekçe ile engellenmiştir?
2. Avukatların görevleri esnasında ve bu göreve ilişkin olarak yapılan gözaltıda Avukatlık Kanunu’nun 58. Maddesi ihlal edilmiş midir?
3. İş bu haksız ve hukuka aykırı müdahaleler için nereden talimat alınmıştır?
4. Müdahalenin hukuki bir gerekçesi var ise bu gerekçe nedir ve bu hususa ilişkin bir tutanak tutulmuş mudur?
5. Müdafinin meslek sırrı içerdiği aşikar olan bilgisayarına hangi gerekçe ile Avukatlık Kanunu’nun 58. maddesine aykırı düşecek şekilde el konulmuş ve incelenmiştir?
6. Müdafilere görevleri esnasında polis tarafından uygulanan sözlü ve fiziksel şiddete ilişkin adli ve idari bir soruşturma başlatılmış mıdır?
