İSTANBUL – Mahkeme, pişmanlık göstermeyen sanık polislere iyi hal indirimi uygulamadı. ANKA Haber Ajansı’na konuşan Çelebi, “Üç yunus polisi, beni ölümcül nitelikte darp edip ‘Şikayetçi olursan seni buralarda barındırmayız’ diyerek bıraktılar. İki evladım var. Beni yarım bıraktılar. Bu olay nedeniyle eşim erken doğum yaptı. Çocuğum iki aylıkken ameliyat oldu. Hastanede tedavisi devam ediyor. Ben bunların yanlarına kalmasını istemiyorum” dedi.
İstanbul Esenyurt’ta 4 Şubat 2021 tarihinde, hamile olan eşine ilaç almak için gece saatlerinde aracıyla nöbetçi eczane arayan Ömür Çelebi isimli bir vatandaş, iddiaya göre H.G. (23), M.Ş. (25) ve M.A.K. (31) isimli 3 polis tarafından durduruldu. Çelebi’nin iddiasına göre polis otosundan inen 3 polis, “Neden durmadın şerefsiz” diyerek kendisine hakaret etti. Konuşmasına dahi izin verilmeden polis otosuna bindirildiğini aktaran Çelebi, 3 polisin kendisini darp etmesi sonucunda ağır yaralandığını söyledi.
YEDİĞİ POLİS DAYAĞI SONUCU CİĞERLERİ SÖNDÜ
Ağır yaralı halde yol kenarına bırakılan Ömür Çelebi, komşularının yardımıyla hastaneye kaldırıldı. Kaburgasında kırıklar oluşan ve ciğerinde sönme meydana gelen Çelebi, 5 gün hastanede tedavi gördü. Alınan Adli Tıp Kurumu raporunda Çelebi’nin yaralanmasının, kişinin hayatını tehlikeye sokacak nitelikte olduğu ve basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğu belirtildi.
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU, DAVA AÇILDI
Ömür Çelebi, olayın ardından Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Soruşturma kapsamında haklarında “kişinin hayatını tehlikeye sokacak şekilde kasten yaralama” suçundan dava açılan 3 polis memurunun yargılandığı davanın karar duruşması 15 Eylül 2022 tarihinde Büyükçekmece 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.
SUÇLAMALARI REDDETTİLER
Mahkemede savunma yapan sanıklar, üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmediler, ancak mahkeme aksi kanaatteyse haklarında verilecek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını veya ücretsiz olarak kamuya yararlı bir işte çalışmayı talep ettiler.
SAVCI CEZALANDIRILMALARINI İSTEDİ
Karar duruşmasında mütalaasını açıklayan savcı, 3 sanığın da “kamu görevlisinin sahip olduğu nüfuzu kötüye kullanarak kişinin yaşamını tehlikeye sokacak şekilde kasten yaralama” suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını talep etti.
4 YIL 2’ER AY HAPİS CEZASI VERİLDİ, İYİ HAL İNDİRİMİ UYGULANMADI
Kararını açıklayan mahkeme, sanık polisler H.G., M.Ş. ve M.A.K.’ye, “kamu görevlisinin sahip olduğu nüfuzu kötüye kullanarak, kişinin yaşamını tehlikeye sokacak şekilde kasten yaralama” suçundan, alt sınırdan da uzaklaşarak ayrı ayrı 4 yıl 2 ay hapse çarptırdı. Mahkeme ayrıca, “sanıkların sabıkalı geçmişlerine rağmen suç işlemeleri de göz önüne alındığında herhangi bir olumlu kişiliklerinin gözlenmemesi ve üzerlerine atılı suçu inkâr edip, herhangi bir pişmanlıklarının bulunmaması” nedeniyle verilen cezada iyi hal indirimi uygulamadı.
GEREKÇELİ KARARDA, SAVUNMALARIN SUÇTAN KURTULMAYA YÖNELİK OLDUĞU DEĞERLENDİRİLDİ
Gerekçeli kararını da açıklayan mahkeme, olay tarihinde kamu görevlisi olan polis memuru sanıkların, aynı suçu işleme kararının icrası kapsamında, fikir ve eylem birliği içerisinde, Ömür Çelebi’yi basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve hayatını tehlikeye sokacak şekilde, kamu görevlisinin sahip olduğu nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle yaraladıklarını kaydetti. Sanık savunmalarının, suçtan kurtulmaya yönelik olduğunu değerlendiren mahkeme, sanıkların atılı suçu iştirak halinde işlediklerini sabit gördü. Mahkeme, gerekçeli kararında, suç kastının yoğunluğunu göz önüne alarak, sanıklara verdiği cezada alt sınırdan uzaklaştığını kaydetti.
SANIKLARDAN BİRİ DAHA ÖNCE DE HÜKÜM GİYMİŞ
Mahkeme ayrıca sanıklardan M.A.K. hakkında daha önceden açıklanması geri bırakılan mahkûmiyet kararı olduğunu, karar kesinleştiğinde ise gereğinin ifası için kararı veren mahkemeye bildirimde bulunulmasını kararlaştırdı.
“POLİS OTOSUNUN ARKA KOLTIĞUNDA BENİ ÖLÜMCÜL NİTELİKTE DARP ETTİLER”
Mahkemenin gerekçeli kararını açıklanmasından sonra ANKA Haber Ajansı’na konuşan Ömür Çelebi, şunları söyledi:
“Hamile olan eşime ilaç almak için evimden çıkıyorum ve aynı sokak içerisinde arkamdan gelen polis arabasını ikaz lambalarının yanması sonrasında fark ediyorum. Aracımı sağa çekiyorum, camı açıyorum ve kendilerine ‘Buyurun’ diyorum. Bu esnada ‘Neden durmadın şerefsiz’ diyen 3 yunus polisi, beni kendi aracımın içinden alarak ekip otosunun arka koltuğuna zorla koyuyorlar ve burada beni ölümcül nitelikte darp etmeye başlıyorlar. Sağ tarafıma tekme ve yumrukla vurmaya başlıyorlar. Ve aralarından bir tanesi silahını çekerek ağzıma silahını sokuyor.
‘ŞİKAYETÇİ OLURSAN SENİ BURADA BARINDIRMAYIZ’ TEHDİDİ
Bu esnada arabamı arıyorlar. Arabamda herhangi bir suç unsuruna rastlanmıyor. Kimlik kontrolüm esnasında sicilim temiz. Bugüne kadar bir sabıkam yok. Aracım temiz çıkıyor. Herhangi bir şey olmadığı için birbirlerine bakıyorlar o arada. Aracımın ceplik bölümünde, Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde bekçi adayı olduğum evrakları görüyorlar. Ve beni darp etmeyi o anda bırakıyorlar. Diyorlar ki birbirlerine, ‘Bu çocuğu bu vaziyete getirdik. Hastaneye götürsek biz ne diyeceğiz?’ Ben halimin kötü olduğunu, beni hastaneye götürmelerini söylüyorum. Beni orada ölüme terk ediyorlar. Ve ‘Şikayetçi olursan seni buralarda barındırmayız’ diyerek bırakıyorlar.
ÖLÜM RİSKİM OLDUĞUNU SÖYLEDİLER
Kendi aracımla aynı sokakta olduğu için bu olay, evimin önüne kadar ilerleyebiliyorum. Daha ilerisine gidemiyorum. Komşularımın yardımıyla Beylikdüzü Devlet Hastanesi’ne kaldırılıyorum. Fakat durumun kritik olduğu için, iç kanamadan ölme riskim olduğunu söylediler. Beni aynı akşam ambulansla Çam ve Sakura Devlet Hastanesi’ne sevk ediyorlar. Çam ve Sakura Devlet Hastanesi’nde beş gün yatıyorum.
İKİ EVLADIM VAR. BENİ YARIM BIRAKTILAR
Tarafıma bir ay rapor veriliyor. Eskisi kadar sağlıklı olamayacağım ve akciğerimde tekrar sönme meydana gelebileceği bana söyleniyor. Bu süreçte kaburgam kırıldı, akciğerimde sönme meydana geldi. Ve bu akciğerdeki sönme tekrar devam edebilir. Ben araba tamircisiyim. İki evladım var. Beni yarım bıraktılar. Şu anda benim mesleğim ağır bir iş olduğu için kendi mesleğimi yapamıyorum. Hala yaptıklarından pişman değiller ve inkâr ediyorlar.
BU OLAY YÜZÜNDEN EŞİM ERKEN DOĞUM YAPTI
Bu süreçte hastanede yattığım zaman beni ziyarete gelen hanımım, beni perişan vaziyette gördüğü için sancıları meydana geliyor. Ve bu sancılar yüzünden çocuğum erken doğuyor. Prematüre doğan çocuğum 30 gün yatıyor yoğun bakımda. Ve çocuğumun gelişmesine bağlı sıkıntılar oldu. Hala da devam etmektedir. Çocuğum daha iki aylıkken ameliyata alınıyor ve şu an sağlık durumu da pek iç açıcı değil. Hastanede tedavisi devam ediyor. Ben bunların yanlarına kalmasını istemiyorum. Başka vatandaşlarımızın başına gelmesini de istemiyorum.”
“CEZANIN ONANACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ”
Ömür Çelebi’nin avukatı Uğur Büyükbunar ise dava sürecine ilişkin, “Müvekkilim gerekli açıklamaları yaptı zaten. Mahkeme de 4 yıl 2 ay hapis cezası aldılar. Müvekkilim hakkında herhangi bir ihbar yok, yakalama kararı yok, arama kararı yok. Ona rağmen sırf gece vakti, o gece sokağa çıkma yasağı vardı, sokağa çıkma yasağını ihlal ettiği gerekçesiyle böyle bir darp fiili uyguladılar. Bu sebeple de 4 yıl 2 ay hapis cezası aldılar. Süreci takip etmeye devam edeceğiz. Dava Bölge Adliye Mahkemesi’nde şu an görülmeye devam ediyor. Ceza alacaklarına inanıyoruz. Adalete güveniyoruz. Gereken cezayı aldılar. Aynı şekilde cezanın onanacağını düşünüyoruz” dedi.(ANKA / FAHRETTİN ÖZTÜRK)