DİYARBAKIR/AMED – Diyarbakır Adliyesinde görülen duruşmada, iki ana işveren de dahil olmak üzere bir kısım sanıklara “bilinçli taksir” suçlamasıyla 3 yıl 4 ay hapis cezası verildi. Vinç operatörüne ise 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Kaldıraç Hareketi, “Yargı, katilleri aklamaya devam ediyor. Kaza değil, işçi cinayeti. Duran Baysal kavgamızda yaşıyor” pankartıyla, duruşma öncesi adliye önünde basın açıklaması yaptı.
Açıklamada, 4 yıl süren soruşturma süreci sonunda açılan davada yargılamanın da 4 yıl sürdüğüne dikkat çekilerek, “Bu kararla, işçi cinayetlerinde kaybettiğimiz tüm işçi kardeşlerimizin dosyalarında verilen komik cezalara bir yenisi daha eklenmiş oldu. Tıpkı Torunlar’da, Soma’da, Ostim’de olduğu gibi. Mahkemeler, hiçbir işçi sağlığı ve güvenliği önleminin alınmadığı ayan beyan ortada olan dosyalarda, işverenleri kusursuz buluyor, alt sınırdan cezalar ile koruyup kollamaya devam ediyor. İşçiler ölürken sermayedarlar ellerini kollarını sallayarak karlarına kar katmaya devam ediyor” denildi.
‘İŞ CİNAYETLERİ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR’
Asıl katillerin cezalandırılmasının patronları pervasızlaştırdığına dikkat çekilen açıklamada, iş cinayetlerinin her geçen gün arttığı vurgulandı. İSİG Meclisinin raporuna yılın ilk 9 ayında en az bin 371 işçinin iş cinayetlerinde katledildiği hatırlatılan açıklamada, “Hayatta kalabilenler ise filmlerde tasvir edilen kölelik koşullarından daha ağır koşullarda çalışmaya zorlanıyor, her gün, iş ve yaşam koşulları kötüleşiyor. Bu koşullara karşı işçiler eylemleriyle seslerini duyurmaya çalışıyor. Mesela Soma’da Fernas Madencilik’te çalışan, Bağımsız Maden-İş sendikası üyesi işçiler ölmek istemiyoruz, yeni 301’ler olmasın, işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri alınsın diye çıplak ayaklarıyla 43 gündür direniyor” denildi.
‘DURAN’I İŞÇİ DİRENİŞLERİNE TAŞIMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
Kapitalist emperyalist sistemin işçi ve emekçilere açlık, yoksulluk, kölelikten farksız çalışma koşulları, savaş ve ölüm dışında bir vaadi bulunmadığı belirtilen açıklama, şöyle devam etti: “İşçiler bugün sadece insanca yaşamaya yetecek bir ücret, daha insana yaraşır bir yaşam için değil, ölmemek için de örgütlenmek zorundadır. Polonez İşçilerinin, Fernas İşçilerinin, Carrefour İşçilerinin, Elba Bant, As Plastik, MKB Rondo, Eker ve ülkenin dört bir yanında süren direnişler bize başka yol olmadığını göstermektedir. İşçiler, bizler, yolları kesmeden, fabrikalardan sokaklara taşmadan, kendi sesimizi duyuramayız. Masalcıları ve üfürükçüleri dinlemeye son vermek gerekir. Bizler Duran’ı işçi direnişlerine taşımaya, işçi cinayetlerinin kaza-kader olmadığını her yerde söylemeye devam edeceğiz. İşçi cinayetlerini örgütlenerek durduracağız. Duran Baysal kavgamızda yaşıyor.”