Şirketten Madencilere: Ölmediniz, Başımıza Bela Oldunuz!

Soma maden işçisi İdris Sarıkaya’nın yaşamı, binlerce maden işçisinin de hayatı ile kesişiyor.

1991 yılında maden işçiliğine başlayan Sarıkaya, 2002 yılında Uyar Madencilik’te iş buluyor. 31 Temmuz 2007 tarihine kadar her an ölüm ile burun buruna gelerek çalışıyor. O gün ise, meydana gelen iş kazasında 4 işçi arkadaşı ile birlikte yaralanıyor. İdris Sarıkaya, iki bacağını, madende bırakıyor. Ali Kandemir kör oluyor, diğer 3 işçinin ise yaraları şans eseri daha hafif. İdris Sarıkaya, iş kazasının ardından patronun “Her hakkınızı vereceğiz” dediğini hatırlıyor. “Patron iyi niyetli yaklaşmıştı” diyor.

PATRON VEKİLİ: ÖLMEDİNİZ, BAŞIMA BELA OLDUNUZ

Ancak, gerçeğin böyle olmadığı kısa sürede açığa çıkıyor. 2008 yılının Mayıs ayında “Haklarımız ne olacak?” diye sorduklarında patron vekili müdürden, “Ölmediniz başımıza bela oldunuz. Ölseydiniz yakınlarınızın eline verirdim, 50 bin lira kurtulurdum sizden. Gidin hakkınızı hukukta arayın” yanıtını aldılar.

İdris Sarıkaya, bunun üzerine yasal hakkı olan tazminatı alabilmek için 2008 yılında dava açtı. 3 yıl sonra mahkeme, işçiler lehine sonuçlandı. Mahkeme, “İşveren tazminatları ödemelidir” dedi.

Ancak işçiler, mahkeme kararına rağmen haklarını alamadı. Çünkü, şirket, Soma’da aynı adres üzerinde 5 kez isim değiştirdi. Ayrıca şirket sahibi, tüm mülkünü akrabalarının üzerine yaptığı için, kendine ait malı ve mülkü bulunmadığından tazminat tahsis edilemedi.

‘SİYASETÇİLER HEP SÖZ VERDİ AMA TUTMADI’

İdris Sarıkaya, hukuki yolların yanı sıra, siyasetçilerle ve milletvekilleri ile görüştüklerini hatırlatarak, “Hep söz verildi. Ben iki kere Meclis’e gittim. Yine söz verdiler” dedi. 2020 yılının Temmuz ayında çıkan Soma Maden Yasası’nı hatırlattı, “Bu yasadan umutluyduk. Ancak birileri Uyar Madencilik’in patronunu koruduğu için, Soma için çıkarılan yasada biz kapsam dışı bırakıldık. Haklarımız ödenmedi, yine mağdur edildik” diye konuştu.

Bunun üzerine Bağımsız Maden-İş Sendikası’nın öncülüğünde 12 Ekim’de Ankara yürüyüşlerinin başladığını hatırlattı. Eylem boyunca polis ve asker engeli ile karşılaştıklarını, gözaltına alındıklarını belirtti.

22 Ekim’de AKP Grup Başkan Vekili Özlem Zengin ile yaptıkları görüşmeyi hatırlattı, “Sorunun çözümü için bize söz verildi. Ardından Soma’ya dönmemiz istendi. Biz ise hep siyasiler tarafından aldatıldığımızı, tazminatlarımızı almadan Soma’ya dönmeyeceğimizi söyledik. 23 Ekim’e Soma’ya, eve dönmedik. Kırkağaç’a döndük” dedi.

‘GÖRÜŞTÜĞÜMÜZ HERKES EVE DÖNMEMİZİ İSTEDİ’

İşçiler Kasım’da Manisa Gölmarma’ya yürüdü. Burada da engellendi. Yürüyüşün kamuoyunda yarattığı etkinin ardından işçileri temsilen bir heyet, İçişleri Bakanlığı’na görüşme için çağrıldı.

Heyette yer alan İdris Sarıkaya, görüşmeye ilişkin şunları söyledi: “İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnçe, Enerji Bakanı Yardımcısı Şeref Kalaycı ve bir hukukçu ile beraber toplantı yapıldı. Konunun çözüleceği söylendi, ‘Evinize dönün’ dediler. Biz de eve dönmedik. Gölmarmara’da bekliyoruz. 33 gün geçti. Bir yetkili gelip de ‘Sorununuza çözüm bulduk, şu tarihte ödenecek’ demedi. Haklarımızı istiyoruz. Haklarımızı ödeyin, evimize dönelim.”

Ankara yürüyüşüne “Ölmek var, dönmek yok” diyerek başladıklarını belirten İdris Sarıkaya, “14 yıllık tazminat hakkımızı almadan eve dönmek yok” dedi.(ETHA)

Exit mobile version