İşten Atmalara Karşı Yasin Kaplan Halı’da Direniş Başladı

ANTEP – Antep 4. Organize Sanayi Bölgesinde üretim yapan Yasin Kaplan Halı’da üretimi yavaşlattıkları gerekçesiyle Kod-29 ile 16 işçinin işten atılması üzerine DİSK/Tekstil ve atılan işçiler fabrika önünde açıklama yaptı.

Açıklamaya, DİSK Yönetim Kurulu Üyesi ve Gıda İş Genel Başkanı Seyit Aslan, DİSK Antep Bölge Temsilcisi Ali Güdücü, Genel İş Şube Başkanı Süleyman Göçmen, Türk-İş İl Temsilcisi Mehmet Akif Sarıca, TÜMTİS Antep Şube Sekreteri Mahmut Canyurt, Belediye-İş Antep Şube Başkanı Ahmet Gökalp ile siyasi parti temsilcileri katıldı.

Açıklamada, “Sendikal hakkımız engellenemez”, “Direne direne kazanacağız”, “İş, ekmek, özgürlük”, “Bu daha başlangıç, mücadele devam” sloganları atıldı.

‘İŞÇİLER KOD-29 TEHDİDİYLE KARŞI KARŞIYA’

DİSK Tekstil Antep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen, “Pazar mesaisine, 12 ve 16 saatlik fazla mesailere kalmak istemeyen, düşük ücrete karşı çıkan, keyfi cezalara ve tutulan tutanaklara boyun eğmeyen, işyerinde herhangi bir haksızlığa, baskıya, hakarete, insanlık dışı çalışma koşullarına itiraz eden, hak arayan her işçi; Kod-29’la işten atılma ya da ücretsiz izne gönderilerek açlığa mahkum edilme tehdidi ile karşı karşıya” dedi.

Pandemi döneminde işçilerin işsiz kalmasın diye getirilen işten atma yasağının patronlar için işçileri tazminatsız işten atma özgürlüğüne dönüştüğünü söyleyen Türkmen, “Sözde işten atma yasağı olan bu düzenlemenin aslında işten atmayı değil, işçilerin tazminatlarını alarak ve işsizlik ödeneğinden yararlanarak işten atılmasını yasakladığını gördüler. Antep Başpınar OSB için şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, işten atma yasağı yokken bu kadar çok işçi atılmıyordu. Üstelik yasaktan önce işten atılan işçilerin çoğu en azından tazminatlarını alabiliyor ve işsizlik ödeneğinden yararlanabiliyorlardı. Ama şimdi yıllardır çalıştıkları işyerlerinden hem tazminatsız atılıyorlar, hem işsizlik ödeneği bile alamadan açlığa mahkum ediliyorlar” diye konuştu.

‘DEMOKRATİK HAKKIMIZI SONUNA KADAR KULLANACAĞIZ’

Yine pandemi döneminde hükümetin patronlara kıyak yaparak getirdiği bir düzenlemenin de ücretsiz izin düzenlemesi olduğunu dile getiren Türkmen, Başpınar OSB’de pandemi süreci boyunca binlerce işçinin İŞKUR’dan aldıkları günlük 40 lira gibi bir ücretle açlığa mahkum edildiğini belirtti. Zammın açıklandığı gün fabrika yöneticileriyle bütün işçilerin katıldığı toplantılar yapıldığını ve bu yüzden o gün fabrikada üretimin düştüğünü aktaran Türkmen, şunları söyledi: “Ama fabrika yönetimi ve işveren işçileri üretimi yavaşlatmakla suçluyor ve yasadışı bir şekilde üç gün boyunca fabrika içinde bir mahkeme kuruluyor. Adeta sıkıyönetim mahkemeleri gibi, işçiler tek tek çağrılarak, müdür ve şeflerden oluşan en az 8-10 kişilik fabrika yönetimi tarafından saatler boyunca sorguya çekildiler. Bu suçtur. Ve ardından, 7 yıldır, 10 yıldır, 15 yıldır bu işyerinde çalışan işçiler Kod-29’la, tazminatsız işten atıldılar” dedi.

Yasin Kaplan’da işçilere karşı işlenen bütün suçlar ve hukuksuz uygulamalar için yasal haklarını sonuna kadar kullanacaklarını ifade eden Türkmen, “Ama adaleti sadece dava açarak, mahkeme sonuçlarını bekleyerek aramayacağız. Demokratik ve meşru mücadele hakkımızı da sonuna kadar kullanacağız. Bu işyerindeki kölelik koşulları ve işçilere yapılan haksızlıklar son bulana kadar ve bu arkadaşlarımız tekrar işe alınıncaya kadar bu fabrikanın önünden ayrılmayacağız. Sonuna kadar direneceğiz” diye seslendi.

‘SALGININ FATURASI İŞÇİLERE YIKILIYOR’

Eyleme destek veren DİSK Yönetim Kurulu Üyesi ve DİSK Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan da 11 ayı aşan salgın sürecinin bütün faturasının işçilere yıkılmaya çalışıldığını belirterek “İşte bunun son örneği Yasin Kaplan Carpet’te işçi arkadaşlarımızın en demokratik hakları olan sendikal örgütlenme ve hak alma mücadelesi karşısında işverenin yapmış olduğu ilk şey işçi arkadaşlarımızı kıdemsiz ve ihbarsız şekilde Kod29 ile damgalayarak işten atmak oldu. 15 yıldır dosyalarında hiçbir olumsuzluk olmayan işçi arkadaşlarımız nasıl oluyor da bir gün yüz kızartıcı suç işlemiş olabiliyorlar? Bütün patronların ilk yaptıkları şey hak arayan işçileri cezalandırmak. Biz bunu protesto ediyoruz” diye konuştu.

‘YARIN BÜYÜYEREK KARŞINIZDA OLACAĞIZ’

Türkiye’de sendikalaşmanın önünde birçok engelin olduğunu belirten Seyit Aslan, “İşverenlere tanınmış ayrıcalıklar var. Bir de bunun üzerine vahşi bir sömürü biçim var. Bugün Antep OSB’de onbinlerce işçi patronların iki dudağı arasında. Her gün sömürüyle yüz yüzeler. Bu nedenle sendikalaşmak, mücadele etmek anayasal haktır. İşverenin bu anayasal hakka saygı göstermesini istiyoruz. Buradan konferadasyonu olarak bir kere daha sesleniyoruz ki, Yasin Kaplan işçileri asla yalnız değildir. Gecemizi, gündüzümü onlarla dayanışma içerisinde geçireceğiz. Kitle örgütlerine, siyasi partilere, kamuoyuna sesleniyoruz; Yasin Kaplan işçilerinin direnişi aynı zamanda bütün Antep’teki işçilerin direnişidir. Buradan galip gelirsek Antep’teki işçilerin kazanımı olacak. İşçileri işten atarak bu sorunları çözemezsin. Yarın daha da büyüyerek karşınızda olacağız” ifadelerini kullandı.

Yasip Kaplan’dan atılan işçilerden olan Erkan Sarıoğlu ise 5 yıldır bu fabrikada çalıştığını hatırlatarak, “Daha öncede sendikal mücadelemiz olmuştu ve birkaç arkadaşımız işten atılmıştı. Bunun bizim en demokratik hakkımız olduğunu ve arkadaşlarımızla beraber mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğimizi belirtmek istiyorum. Direnişe destek olan herkese teşekkür ediyorum” dedi. (etha, Devrimci Düşün)

Exit mobile version