Sağlık Emekçileri: İnsanca Yaşayacak Ücret İstiyoruz!

Evrensel’ den Eylem Nazlıer’in haberine göre: “Hayat pahalılığına son, insanca yaşayacak gelir istiyoruz” diyen Eyüp Devlet Hastanesi sağlık emekçileri, ek zam talebiyle basın açıklaması yaptı. “Maaşlarımız eridi, sefalet ücreti değil, insanca yaşayacak ücret, maaşımıza ek zam talep ediyoruz” pankartı açan sağlık emekçileri, “Ek ödemeler emekliliğe yansıtılsın”, “Performans değil temel ücret iyileştirilsin”, “Eşit işe eşit ücret”, “Fazla mesailerimiz ödensin” dövizleri taşındı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) haziran ayı enflasyon verilerine göre, aylık yüzde 1,13, altı aylık yüzde 5,75, yıllık yüzde 12,62 artış gerçekleştiğini açıklamıştı. Eyüp Devlet Hastanesi sağlık emekçileri, yaptıkları basın açıklamasında, tüm dünyayı saran Kovid-19 pandemisi süreci ile artan hayat pahalılığının TÜİK enflasyon rakamlarına yansımadığını dile getirdi. Basın açıklamasını okuyan SES Aksaray Şube Yöneticisi Fadime Dursun, TÜİK açıklaması sonrasında iktidara yakın medya kuruluşlarında, memur maaşlarına ilişkin yapılan zam haberlerine de tepki gösterdi. Yapılan haberlere göre, “Memura üç zam birden”, “En düşük memur maaşı …TL” oldu türünden kamuoyunu yanıltıcı  müjde manşetleri atılmaya başlanmıştır” diyen Dursun, “Oysa milyonlarca insan sokakta, pazarda, mutfakta karşılaştığı hayat pahalılığı ile TÜİK enflasyon verileri arasında uçurum olduğunu, TÜİK’in pandemi sürecinde yaşanan işsizliği bile hesap oyunları ile nasıl düşük gösterdiğini görmektedir.” dedi.

‘KRİZİN YÜKÜ DAR GELİRLİLERİN OMUZLARINA YIKILIYOR’

Dursun, “Türkiye’de ilginç bir durumla karşı karşıyayız. TÜİK tarafından açıklanan resmi enflasyonun yaşanan gerçek hayat pahalılığını yansıtmadığını herkes bilmektedir. Buna rağmen milyonlarca kamu emekçisinin, işçinin, asgari ücretlinin, emeklinin maaş-ücret artışında kimsenin inanmadığı bu veriler temel alınmaktadır. Bugüne kadar kamu emekçileri adına yandaş konfederasyon yönetimi ve hükümet arasında varılan mutabakatlarda yaşanan gerçek hayat pahalılığı ile hiçbir ilgisi olmayan hedeflenen resmi enflasyon verileri esas alınmıştır. Altı aylık dilimlerde enflasyon farkı ortaya çıkması durumunda maaşlara yansıtılmıştır.” diye konuştu.

“Pandemi ile gittikçe derinleşen krizin yükü artan hayat pahalılığı ve işsizlikle dar gelirlilerin, ücretli kesimlerin omuzlarına yıkılmak istenmektedir” diyen Dursun, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Pandemi gerekçesi ile açılan ekonomi paketleri ile sermayeye-patronlara ‘kalkan’ olunurken emekçi kesimlerin elindeki son haklara da göz dikilmektedir. Tek çözüm dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi devam eden olağanüstü koşullardan en çok etkilenen kesimleri koruyucu sosyal devlet politikalarının hızlı bir şekilde hayata geçirilmesidir.”

TALEPLER

Dursun, taleplerini şöyle sıraladı:

  1. Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına ve özelleştirme soygununa son verilmesini,
  2. Herkese ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir, anadilinde bir kamu hizmeti sağlanmasına öncelik verilmesini,
  3. Başta salgın koşullarından en çok etkilenen kadınlara olmak üzere, herkese yaşanabilir bir ücret düzeyinin altında olmamak üzere “temel bir yurttaşlık geliri” sağlanmasını,
  4. Ücretli kesimler olarak bizlerin omuzlarına yıkılan vergi adaletsizliği yükünün hafifletilmesi için; gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesini -tüketimden alınan dolaylı vergilerin düşürülmesini- kâr, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasını-asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını,
  5. Belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını,
  6. Otoyolların, köprülerin, şehir hastanelerinin müteahhitlerine parası bizim cebimizden çıkan hazine garantilerine son verilmesini,
  7. Temel tüketim maddelerine son bir yıl içinde yapılan zamların geri alınmasını, söz konusu maddelerden alınan KDV’nin sıfırlanmasını,
  8. Yoksulluk sınırı altında geliri olan hanelerin elektrik, doğalgaz, su, internet giderlerinin pandemi tehdidi ortadan kalkıncaya kadar hazineden karşılanmasını,
  9. Yaşanan hayat pahalılığı karşısında çoktan hükmünü yitirmiş olan 2020-2021 yıllarını kapsayan ‘toplu sözleşmenin iptal edilmesini,
  10. Başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu pazarlık sistemine geçilmesini,
  11. Yaşamaya devam ettiğimiz mali kayıpların maaşlarımıza yapılacak ek artışlarla telafi edilmesini, maaşlarımızda yapılacak artışlarda yaşanan gerçek hayat pahalılığının-yoksulluk sınırında yaşanan artış oranının temel alınmasını,
  12. İş güvencemizi ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesini, herkese güvenceli iş ve güvenli gelecek sağlanmasını,
  13. Kıdem tazminatı fonu, zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ve Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) dayatmalarından vazgeçilmesini, yıllardır tahrip edilen kamusal sosyal güvenlik ve emeklilik sistemimizin güçlendirilmesini,
  14. 3600 ek gösterge hakkımızın verilmesini,
  15. Yıpranma tazminatının 5 yıla 1 yıl olarak düzenlenmesini,
  16. Performansa dayalı, esnekleştirilmiş güvencesiz çalıştırmanın kaldırılmasını,
  17. Ek ödemelerin maaşlara eklenmesini, emekliliğe yansıtılmasını, talep ediyoruz.
Exit mobile version