İSTANBUL – İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sigorta şirketinin 57 kat büyüdüğünü ve bütün holdinglerle iş yaptığını belirten Sedat Peker, “Her ay 10 bin dolar yolladığım milletvekili yok, daha çok yolladıklarım var. Seçim zamanı geldiğinde, Metin Külünk’ün arabasına para bırakırdım” dedi.
Devlet bağlantılı suç örgütü yöneticisi Sedat Peker, 9’uncu videosaunu “Yaşadıkça ve yaşlandıkça değil, direndikçe büyürüz” başlılığıyla Youtube üzerinden yayınladı. Peker, bu videosunda bir kez daha İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve akrabalarına dair kimi itiraflarda bulunarak, belediyelerdeki yolsuzlukları anlattı.
BELEDİYELERDEKİ RÜŞVET ÇARKI
Peker’in konuşmasından bazı başlıklar şöyle: “Sizinle bir sözlü bir akdimiz var, artık bunu ete kemiğe büründürmenin vakti geldi. Bu işten büyük karlı olan sizsiniz, ben küçük karlı olanım. Benim karım, kişisel gelişimde aslan avlamak diye bir şey vardır. Hayatında büyük başarı yakalandığında geçmişte yaptığın ufak tefek hatalar bir anda unutulur, gündem dışı olur. Cezaevi falan komik şeyler, ben onlarla ilgilenmiyorum, insanların algısındakini söylüyorum. Hak etmediğim şeyleri yüklediler bana. Bu hikayeyi başarıyla neticelendirirsek, ben aslan avımı tamamlamış oluyorum, kişisel gelişim böyle tarif ediliyor. Bu işte benim kârım bu, e diyeceksiniz bizim kârımız ne? Anlatacağım, hepsini anlatacağım.
Ben size ülkede nasıl para çalınıyor, belediyelerdeki rüşvet sistemi, alt dernekler var anlatınca kafayı yiyeceksiniz böyle profesyonel hırsızlık mı olur diye. Devlet ihalelerinde de taşeron sistemi. Ben bu ve bunun gibi olayları anlatacağım, bir nesil sonra zaten iktidar size geçecek. Ülkeyi siz yöneteceksiniz. Siz geldiğinizde kolay. Masrafınız olmaz.
800 MİLYON KILÇIKSIZ CEBE
Diyeceksiniz ki bu kadar adam neden engellemiyor. Engellemek istemiyorlar ki kardeşim. Belediyeler nasıl soyuluyor size anlatayım mı? Engellemesi de çok basit. Ama hepsini bugün anlatmayacam. Bugün belediyeleri anlatacam. Taşeron hırsızlarını anlatacam. Çünkü aktimiz var. Hepsini parça parça anlatacam. Şimdi bir belediye başkanı rüşvet gitmeye gittiğinde adam huylanıyor. Senden parayı almıyor. Ya bir kelek varsa ya kamera varsa ya gizli kayıt varsa… Diyor ki bizim bir derneğimiz var. Derneği gidip oraya şu kadar yardım yardım yapın. 1 milyon, 3 milyon… Sen gidiyon oraya parayı yatırıyorsun. İşte hayır işi için… Hiç kusura bakmayın belediyeciler. Biz akit yaptık. Doğru konuşacağız. Şimdi sen gidiyorsun oraya parayı yatırıyorsun. Kaçak kat çıkıyon. Artık ne yapmak istiyorsan onu yapıyorsun. Hani Sülü’nün (Süleyman Soylu) akrabası var ya Ankara’daki. Onun yaptığı işler dev olmuş. Bakanlar, genel müdürlükler… Herkesi yönlendiriyor.
Benim anlattığım belediyelerdeki sistem. Şimdi sen oraya parayı yatırdın ya, belediye başkanına gitmedi diyeceksin para. O ne yapıyor? 100 bin liralık bir iş var, en güvendiği arkadaşına diyor ki ‘1 milyonluk fatura kes’ diyor. İşi, istediği insana verme gibi bir saçma bir şey var, onu da siz kaldıracaksınız. En iyi teklif verenin ihaleyi alması lazım. Sonra o 1 milyon liralık işi alıyor ama 100 bin liraya yapıyor. Ona 100 bin lirayı veriyor, 100 bin de vergi vesaire çıkarsa, geriye kalan 800 bin lirayı kılçıksız alıyor cebe indiriyor. Bakın şaka yapmıyorum. Ve hiçbir polis takip altında neden falan neden ceza almıyorlar, sonunda beraat ediyorlar? Çünkü sistem bunun üzerine.
TAŞERON SİSTEM
Taşeron sistemi nasıl işliyor, onu da anlatacağım. Bunlar bir ufak hamleyle değiştirilebilir. İnsanın karısına, çocuğuna zaafı olur, onu etkileyip seni yönlendirebilirler. Sistem kuracaksınız siz. Aslan avını bana yaptıracaksınız, ben de size anlatacağım. Siz hep diyorsunuz ya, beşli çete, onlu çete, onlara ihaleyi veriyorlar diye. 1 milyar dolara ihaleyi alıyor, siz zannediyor musunuz ki bunların işçileri var, hayır yok. Alt taşeron sistemi var. Bunlar işi taşeronlara veriyorlar. 400 bin milyon dolara taşerona veriyor, 600 milyon dolar kılçıksız bu tarafta.
ALT TAŞERONUN DA ALTI VAR
Alt taşeronun da alt taşeronu var. Samimi söylüyorum, rezalet, komedi. Tüm sistem bu şekilde çalışıyor. O alt taşeron ne yapıyor? En son o taşeronun da bir altı var, onlar kamyonların filan sahipleri var ya, onlar da yolunu buluyor da, emeğinin karşılığını buluyorlar. Ama ortadaki para ne kamyon, ne o ne bu. Taşeron sistemini kaldırdım diyeceksin. İhaleyi açacaksın, telefondan bile ihaleye girecek, tüm evrakları hazırlayacak. Madem taşeron bunu yapabiliyor, maliyeti bunu 200 milyon niye devletten 1 milyar çekiyor. Bu para nereye gidiyor? Bu para sizde kalınca, asgari ücret 10 bin olacak.
SÜLÜ BUGÜN SON GÜNÜN
Ne dedik. Bütün hepsi ortaya çıkmaya başladı. Engin Sigorta… Süleyman diyordu ben o poliçenin sesini çok seviyorum. Süslü Sülü… Lan şirketin yüzde beş bin 700 büyümüş, 57 kat büyümüş. Yalan dünyanın neresinde böyle bir şey var. O poliçenin sesinde ben de uyurum. Herkes uyur. Erdal babaya… 20 sene evvel sana getirip sigortalattığında Erdal baba diyordun. Şimdi Erdal baba lazım değil ki. Bütün holdingler sende. Poliçe sesinde uyursun da. Seni bugün Sülü var ya iğnenin deliğinden geçireceğim. Bugün senin son günün. Sen Yüce Divana gidecen, yargılanacak ve ceza alacan. Hiçbir şansın yok. Anlattıklarımın altlığını da hazırladım. Parça parça koparacam. Delillerin de bende. Madem ben suç örgütü lideriyim. Sana, yurt dışına gitmeden önce odana çağırdığın misafir ettiğin.. Daha oraya geleceğiz. Sülü beni bekle.
Ben devletin aleyhine ne söyledim, hırsızlık yapanları söyledim. Devlete bağlı olmayan SADAT diye bir kuruluş, şu an orada yapılan ticaret, SADAT tarafından gönderilen silahlar.
AKİT TV MÜDÜRÜNE SİLAH VERDİM
Devletin burada yargılanacağı tek şey hukukçuyuz diye konuşuyor çakmalar, sınır güvenliğini sağlayamadığı için 300-500 bin Euro para cezası, zaten her gün para cezası ödeniyor. Öbür olayda, devlet bu işi organize etti, kasedi var onun için çocuğu kandırıp işin içine sokmuşlar dedim. Uyuşturucu ağı, devletle ne ilgisi var bunun?
Anlatacağım konuştuklarım hepsi önemli ancak en son Süleyman’la ilgili anlattığım bölümü iki üç kere başa alıp dinleyin. Sezgin Baran Korkmaz, Süleyman, Veysi Ateş, Ankara, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı, Soylu’nun organizeden sorumlu genel müdür yardımcısı Resul Hor, Ankara Emniyet Müdürü Sermet, bir kişi daha. Bu çok önemli. Söylediklerimden biri çıkmazsa bileğimi keseceğim. Zaten bakı yaptığınız an tak diye çıkacak. Başka şansları yok, Yüce Divan direk.
Akit TV’deki eski dostlarımız bizi ajan yapmışlar. Aydınlık ile aynı haberi çıkmışlar. Zaten habere dikkat edin M.Y., P.K., U.Ü. kafadan atıyorum, harfleri hatırlamıyorum. Düşündüm, bunlar büyük bir operasyona girecekler, gözaltı, Sun Tzu’dan uyguluyorlar. Bu durumu lehlerine çevirmek için kriz masası kurdular. Ama bilmiyorlar karşılarında ben varım.
BENİ SATMASAYDIN CUMHURBAŞKANIYDIN
Şimdi verdikleri o baş harflerle ilgili de sorguda itirafçı oldular. ‘Sedat Peker ile CIA’ın arasını ben buldum’ öbürü de MOSSAD’dan. Ulan Sülü fındık kadar beyninle cumhurbaşkanı olmaya kalktın bu ülkede. Beni satmasaydın olurdun vallahi. Bazıları da ‘Sen bunları biliyordun, neden anlatmadın’ diyor. Manyak mısınız, benim yaptığım işler daha karışıktı, ben anlatmadım, her gördüğün şeyi anlatıyor musun sen. Evimin düzeni bozulur, çocuklarımdan ayrılırım, o, bu bin tane sebep var. Belli bir nokta var, yangın yeri. Ben o noktaya geldim, Allah sizi getirmesin. Geri dönüşüm yok, yakacağım, bu kadar. Ajan he?
Bu Akit TV’nin Yazı İşleri Müdürü var Murat Alan. İyi bir adam, dalga geçmeyeceğim. Kardeşim sen saldırıya uğradığında hastaneye ilk gelenlerden biri ben değil miydim? En sevdiğim silahımı çıkarıp sana verip… Seni çocuğunun yanında dövdüler. Bir baba çocuğunun yanında dayak yememeli. Bir daha gelirlerse Murat hepsini vur, sana cezaevinde ben bakacağım demedim mi kardeş. Biz göz göze baktık, o kadar muhabbet ettik seninle. Din tarihinden her şeyden konuştuk. Sen yazı işleri müdürü oldun ve ben senin çocuğun için bu duruşu sergilerken benim çocuğuma yapılan…
DEVLETİ ZARAR SOKACAK BİRŞEY SÖYLEMEM
Diyorlar ki Tayyip Abi ile yüzleşirken devlet aleyhine, ben Tayyip Abi’ye konuşurken devleti zarara sokacak hiçbir şey söylemeyeceğim. Ölürüm söylemem ama benim pislik olmadığımı, ben pisliksem de bu pislik silsilesinin en alt seviyesinden benim olduğumu herkese anlatacağım. Bu da benim hakkım. Açık kaynaklarla da yandan delillerle de bildiklerimin hepsini tek tek konuşacağım. Konuşurken saygısızlık da yapmayacağım kendisine.
SADECE HOLLANDA’DAKİ AYAĞINI BİLİYORUZ
Binali Yıldırım oğlunu korumak için alana o çıkmış . Sayın Başbakan senin oğlunu korumana gerek yok ki neden adam 15 senede kaç milyon dolarlık servet yapmış. Biz sadece Hollanda’daki ayağını biliyoruz. Diğer ülkelerde kaç milyon doları daha vardı. Bu adam süper dahi olmasa 10 senede 3-5 milyar doları nasıl kazansın. Bıraksana çocuğun geri zekalı mı o konuşsun.
Düşkün Abdülkadir sen gerçekten delisin. Hangi gurursuz, onursuz bir adam kitleri torbayla getirdi diyebilir. Hiç utanmadın mı onu yazarken. Bunu yaz deyip kafana gülle vursalar yazmam yalan da bu kadar yalak değilim demen lazım.
‘KAN AKITACAĞIZ’ PLANIM TUTTU
Bizim Karadeniz akrabamız dostumuz arkadaşımız. Hesapladım Emniyet’tin hükümetin muhalefetin buna tepkisi ne olur. Konuşma yaparken orada dedim ki bu 3 yaşında babaları şehit edilen çocukların intikamıdır. Hamile karılarının şehit edilen kocalarının intikamıdır. Merhamet etmeyeceğiz dedim. Eğer ki devleti yıkmaya başarırsanız oluk oluk kanlarınızı akıtacağız dedim ve planım tuttu bir patladı. Toplumu da topyekün savaşa dahil etmek için sivil şehit yasasının şeyleri de yapılmıştı.
SÜLEYMAN PARALI FETÖCÜLERİ SEVER
Bizim avukatların pasaportlarını tüm yakınların pasaportları iptal ettiler. Neden? Yurt dışına gidemesinler diye. Hangi mahkeme kararıyla? Mahkeme kararı yok. Şimdi bir başlık vereyim. Dünyada bir tek Türkiye’de FETÖ ile mücadele etmek için Süleyman paralı FETÖ’cüleri sever ya… Bir tek paralıları sever. Bir kanun çıkardılar. İçişleri Bakanlığı yetkisiyle pasaportlarını iptal ediliyor. Yurtdışına çıkış yasağı demiyorum. Kökünden iptal ediyorlar. Tüm mahkemelerden daha güçlü bizim Sülü. Yasağı kendi koyuyor yasağı kaldıracak yere de kendi adamını getirmiş. Anlatacam şimdi size. Bölge idare mahkemesi başkanı, içişlerinden koyduruyor, bölge idare mahkemesinden kaldırıyor. Paket.
SİZE OY TOPLAMAK İÇİN…
Balkanlar’da yardım ettiğimiz, temas ettiğimiz Makedonya’da ırkçı parti var, Müslüman kadınlara tecavüz edenlerin devamı olanlar. Ve diğer bütün Müslümanlar kırgın TİKA’nın yardımı durdu diye. Bir de Sırbistan’a yatırım yapılıyor. Balkanlar bizi ümmetin lideri diye kabul etmiyor, Araplar yanlış politikalardan düşman oldular, Uzak Doğu Asya’dakiler kibirli buluyorlar. Bir Azerbaycan kaldı, sizin beşli çete dediğiniz tüm otoyol anlaşmalarını yaptılar, piyango işini Pambukören aldı. Ulan Türkiye’yi yediniz, şimdi de Azerbaycan yiyin.
Size oy toplamak için günlerce her gece yemin ettirirdim oy ver diye, yalvarırlardı abi yemin ettirme vermeyeceğim diye, annene babana da verdireceksin diye yemin ettirirdim. Şimdi tam tersini yaptıracağım. Tek kurtuluşunuz ölümüm.
10 BİN DOLAR
Benim her ay 10 bin dolar yolladığım bir milletvekili yok ama daha çok yolladıklarım var. Bir de çok acı, bana 10 bin doları nasıl yakıştırdınız siz. Ya ben aç kalırım açıkta kalırım yine herkesten çok para veririm. Beni herkes bilir. 10 bin dolar da yalan, vallahi yalan. Hani diyorlar ki bunu açıkla. Ben kimseye böyle bir para yollamadım ama daha çok yolladım.
METİN ABİ BENİ ARADI
Şimdi Metin Külünk’ten konuşacağız, Metin ağabeyden. Metin abi beni telefondan aradı, Biden (Joe Biden) beni Erdoğan’a karşı… Ya dedim abi ne diyorsun sen, Biden işi gücü bırakmış Sedat Peker’i mi bekliyor, hepten delirdik, vallahi delirdiler. Adamlar dünyayı yönetiyor, onun devlet başkanı Sedat Peker’i mi bilecek. Benim kendi meselem var. Beni sakinleştirdi, konuştu konuştu. Sonra benim yanımdan ayrıldı, beni itibarsızlaştırmak için kurulan mafyalar var, tecavüz hikayelerini kurgulayan puştlar var ya, onlar var, vekiller var, AK partiden var, devletten adamlar var. Özel adamları ama fındık kadar beyinleri var. O yüzden Metin ağabeyi konuşacağız.
Beni yolda bırakanı rezil edeceğim, ha Metin ağabeyi rezil etmeyeceğim, ne yaşadık onu anlatacağım.
AK PARTİNİN DAĞITTIĞI KAHVELER BENİMDİ
Bana pislik mafya diyorlar ya, AK Parti’nin seçim zamanı dağıttığı kahveler var ya, seçim zamanı. Hepiniz içtiniz, Tarihi Beyoğlu Kurukahvecisi, benimdi o, hani ben pislik mafyaydım. Ulan onlarca milyon liralık kahveyi benden siz alıp dağıtmadınız mı her yerde? Bir lira mı verdiniz, verdiyseniz hani fatura?
SEÇİMDE ARABASINA PARA BIRAKIRDIM
Metin ağabeyle, Ömer Külünk diye bir yakını var mesela, nasıl ilişkimiz onu anlatayım. Tefeciler benim yeğenimin yerini almış, o zamanın parası bugünün 1,5 milyon lirası, tefecilerle bir konuşsan şey yapsa. Ya dedim, Metin ağabey, ben ismimi unutturmaya çalışıyorum, o onu arayacak, o onu arayacak sanki ben tahsilat yapıyormuşum gibi. Dedim ağabey kaç para ben vereyim. O konuda ismi geçen bir iki işadamı arkadaş var, biz ödeyelim dedik. İş para ödemeye gelince bir tek ben ödedim, tapuyu aldık verdik. Biz para verdik mi böyle veririz. Almanya’daki o dernekler var ya, onlara rica ederdi para yollar mısın diye, el altından onlara para yollardım.
Ama öyle her ay giden 10 bin yok, seçim zamanı geldiğinde arabasına para bırakırdım. Ya şimdi ben böyle deyince bizim diğer milletvekili tanıdıklar, bizi de, oğlum biz kimseyi söylemeyiz. Ne bir eksik ne bir fazla istesem gömmek için evet verdim derdim ama 10 bin değil çok daha fazlasını verdim.
DEMİRÖREN KREDİ ALDI, ÖDEMEDİ
Şimdi bizim bu pamukören, biz gazeteyi bastık, Aydın Doğan kargaşalardan korktu, verdi yerleri. 750 milyon dolar. Aslında bir tanesi o kadar ederdi. CNN, Kanal D, Hürriyet hepsini aldık. Bu 750 milyon doları Ziraat Bankası verdi. Ziraat Bankası kimin devletin, devlet kimin sizin. Bu devletten 750 milyon dolar kredi aldı ve hiçbirini ödemedi, bu sahtekar. Ana parayı bırak faizlerini bile ödemediler. Yani siz teknik olarak oraya gitseniz aç kapıyı deseniz, çıkın buraya deseniz, bizim paramız, sahtekar kaç senedir para vermiyon. O seni 10 milyon tane çiftçi var bu ülkede bütün hepsine toplam verdikleri kredi ancak o kadar. Çiftçi kredisini ödemediğinde traktörünü haczediyorlar. Bizim Kanal D’yi haczeden var mı? Yok. Hürriyet’i duydunuz mu? Ödemedi parasını. Faizini ödemediler. Hürriyet’i duydunuz mu? Ödemedi parasını. Faizini ödemediler.
VEYSİ BENİM SAĞ KOLUMUN YARDIMCISI
Erdal Araz arıyor, Erdal Araz kim benim eski sağ kolum. Veysi’nin kendi telefonundan Erdal Araz’ın numarası, ara verdiler ya o arada arıyor. O da tanıyor Reisi, sen de tanıyorsun, niye söylemiyorsun diyor. Onun işi İsmail Saymaz’ı durdurmak orada. Gazeteci ya, konuşuyor, aradaki yakınlıklarına bak. Açmazsın telefonunu, önemli bir olay var, düşün o kadar yakınlar. Bu bizim Veysi, bizim Erdal’ın yardımcısı, benim sağ kolumun. Erdal gençlikten sorumlu il ikinci başkanı bu da onun yardımcısı. Biz bu Veysi ile 6-7 saat oturduk, yemek yedik. Bana siz anlatıldığı gibi değilmişsiniz, çok entellektüel bir insansınız dedi. Buna sarmayacaktım, orada bloke etti ya. Kayıt var Veysi…O Sağlık Bakanlığı’ndaki hikayeni anlatmayacağım, para konusunda ters düştün ya, onun ailesi benim sevdiğim bir aile.Sağlık Bakanlığında sorun yaşadınız ya, parayı sen aldın…
PARAMOUNT OTEL VE SEZGİN BARAN KORKMAZ
Bodrum’da Paramount Otel var. Sahibi kim, Sezgin Baran Korkmaz. Bu arkadaş Türkiye’de de ABD’de de aranıyor. Bu adamın otelinde kimler var. Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Esat Toplu, Ankara. Bu abi, o kadar rahat bir adam ki, sıfır X5’le görevine gidiyor geliyor. Kim ne der demiyor, kaç milyonluk araçla işe gidip geliyorlar.
EMNİYET MÜDÜRÜ ARANAN KİŞİNİN OTELİNDE
Başka, bunun eski koruma, kendi korumasıydı, onu koruma dair başkanı yaptı. Kim, Ekrem Güler, kim Silivri’deki genç emniyet müdürünün intihar etmesine vesile olan canavar hain, bunalıma soktu, kafasına sıktı. Veysi Ateş, tatil ekibinde. Bunlar tatili de birlikte yapıyorlar, kesmeyi de birlikte yapıyorlar. Resul olaya sonradan dahil olacak, bunlar tatil ekibi. Bir de Muğla Emniyet Müdürü, Marina vardı ya, el konulan, şimdi de otele el koyuyorlar. Sezgin Baran Korkmaz, en son Mübariz de demişti, sendeki belgeler benim şirketim ama bende yok demişti. Bende var kardeşim. Sakın onlarla anlaşayım ve şirinlik yapım deme, patlatırım rezil olursun. Müşteri portföyünün tamamı bende, hangi hakimler savcılar. Siz aranan adamın otelinde ne işiniz var? Hani faturalarınız? Suit odada kalıyorsunuz, 100 bin lira yapıyor, sizin maaşınız kaç para, hani fatura.
MASAK BAŞKANINI KÖLE YAPTILAR
Koruma daire başkanını neden yapıyor biliyor musunuz, en önemli adamların yanına adam veriyorlar, polislerini koydu. Kıbrıs’taki adam kayıt yapıyordu ya, bu da polislere yaptırdı.
Ekrem’i Emniyet’ten ayırdı, İş Bankası’na soktu. Emniyet müdürünün İş Bankası’nda ne işi olur? Parasını ödeyemeyen, İş Bankası’na kalanlar var ya, büyük oteller, arsalar var ya, oraya operasyon. Koskoca MASAK Başkanını kendine köle yaptı, Sadık Soylu köle gibi kullanıyor.
Ülkeyi mahvettiler. Süleyman’ı kimse alamıyor. Tayyip abiye dedim buda bunları diye, döndü bana ajan dedi. Ben kötü bir şey mi dedim. Hepiniz videoları seyretmediniz mi ya. Hemen kursaydınız ya soruşturma kurulunu, hepsi araştırılsın.
Bu Rasim Ozan Kütahyalı var ya, o da bizim Paramount Otel ekibinden.
KORKMAZ’IN OTELİNE ÇÖKTÜLER
5 Aralık, Resul Hol, Organize Suçlardan Sorumlu Emniyet Müdür yardımcısı telefon açıyor Sezgin Baran Korkmaz’a. Amerika’da aranan arkadaş. Bu adamı arıyor, İçişleri Bakanlığı’na çağırıyor. Saat akşam 10.30 giriş, 12.30 çıkış. Sezgin Baran Korkmaz 45 milyon dolar bir iş adamından alacağı var. Süleyman buna diyor ki; ‘Senin hakkında tahkikat yapıldı, dosya var, sen yurtdışına çık. Yukarının haberi var, bu parayı da sil, sorun çıkacak’ diyor. Yukarısı da Tayyip abi. Amerika’dan da büyük para gelmiş diye herkes biliyor ya. Bütün kayıtlar çıkacak. Sezgin Baran Korkmaz, 6 Aralık’ta yurtdışına gidiyor.
İçişleri Bakanı, Organize Suçlar Daire Başkanı’nı telefonla arayıp, hakkında 6 aydır dosya hazırlanan adamı İçişleri Bakanlığı’na çağırıyor ve görüşüyor ve yurtdışına çıkmasını söylüyor. İşler bozuluyor. Bu 45 milyonu kabul etti ya Sezgin Baran, ne yapsın devlet var karşısında. Oteli de istediler. Böyle bir namussuzluk olur mu? Siz muhaliflere baskıyı kuracaksınız, 5 Aralık’ta Sezgin Baran Korkmaz İçişleri Bakanlığı’na geldi mi kamera kayıtlarını çıkarın. 6 Aralık’ta yurtdışına çıkmış mı?
MEHMET AĞAR’DAN TAKTİĞİ ÖĞRENMİŞLER
İş nasıl bozuluyor. Onu anlatacağım. Sezgin Baran Korkmaz bakıyor her şey elden gidecek. Bu dönmüyor Türkiye’ye. 28 Aralık’ta operasyon yapıyorlar. 29 Aralık da 45 milyon doların ödenme günü, haciz olacak o gün. Karısını gözaltına alıyorlar. Bu Veysi.. Ben olayı toparlayayım diye arayan da bu Veysi biliyor musunuz?. Aranan adamın oteline gidip kalıyorsun, on binlerce, yüzbinlerce euro hesap hiçbiriniz ödemiyorsunuz, sonra adamı gasp ediyorsunuz. Mehmet Ağar’dan öğrenmiş bu taktiği. Siz bu adamın arkadaşı değil misiniz? İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı izin vermiyor, Cumhurbaşkanına gidiyor, haberiniz varmış. Haberim yok diyor. Ama para olayını bilmiyor. O da diyor kanun ne diyorsa onu yap. Sezgin Baran Korkmaz adayı terk ederse, kayıt yok ama başka bir çok şey var. Hangi savcı hangi hakim kaldı hepsinin listesi bende. Tek tek anlatacağım.”