Küresel istihdam krizi dünyanın her yerinde etkisini göstermektedir. Araştırmaya katılan ülkelerin yüzde 87’sinde şirketler, salgının yarattığı ekonomik kriz sonucunda işçi çıkarmaya gittiklerini açıklamaktadır.
Amerika ve Avrupa kıtaları krizden en fazla etkilenen yerler olmuştur: Amerika kıtasındaki ülkelerin tamamı, Avrupa’da ise yüzde 90’ı, şirketlerin işten çıkarmalara başladığını belirtmiştir. Afrika’daki ülkelerin yüzde 80’inde ve Asya-Pasifik’teki ülkelerin yüzde 76’sında işçi çıkaran şirketler bulunmaktadır.
Küresel sendikal hareket hükümetlere iyileştirme planları ortaya koymaları için şu taleplerle çağrıda bulunmakta:
İş güvencesi ve istihdam yaratma
Gelir koruması ve asgari geçim ücreti
Küresel standartları ve güvenli işyerleri için hükümler içeren İSG uygulaması
Evrensel Sosyal Koruma
Tedarik zincirlerinde sorumlu işletme düzeni
Sosyal diyalog ve kişisel hakların korunmasında hükümetlerin hesap verebilirliği
Covid-19 salgını öncesinde bir krizle karşı karşıyaydık, büyük çaptaki eşitsizlikler öfke ve halk arasında huzursuzluk yaratmakta, demokrasiye olan güvensizliği derinleştirmekte, böylece ekonomiler ve toplumlar bakımından büyük bir tehdit oluşturmaktaydı. Haklar temelinden yoksun kalmış bir teknoloji kullanımının, tercihlere bağlı olarak ne tür etkiler yaratabileceğine de tanık oluyoruz.
Hükümetlerin Covid-19 vakalarını tespit ve takip etmek için kullandığı uygulamalar, teknoloji kullanımına ilişkin -dijital eşitsizliklerden gizlilik hakkına- çeşitli açıkları ortaya serdi.
Bu ankete yanıt veren ülkelerin neredeyse yarısı (%49), hükümetin Covid-19’a maruz kalan kişileri akıllı telefon uygulaması ile takip etmeye başladığını veya bunu planladığını bildirmiştir.
Daha zengin G20 (%88) ve OECD (%75) ülkelerinde ise takip sisteminin çok yaygın olduğu görülmüştür. Covid-19’a maruz kalanları takip etmek için telefon uygulaması planlayan ülkelerin oranı, Afrika’da yüzde 27 iken, Asya-Pasifik’te yüzde 33’tür.
Söz konusu uygulamanın kullanılacağı yerlerde, yüzde 69’un kişisel gizlilikleri ve kişisel verilerinin kullanımı konusunda endişeleri bulunmaktadır. Bunun en yoğun hissedildiği yerler Amerika (ülkelerin yüzde 80’i) ve Avrupa (ülkelerin yüzde 78’i) olmuştur.
Ülkelerin yüzde 63’ünde hükümetler işçilerin ihtiyaçlarına yanıt verebilirken ülkelerin 10 tanesinde hükümetin salgın politikalarına dair görüşlerin olumsuz yönde değiştiği görülmüştür.
Ülkelerin yarıdan fazlasında (yüzde 58) işverenlerin virüsten etkilenen işçilerin ihtiyaçlarına kötü biçimde yanıt vermekte ve bu durum ülkeler arasında giderek yaygınlaşmaktadır.
Önümüzdeki aylarda, merkezinde yeni bir toplumsal sözleşme yatan ve sosyal diyaloğa dayanan bir iyileşme ve toparlanma planı oluşturmak son derece önemli ve bu, hükümetlerin ve işverenlerin eylemleri için bir sınav niteliğinde olacak.
ITUC Global Covid-19 Survey https://www.ituc-csi.org/ituc-global-covid-19-survey-25may?lang=en