Müteahhitler ve Belediye Yetkilileri Hakkında Suç Duyurusu: Yurtdışı Çıkışları Yasaklansın

Farklı barolardan 170 avukat, depremin yıktığı illerdeki başsavcılıklara başvurarak yıkılan binaların müteahhitleri ve belediye yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulundu, yurt dışına çıkış yasağı konulmasını istedi.

ANKARA – 6 Şubat’ta Maraş merkezli gerçekleşen depremlerde yaşamını yitirenlerin sayısı her geçen saat artarken, enkaz altında kalanları kurtarma çalışmaları ise sürüyor. Depremde yaşanan büyük yıkım, enkaza uğrayan binaların müteahhitleri ile ilgili şüpheleri de beraberinde getirdi. Birçok barodan 170 avukat, bugün harekete geçerek depremlerin yıktığı illerdeki başsavcılıklara yıkılan binaların müteahhitlerine dair suç duyurusunda bulundu.

Artı Gerçek’ten Dinçer Gökçe’nin haberine göre avukatlardan Cesim Parka, müteahhitler hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulması gerektiğini belirtti.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, deprem bölgesinde yıkılan binalarla ilgili, sorumluluğu olanlara ilişkin yargı sürecinin başlatıldığını duyurdu. Bakan Bozdağ’ın açıklama yaptığı sıralarda, 170’e yakın avukat da hummalı bir çalışmanın içindeydi.

Müteahhitler ve belediye görevlileri şüpheliler arasında

İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Çanakkale, Çorum, Adana, Bursa, Kırklareli, Mersin, Antep Barosu’na üye 170 avukat, depremin yaşandığı illerin başsavcılıklarına suç duyurusunda bulundu. Savcılık başvurularında, şüphelilerin “Bilinçli Taksirle Öldürme Suçu”nu işledikleri öne sürüldü. Hazırlanan ilk savcılık başvurularında, şüpheli konumda ise “yıkılan binaların müteahhitleri, yapı ruhsatı veren, iskân ruhsatı veren ve denetim görevini yerine getiren kişiler” yer aldı.

Prof. Dr. Murat Volkan Dülger ve Av. Gülçin Gümüş’ün imzasını taşıyan dilekçelerde 170 avukat, şikayetçi olarak yer aldı. Savcılık suç duyurularında şu ifadelere yer verildi:

Bazı binalar dimdik ayakta iken, hemen yanı başındakilerin oyun kâğıdı gibi çöktüğü ve altında binlerce insanın hayatını kaybettiği, yaralandığı ve hala göçük altında kaldığı için bu felaket ne doğanın işi ne Allah’ın takdiridir. Bu tamamen bu çürük binaları yapan, bunların yapılmasına izin veren, bunlara göz yuman ve bunları denetlemeyenlerin sorumluluğudur. Dolayısıyla her şey bu kadar açık iken suçun maddi unsuruna ilişkin yapılacak fazlaca bir açıklamaya gerek yoktur.

‘Deprem değil binalar öldürdü’

“Kişilerin ölümüne ve yaralanmasına yol açan deprem değil, deprem nedeniyle yıkılan çürük binalardır” ifadelerine yer verilen savcılık dilekçelerinin devamında şöyle denildi:

Çürük yapılan binalar ile gerçekleşen ölüm ve yaralama neticeleri arasında açık bir nedensellik bağı vardır. Bir sonraki aşamada ise bu neticenin faillere objektif olarak yüklenip yüklenemeyeceği tartışılmalıdır. Bu konuda özel uzmanlık bilgisi olması gereken müteahhitler, yapı ruhsatı verenler, yapıyı denetleyenler ve bu yapılara iskân izni verenlerden bu neticeyi öngörmeleri beklenebilir mi sorusunun yanıtlanması gerekir.

Firmalar tek tek belirleniyor

Edinilen bilgilere göre, ilk aşamada her il için genel başvurularda bulunan avukatlar, bir sonraki aşamada her ile ilişkin ayrı ayrı firma ve belediye yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunacak.

‘Yurtdışına çıkışları yasaklansın’

İstanbul Barosu’na üye avukat Cesim Parlak ise, Artı Gerçek’e yaptığı açıklamada “Depremde yıkımın yaşandığı il ve ilçelerdeki belediye başkanları, imar ve ruhsat müdürleri ile yıkılan binaların müteahhitleri hakkında derhal yurtdışına çıkış yasağı konulmalı” dedi.

Aksi durumda etkili bir soruşturmanın yürütülemeyeceğini belirten Av Parlak, “Kurtarma işlemleri bittikten sonra, bu kişiler kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçundan tutuklanmalılar” diye konuştu.

‘En üst mertebeden başlanmalı’

Bedel ödetilmesi için sorumluluk zincirinin en üst mertebeden başlatılması gerektiğini söyleyen Av. Parlak, “Bu zincir belediye başkanları ile başlatılıp tüm belediye yetkilileri de dahil edilmeli. Bunun dışında müteahhitleri de yapı denetim firmalarını da kapsayacak şekilde olmalıdır” şeklinde konuştu.

Exit mobile version