Altun, “Ülkede son 20 yılda yaşanan değişim ve dönüşüme paralel olarak medyada da çoğulculuk ve çeşitliliğin arttığını” öne sürdü. Altun şöyle konuştu:
“Çünkü birilerinin tekeli kırıldı. Tekelin ortadan kalktığı bir ortamda elbette o tekelin sahipleri eski düzene ağıt yakmaya, eski düzene olan özlemlerini dile getirmeye devam ederler. Yeni düzende ortaya çıkan bu çoğullaşmayı, bu genişlemeyi bir sorun olarak addederler. Bugün birilerinin yeni dönemin medya sistemine yönelik olarak yaptıkları eleştiriler, esasında böylesi bir geçmişe yönelik yakılan, o monopol düzenine yakılan ağıttan ibarettir.”
AKP dönemindeki ‘tek ses’in sahibi medya patronları
Medya, AKP’nin iktidar olmaya başladıktan sonra medya alanına el atmaya başladı.. Basın kuruluşlarına Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) aracılığıyla el konulmasıyla başlayan dönüşüm, yıllar içinde iktidarın kendi yandaş medyasını oluşturmasıyla sonuçlandı. AKP döneminde milyonlarca lira yandaş medyaya aktarıldı.
Zenginleşen ve başka sektörlerde de ortaklık ağlarıyla tekleşen medya patronları:
Dinç Bilgin’in olan Sabah-ATV grubuna TMSF 2007’de el koydu. Grup, 22 Nisan 2008’de ise 1,1 milyar dolar bedelle Çalık Grubu’na satıldı. O dönemde Çalık Grubu’nun CEO’su ise bugünün Hazine ve Maliye Bakanı olan Berat Albayrak’tı. Altı yıl Çalık Grubu’nun elinde olan Turkuvaz Medya, 2014’te Kalyon İnşaat’ı da bünyesinde barındıran Zirve Holding’e satıldı. Holding’in yönetim kurulu başkanlığında bulunan isim Ömer Faruk Kalyoncu. Turkuvaz Medya bünyesinde Sabah, Takvim, Fotomaç, Yeniasır gazetelerinin yanı sıra ATV, A Haber, Minika Çocuk gibi TV kanallarını da barındırıyor.
Show TV, 2000’li yıllara Turkcell’i de bünyesinde barındıran Çukurova Holding sahipliğine girdi. Holding’in başında Forbes listesine de giren ülkenin sayılı zenginlerinden Mehmet Emin Karamehmet bulunuyordu. Show TV’nin yanı sıra Güneş ve Akşam gazetesini de bünyesinde barındıran Çukurova Holding Interbank ile borç sorunu yaşadı. Kredi ilişkilerinden kaynaklanan 455 milyon dolarlık borcu nedeniyle TMSF Show TV, Akşam ve Güneş gazetesinin yanı sıra BMC’ye el koydu. Bunun üzerine Çukurova Holding, Show TV’yi 2013’te TMSF gözetiminde Ciner Holding’e sattı. Güneş ve Akşam gazeteleri ile BMC’yi ise Ethem Sancak TMSF’den alacaktı. 2013’te Show TV’nin de sahibi olan Ciner Holding, daha önceden elinde bulundurduğu Habertürk ve BloombergHT ile beraber medyada önemli bir pozisyon elde etti.
Cavit Çağlar tarafından kurulan NTV, 1999’dan beri, Uzan grubunun kurduğu Star TV ise 2011’den Doğuş Grubu’na ait. Grubun sahibi Forbes’un listesine göre 2,4 milyar dolarlık servetiyle Türkiye’nin en zengin üçüncü kişisi. Listedeki dördüncü isimse 2,2 milyar dolarlık servetiyle Ferit Şahenk’in kardeşi Filiz Şahenk. Doğuş Holding de aynı zamanda inşaat ve enerji sektörünün içinde.
2000’li yıllara Doğan Holding bünyesinde giren ve Türkiye’de ana akım medya denince akla ilk gelen medya grubu olan Doğan Medya 2018’de 916 milyon dolara Demirören Holding’e satıldı. Holdingin başındaki Yıldırım Demirören’in kızı Yelda Demirören ile Hasan Kalyoncu’nun oğlu Haluk Kalyoncu 24 Kasım 2018’de nişanlandı, 2019’da ise evlendi. Nişan yüzüklerini AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan taktı. Böylece Demirören Medya ile ATV-A Haber-Sabah grubunu elinde bulunduran Kalyoncular arasında akrabalık ilişkisi de tesis edilmiş oldu. Demirören de tıpkı diğer medya patronları gibi aynı zamanda enerji ve inşaat işleriyle öne çıkıyor.
Çoğulculuk değil iktidara bağımlılık arttı
Öte yandan muhalif gazete ve televizyonlara olan baskı da giderek arttı, gazeteciler tutuklandı. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında, 2002’de 99. sırada olan Türkiye, 2019’da 157. sıraya geriledi.
2019 yılında 100’den fazla günlük yerel gazete ile Türkiye genelinde uydu üzerinden yayın yapan 215 televizyon kanalı kapatıldı. 680 gazetecinin basın kartı iptal edildi. Son 10 yılda işsiz kalan gazeteci sayısı ise 10 bini aştı. Medya kuruluşlarını kontrol eden kurumlara da AKP’li isimler, akrabalar, okul arkadaşları atandı.
CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç’ın hazırladığı Türkiye’de Medya 2019 Raporu’nda yer alan bazı veriler şöyle:
⦁ AKP döneminde SEKA Kağıt fabrikasının özelleştirilerek kapatılması Türkiye’de basın yayın alanını kağıtta tamamen dışa bağımlı hale getirdi.
⦁ Temmuz 2018’de patlak veren döviz krizinden sonra yayıncılıkta maliyet yüzde 60 arttı.
⦁ Basın-Yayın gazetecilik işkolundaki kayıtlı 86 bin 500 çalışanın sadece 6 bin 507’si sendikalı durumda.
⦁ Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın kurulmasıyla birlikte oluşturulan Basın Kartları Komisyonu ile Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu’nda bağımsız hiçbir basın meslek örgütü temsilcisi bulunmamakta.
⦁ Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, 2019 yılı içinde ana akım medyaya ait sadece 15 dosyayı görüştü. Bu 15 dosyanın tamamı da muhalif olarak görülen radyo ve televizyonlara ait.
‘Medyanın yüzde 95’i AKP’nin kontrolünde’
⦁ Türkiye’de resmi tirajlara göre en çok satan 10 gazeteden 9’u, en çok izlenen 10 TV kanalından 9’u, en çok dinlenen 10 radyodan 7’si ya tamamen ya da kısmen iktidarın kontrolündeki sermaye gruplarının eline geçti. Genel ve yerel medya sahipliğinin iktidar ile ilişkileri göz önünde tutulduğunda medya üzerinde AKP’nin kontrolü yüzde 95’e ulaşıyor.
⦁ 2019’un ilk 11 ayında RTÜK’ten, 121 program durdurma 1.086 para cezası 98 yayın yasağı 59 yayın lisansı iptali kararı alındı.
⦁ Türkiye’de erişime engellenen internet sitesi sayısı Ekim 2019 itibariyle 288 bin 310. Engellenen internet adresi sayısında son dört yılda yüzde 258 artış oldu.
⦁ Cumhurbaşkanı’na hakaretten mahkum edilen gazeteci sayısı 53.
⦁ Son bir buçuk yılda en az sekiz gazeteci fiziki saldırıya uğradı, saldırganlar cezasız kaldı.
AKP son dönemlerde de sosyal medyaya el atarak, bu alandaki tekleşme için de harekete geçti.(Sol, DevrimciDusun.Org)