İSTANBUL – Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut hiçbir kritere dayanmadığına, siyasi ve idari takdirle şekillendiğine dikkat çekmişlerdi.
10 Nisanda Türkiye’nin birçok ilinde yaptıkları basın açıklamalarıyla usulsüz ve haksız atamaları protesto etmişlerdi. 11 Nisan Cuma günü de İstanbul, Ankara, İzmir, Manisa, Elazığ, Kocaeli, Trabzon’da onlarca
lisede öğrenciler çeşitli eylemler yaparak öğretmenlerinin başka okullara gönderilmesini protesto ettiler. Onlarca lisenin mezun dernekleri ve veliler yayınladıkları bildirilerle ve okul önlerine gelerek öğrencilerin eylemlerine destek oldular.
Eylemler 14 Nisanda da devam etti. İzmir Atatürk Lisesi, Çiğli Fen Lisesi, Ankara Atatürk Lisesi, Betül Can Anadolu Lisesi, Gazi Anadolu Lisesi, Özkent Akbilek Fen Lisesi, Nermin Mehmet Çekiç Anadolu Lisesi, Yunus Emre Anadolu Lisesi, Çağrıbey Anadolu Lisesi, İstanbul Nişantaşı Anadolu Lisesi, Pertevniyal Lisesi, Vefa Lisesi, İTO Meslek Lisesi, Florya Tevfik Ercan Anadolu Lisesi, Maçka Lisesi, Şehremini Anadolu Lisesi, Beşiktaş Anadolu Lisesi, Çemberlitaş Lisesi, Mersin Yusuf Kalkavan Anadolu Lisesi, Amasya Macit Zeren Fen Lisesi ve daha pek çok lisede sabah okullarına gelen öğrenciler derslere girmeyerek oturma eylemine başladılar. Öğrenciler oturma eylemi sırasında “Eğitimde Torpilin Ne İşi Var”, “Gelecek Gençlerin, Gençler Öğretmenlerin”, “Öğretmenime Dokunma”, “Hak Hukuk Adalet”, “Liseler Bizimdir Bizim Kalacak” sloganlarını atarak tepkilerini ve taleplerini haykırdılar. Bazı okulların önüne çevik kuvvet yığıldı, bazı okullarda yöneticiler öğrencileri okuldan atmakla, disiplin soruşturmasıyla tehdit etti. Eylemler sırasında okulların önüne gelen mezunların öğrencilerle birleşmesi engellenmek istendi. Öğrenciler baskılara karşı eylemlerine devam ettiler.
Kadıköy Anadolu Lisesinde yaptıkları eylemde öğrenciler taleplerini şöyle sıraladı:
- Proje okullarında yapılan atamaların belirli kriterler çerçevesinde hakkaniyet ve liyakat gözetilerek yapılmasını talep ediyoruz.
- Liselerimizde keyfi cezai uygulamalara son verilmesini talep ediyoruz
- Sıra arkadaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerinin korunmasını talep ediyoruz.
- Öğrencilerin kulüp faaliyetleri üzerindeki idari sansürün son bulmasını ve kulüp faaliyetlerine gerekli desteğin verilmesini talep ediyoruz.
- Okulumuzun anayasamız ile uyumlu biçimde özgür ve demokrasi bilincinde öğrencilerin yetiştirildiği yapısının bozulmasının önüne geçilmesini talep ediyoruz.
İstanbul’da liseliler ve üniversite öğrencileri Beşiktaş Meydanında bir araya geldi. “Gençler Yürüyor Mücadele Büyüyor” sloganı atan öğrencilerin Kabataş’a yürümesine polis izin vermedi. Liseli gençlerden biri şunları söyledi: “Bir avuç liseliden dahi korkuyorlar. Çünkü korkmaları gerektiğini biliyorlar. Taleplerimizin ne kadar meşru olduğunu biliyorlar. Ne kadar güçlü olduğumuzu biliyorlar. Ne kadar büyük bir iradeye sahip olduğumuzu biliyorlar. Biz tekrar gelmeye devam edeceğiz. Bu son eylemimiz olmayacak. Daha fazla, daha da büyüyerek geleceğiz. Bu barikatları liseliler olarak yıkacağız. Sıralardan sokaklara mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Beşiktaş Meydanı’nın ardından bir başka protesto da İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yapıldı. Farklı okullardan yürüyüşe geçen lise öğrencileri Sultanahmet’te bulunan İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir araya geldiler. “Sıralardan Sokağa Hesap Sormaya”, “Liseliler Burada Yusuf Tekin Nerede” sloganları atan liseliler MEB’in keyfi atamalarını ve baskıları protesto ettiler. Burada konuşma yapan gençler şunları söylediler: “Biliyoruz ki gençlik olarak bu düzenle mücadele etmediğimiz sürece hukuksuzlukların, keyfi kararların sonu gelmeyecek ve bulunduğumuz yerden sadece öfkelenmeye, üzülmeye devam edeceğiz. Dolayısıyla bugün bu öfkemizi meydanlara, okullarımıza, sınıflarımıza taşıyoruz. Mücadelemizi bu düzen değişene dek, eşit ve bilimsel eğitim talebimiz gerçekleşene dek, öğretmenlerimizi alana dek ve okullarımız gerçekten bizim olana dek bırakmayacağız.”
İzmir’de de liseliler okullarından çıkarak yürüyüş düzenledi. İzmir Atatürk Lisesi öğrencileri, velilerin ve eğitim sendikalarının katılımıyla “Bu Daha Başlangıç, Mücadeleye Devam”, “Susmuyoruz, Korkmuyoruz, İtaat Etmiyoruz”, “AKP Elini Eğitimden Çek”, “Faşizme Karşı Omuz Omuza”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” sloganlarıyla Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü.
Proje okul yönetmeliği 2014 yılının Mart ayında Nabi Avcı’nın Bakanlığı ve bugünkü Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in müsteşarlığı zamanında yürürlüğe girdi. İlk etapta 150 okul proje okul olarak ilan edildi. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) verilerine göre bugün bu sayı 2 bin 300. Bu okullarda 79 bin 286 öğretmen, 5 bin 318 yönetici görev yapıyor. Öğretmenler ve yöneticiler bu okullarda en az 4 yıl en fazla 8 yıl görev yapıyor. Bugüne kadar keyfi atamalar ve siyasi kadrolaşmayla gündemde olan bu okulların bu yılki atamalarında çok daha fazla muhalif öğretmenin tayini talepleri dışında başka okullara yapıldı. Öğretmenlerin bir kısmı norm fazlası olarak kaldı. Öğretmenler başka okullara tercih yapmaya zorlanıyor.
Proje okul olarak seçilen okullar Türkiye’nin en başarılı ve köklü okulları. 2016 yılında da liselerde MEB’in proje okullarında kadrolaşmaya gitmesi ve bu kadrolaşma sonucunda öğrencilerin çeşitli faaliyetlerinin engellenmeye çalışılmasına karşı protestolar yaşanmıştı.
Siyasi iktidarın “kindar ve itaatkâr” nesiller yetiştirme hedefiyle Türkiye’nin en iyi liselerine de kendi kadrolarını ataması, liyakatsizlik, kayırmacılık, sendikalı öğretmenlere yönelik baskılar uzun yıllardır devam ediyor. 19 Marttaki gözaltı saldırısının ardından başlayan protestolar, gençlerin devam eden eylemleri, boykot vb. eylemler karşısında rejim baskılarını ve saldırılarını arttırdı. Eğitim-Sen’in gençlerin boykotuna destek vermesinin ardından sendika yöneticilerine ev hapsi verildi, tutuklamalar oldu. Ancak bu baskılar gençlerin öfkesini daha da biledi. Tam da bu süreçte rejimin sindirme ve cezalandırma politikasının bir parçası olarak proje okul atamalarının yapılması zaten eğitimde biriken sorunlara tepkili olan liselilerin ve velilerin öfkesini taşırdı. 19 Marttan bu yana gerçekleşen protestolarda korku duvarlarının yıkılmasının etkisi liselerde gerçekleşen protestolarda da görülüyor. Liseliler, velileri ve öğretmenleriyle birlikte eylemlerine devam etmek üzere çağrılar yapıyor.