İSTANBUL – Sivil Toplum Kuruluşları, (STK) Asgari Ücret Değil İnsanca Yaşam Ücreti Platformu ve siyasi partiler, asgari ücretin 4 bin 250 TL olarak belirlenmesini protesto etmek için Kadıköy’de bulunan Süreyya Operası önünde açıklama yaptı. “Sefalet ücretini kabul etmeyelim. Sömürü, rant, kalan, savaş düzenine karşı birleşelim” pankartı açılan açıklamada, “Sıfır zamma hayır insanca yaşanabilir ücret ” dövizleri taşındı. Açıklamada sık sık “Yaşasın sınıf dayanışması” ve “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek” sloganları atıldı.
SEFALET İÇİN ZEMİN OLUŞTURULUYOR!
Asgari Ücret Değil İnsanca Yaşam Ücreti Platformu Bileşenleri adına açıklamayı okuyan Gül İnce, asgari ücretin sefalet ücreti olarak açıklandığını söyleyerek, bunun bir orta oyun olduğunu ifade etti. Asgari Ücret Komisyonu’nun yalan makinesinden ibadet olduğunu belirten İnce,”Erdoğan, Çalışma Bakanlığı,TİSK ve Türk-İş bürokratları her fırsatta sermayenin çıkarlarını gözeten açıklamalarla toplumun karşısına çıktılar. Asgari ücrete yüksek zam yapılması halinde işten atmaların artacağını ve milyonların işsiz kalacağını, istihdamı arttırmanın yolunun ülkeyi ucuz işgücü cennetine çevirmekten geçtiği propagandasını sıklıkla ifade ettiler.Bu gibi açıklamalarla algı operasyonu yaparak, işçi ve emekçilerin gözünü korkutarak sefalet ücretine mahkûm etmenin zeminini oluşturmaya çalıştılar” dedi.
‘KRİZİN BEDELİNİ BİZ ÖDEMEYECEĞİZ’
2021 yılının Ocak ayının başında açıklanan asgari ücretin alım gücündeki kaybı dahi gidermediğini ifade eden İnce, yılbaşında 380 dolar olan asgari ücretin şu anda 270 dolar olduğuna işaret etti. İnce, sözlerine şöyle devam etti: “Krizi biz yaratmadık, bedelini de biz ödemeyeceğiz. Sermaye ve iktidar krizi kendileri için fırsata çevirdiler. Pandemi koşullarını da kendileri için fırsata çevirerek ücretlerde azaltma, kısa çalışma ödeneği, Kod 29 saldırısı, uzun ve ağır çalışma koşullarını hayata geçirdiler. Sermaye sahipleri bu saldırıların hayata geçtiği dönemlerde ise devasa büyüme rakamları açıkladılar. Temel tüketim ürünlerine her saat yeni zamlar geliyor. Sene başında ekmek 1,25 TL iken şimdi 3,5 TL’ye çıkmış bulunuyor. Biraz daha ucuz ekmek almak için Halk Ekmek büfeleri önünde oluşan kuyruklar her gün uzuyor. Ayçiçek yağı, peynir, zeytin gibi ürünler asgari ücretle geçinmek zorunda kalanlar için adeta lüks oldu. Gerçek enflasyon almış başını gidiyor. Türk lirası 1 yılda döviz karşısında %95 değer kaybına uğradı. Dolarla ne işiniz var diyenler ihaleleri dolar kuru üzerinden alırken milyonlara ise “şükredin” diyorlar. Ülke, işçi ve emekçiler için adeta bir cehenneme dönüşmüş durumda. ‘Geçinemiyoruz’, ‘insanca çalışma ve yaşam koşulları istiyoruz’ diyenleri ise polis copu ve keyfi yasaklarla susturmaya çalışıyorlar. Resmi rakamlara göre dahi yoksulluk sınırı altında kalan ücretle yaşamaya mahkûm edilenlerin öfkesinden korkuyorlar. Krizi fırsata çevirenler, servetlerini arttırma derdine düşenler insanlığa açlık, yoksulluk, geleceksizlik, kan ve gözyaşından başka bir şey sunamazlar.”
‘TEK ÇARE ÖRGÜTLENMEK’
Bu düzenin bir sömürü düzeni olduğunu ve yıkılması gerektiğinin altını çizen İnce, “Sömürü düzeni devam ettikçe de emeğimizi, alınterimizi çalmaya devam edecekler. Yaşadığımız sorunların tek bir çözümü var; İşçi ve emekçiler olarak örgütlenmek. Bunun için yapmamız gerekenler hayatın olduğu her yerde, tabandan birliğimizi sağlamak ve en önemli silahımız olan üretimden gelen gücümüzü kullanmaktır. Bizden çaldıklarını almamızın birliğimizi güçlendirmek ve mücadeleyi büyütmekten başka yolu yoktur” diye belirtti.
İnce, 18 Aralık’ta yapacakları eyleme herkesi davet ederek mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.(ma)