21. yüzyıl, kapitalizmin derinleşen krizlerinin gölgesinde işçi sınıfının yeniden yükselişine tanıklık ediyor. Küresel eşitsizlik, emek sömürüsü, ekolojik yıkım ve emperyalist savaşlar, işçi sınıfını grevler, direnişler ve örgütlü mücadelelerle tarih sahnesine geri çağırıyor. Karl Marx’ın Komünist Manifesto’da ifade ettiği gibi:
“Proletaryanın hareketi, mevcut toplumsal ve üretim koşullarını ortadan kaldırmayı amaçlayan bağımsız bir harekettir.”
Bu yazıda, 21. yüzyılın işçi sınıfı hareketlerini, öne çıkan grev ve direnişleri, kapitalizmin krizlerini ve işçi sınıfının toplumu dönüştürme potansiyelini ele alıyoruz.
Kapitalizmin Krizleri İşçi Mücadelelerini Tetikliyor
Kapitalizm, 21. yüzyılda yapısal krizlerle sarsılıyor. 2008 küresel finans krizi, neoliberal politikaların iflasını gözler önüne serdi. Oxfam’ın 2025 raporuna göre, küresel servetin %54’ü, dünyanın en zengin %1’inin elinde birikiyor. Bu eşitsizlik, Marx’ın kapitalizmin zenginliği bir kutupta, yoksulluğu diğer kutupta biriktireceği öngörüsünü doğruluyor.
Ekolojik kriz, kapitalizmin kâr odaklı üretiminin yıkıcı sonuçlarını ortaya koyuyor. Marx, Kapital’de doğanın kapitalist sömürüyle tahrip edildiğini belirtir:
“Kapitalist üretim, toprağın verimliliğini uzun vadeli olarak değil, yalnızca anlık kâr için kullanır.”
Fosil yakıt şirketlerinin iklim krizini derinleştirmesi, işçi sınıfını ekolojik adalet mücadelesine yöneltti. Emperyalist savaşlar ise kapitalizmin kaynak ve hegemonya mücadelesini yansıtıyor. Lenin’in Emperyalizm’de tanımladığı gibi, kapitalizmin tekelci aşaması, savaş ve sömürüyü kaçınılmaz kılıyor. Ukrayna’daki savaş, İran’daki savaş ve Gazze’deki çatışmalar, bu gerçeği somutlaştırıyor.
Bu krizler, savaşlar, çatışmalar, güvensizlik ve geleceksizlik ortamı, tek tek ülkelerdeki ve genel olarak dünyadaki güncel somut gerçekler karşısında işçi sınıfının salt ekonomik mücadelelerinin yetersizliğine işaret ederken, işçi sınıfını politik ve toplumsal bir mücadele öznesi olmaya davet ediyor. Henüz herhangi bir coğrafyada işçi sınıfının ve öncülük iddiasındaki partilerin bu davete icabet ettiklerini söylemek mümkün olmasa da, bu yönde çabaların ve eğilimlerin olduğunu da söylemek zorundayız. Somut ekonomik, toplumsal ve siyasal koşulların her geçen gün ağırlaştırdığı sınıfsal boyunduruğa karşı işçi sınıfı grevler ve direnişlerle karşı koymaya çalışıyor.
(…)
Dünyada Öne Çıkan Grevler ve Direnişler
2011 Arap Baharı ve İşçi Sınıfının Rolü
2011’de Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı sarsan Arap Baharı, işçi sınıfının devrimci potansiyelini gösterdi. Tunus’ta işsizlik ve yoksulluğa karşı başlayan protestolar, Genel İşçi Sendikası’nın (UGTT) grevleriyle birleşti ve Ben Ali rejimini devirdi. Mısır’da, tekstil işçilerinin Mahalla grevleri (2006-2008), Mübarek rejimine karşı 2011 Tahrir Meydanı ayaklanmasının zeminini hazırladı. Bu hareketler, işçi sınıfının rejimleri sarsma gücünü ortaya koydu, ancak devrimci önderlik eksikliği nedeniyle kazanımlar hem sınırlı kaldı hem de bölgedeki hegomonik güçlerin planları doğrultusunda konsolide edildi.
2019-2020 Hindistan Çiftçi Grevleri
Hindistan’da, 2020-2021’de neoliberal tarım reformlarına karşı 250 milyona yakın çiftçi ve işçi grev yaptı. Çiftçiler, Delhi’yi kuşatarak bir yıl boyunca direndi ve Modi hükümetini reformları geri çekmeye zorladı. Bu mücadele, işçi sınıfının köylülerle ittifak kurarak kapitalist politikaları püskürtebileceğini gösterdi. Sendikaların ve sol hareketlerin koordinasyonu, zaferin anahtarıydı.
2022 İngiltere Grev Dalgası
İngiltere’de, 2022’de enflasyon ve yaşam maliyeti krizine karşı demiryolu işçileri, sağlık çalışanları ve öğretmenler genel grevler düzenledi. “Yeter Artık” (Enough is Enough) kampanyası, işçileri birleştirdi. Bu grevler, neoliberalizmin işçi sınıfına dayattığı sefalet koşullarına karşı bir isyan olarak, sınıf bilincinin yeniden canlandığını gösterdi.
2023 Fransa Emeklilik Reformu Protestoları
Fransa’da, 2023’te Macron hükümetinin emeklilik yaşını yükseltme girişimine karşı milyonlarca işçi sokaklara çıktı. Genel grevler, limanları ve enerji sektörünü durdurdu. CGT sendikasının öncülüğündeki bu hareket, kapitalist devletin baskıcı yüzünü ortaya çıkardı. Her ne kadar reform durdurulamasa da, işçi sınıfının mücadele azmi, gelecekteki hareketler için ilham kaynağı oldu.
Amazon ve Platform İşçileri Direnişleri
Küreselleşme ve dijital ekonomi, yeni bir işçi sınıfı kategorisi yarattı: platform işçileri. Amazon işçileri, 2021’de ABD’de sendikalaşma mücadelesi başlattı. Bessemer, Alabama’daki Amazon deposunda başlayan direniş, düşük ücretlere ve insanlık dışı çalışma koşullarına karşı bir isyandı. Benzer şekilde, Uber ve Deliveroo sürücüleri, Avrupa ve Latin Amerika’da grevler düzenledi. Bu hareketler, 21. yüzyıl işçi sınıfının değişen yapısını ve örgütlenme potansiyelini yansıtıyor.
2024 Yılında Dünya Çapında İşçi Grevleri
2024 yılı, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde işçi grevlerinin yoğun olduğu bir yıl oldu. ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu (BLS) verilerine göre, 1.000’den fazla işçiyi kapsayan 31 büyük grevde yaklaşık 271.500 işçi yer aldı. Bu, 2023’e göre azalma gösterse de, pandemi öncesi dönemlere kıyasla hala yüksek bir seviye. Eğitim ve sağlık hizmetleri sektörü en çok etkilenen alan oldu (126.500 işçi).
Öne çıkan grevler:
- Doğu ve Körfez Kıyısı liman işçileri grevi (Ekim 2024): Yaklaşık 45.000-50.000 liman işçisi (ILA sendikası), ücret artışı ve otomasyon karşıtı taleplerle grev yaptı. 1977’den beri en büyük liman greviydi; 3 gün sürdü ve tentative anlaşmayla (6 yılda %62 ücret artışı) Ocak 2025’e ertelendi.
- Boeing işçileri grevi: Makine işçileri (IAM), ücret ve çalışma koşulları için uzun süreli grev yaptı; önemli kazanımlar elde edildi.
- Otel işçileri grevi (Eylül 2024): Marriott, Hilton ve Hyatt otellerinde 10.000’den fazla işçi (Unite Here sendikası) katıldı.
- Starbucks işçileri grevleri: Birçok şehirde devam eden eylemler.
- Diğer: Sağlık çalışanları, öğretmenler ve telekomünikasyon işçileri grevleri.
Avrupa’da:
- Kuzey İrlanda’da kamu sektörü grevi (150.000 işçi, 50 yılın en büyüğü).
- Yunanistan, Almanya ve İtalya’da çeşitli sektör grevleri (tren, havaalanı vb.).
Asya ve diğer bölgelerde:
- Avustralya’da DP World liman grevi.
- Samsung Elektronik işçilerinin Güney Kore’deki grevi (ilk kez).
Küresel olarak, ücret artışı, çalışma koşulları ve otomasyona karşı talepler ön plandaydı. Cornell ILR Labor Action Tracker’a göre, grev sayısı 2023’e göre azalsa da hala aktifti.
2025 Yılında Dünya Çapında İşçi Grevleri
2025 yılı henüz tamamlanmadığı için tam istatistikler mevcut değil (BLS 2025 verileri Şubat 2026’da yayınlanacak). Ancak yıl boyunca devam eden ve yeni grevler gözlendi; işçi hakları küresel olarak gerileme gösterdi (ITUC Global Rights Index 2025: %87 ülkede grev hakkı ihlal edildi).
Öne çıkan grevler ve olaylar:
- Starbucks işçileri grevi (Kasım-Aralık 2025): ABD’de “Red Cup Rebellion” olarak bilinen eylem, 100’den fazla mağazayı kapsadı; ücret, personel ve çalışma saatleri talepleriyle devam ediyor.
- Almanya havaalanı grevi (Mart 2025): Verdi sendikası öncülüğünde büyük havaalanlarında 24 saatlik grev; yarım milyondan fazla yolcu etkilendi.
- Fransa’da genel grev çağrıları (Aralık 2025): Bütçe kesintilerine karşı kamu sektörü eylemleri.
- Hindistan genel grevi: Milyonlarca işçi, Modi hükümetinin politikalarına karşı katıldı.
- Potansiyel liman grevi tehdidi: 2024 anlaşmasının uzatılmasıyla Ocak 2025’te yeni grev riski vardı, ancak çözüldü.
Diğer bölgelerde kamu sektörü, ulaşım ve perakende grevleri devam etti. Tüm dünyada iİşçi haklarında kısıtlamalar artarken, grevler ücret eşitsizliği ve çalışma koşulları odaklı sürüyor.
2025 Yılında Türkiye’deki Grevler
Kamu Sektörü Grevleri: En Geniş Kapsamlı Eylemler
Kamu işçileri, 2025’in en büyük grev dalgasını oluşturdu. Yaklaşık 600 bin işçiyi kapsayan Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmeleri, yıl boyu gerilim kaynağıydı. Hükümetin düşük zam teklifleri (2025 ilk altı ay için %16, toplamda %25,3), sendikaların taleplerini (%80-90 arası) karşılamayınca eylemler patlak verdi.
- Türk-İş ve Hak-İş Koordinasyonlu Grevler (Haziran-Temmuz 2025): Türk-İş, 24 Haziran’da iş yerlerine yakın noktalarda servislerden inme eylemiyle başladı. 26 Haziran’da öğlene kadar iş bırakma, 1 Temmuz’da il merkezlerinde toplanma, 3 Temmuz’da AKP il binaları önünde basın açıklaması ve 8 Temmuz’da iş yerlerinde geceleme eylemleri yapıldı. 17 Temmuz’da tam gün iş bırakma planlandı. Hak-İş de benzer eylemlerle destek verdi. Talepler: %125 zam, %15 sabit vergi dilimi, 40 saat çalışma süresi, tayin hakkı, tahsil farkı ve meslek kodu güncellemesi. 4 Temmuz’da İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nde fiili grev başladı. Ancak grevler, “milli güvenlik” gerekçesiyle ertelendi.
- Ağustos Kamu İşçileri Grevi: 18 Ağustos’ta Memur-Sen, Kamu-Sen, Birleşik Kamu-İş, KESK gibi konfederasyonlar bir günlük genel grev düzenledi. Yüz binlerce işçi katıldı; demiryolları, postane, hastaneler ve üniversitelerde hizmetler durdu. Talepler: Enflasyonun üzerinde zam (%64,77 TÜFE’ye karşı %30-35 hedefi yetersizdi). Hükümet, 2026 için %11 + %7 teklif etti; grev sonrası %1 artışla yetindi. Geniş işsizlik oranının %32’ye yükselmesi, grevin arka planını oluşturdu.
- Aralık İş Bırakma Eylemleri: Birleşik Kamu-İş, 19 Aralık’ta ülke çapında iş bırakma kararı aldı. Açlık sınırı 30.327 TL’ye yükselirken, yoksulluk sınırı eleştirildi. Kamu-AR verilerine göre, grev eğitim ve sağlık sektörlerini etkiledi; yarım milyondan fazla kişi mağdur oldu.
Madencilik ve Ağır Sanayi Grevleri
Madencilik sektörü, grev ertelemelerinin en çok yaşandığı alan oldu.
- Türkiye Maden-İş Grevi (Temmuz-Ağustos 2025): 1 Ağustos’ta başlaması planlanan grev, 31 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla “milli güvenlik” gerekçesiyle ertelendi. Talepler: Ücret artışı ve çalışma koşulları iyileştirmesi. Erteleme sonrası hükümet-sendika anlaşmasıyla %62 zam sağlandı, ancak işçiler memnuniyetsiz kaldı. Divriği madencileri yürüyüşü de bu süreçte dikkat çekti.
- Çiftay ve Diğer Maden Grevleri: Çiftay işçileri, ücret ve koşullar için grev yaptı; yıl boyu devam eden eylemlerle kısmi kazanımlar elde edildi.
Eğitim ve Sağlık Sektöründe Grevler
Eğitim ve sağlık, grevlerin yoğunlaştığı diğer sektörlerdi.
- Özel İtalyan Lisesi Öğretmen Grevi (Aralık 2025): Türk öğretmenler, İtalyan meslektaşlarına göre 6 kat düşük maaş ve ağır ders yükü nedeniyle grev başlattı. Okul idaresi soruşturmalar açtı, ancak düzmece olduğu kanıtlandı. Mücadele İtalya’da da gündem oldu.
- Özel Okmeydanı Hastanesi Grevi: Sağlık işçileri, ücret ve personel eksikliği için grev yaptı; 300 gün süren eylem Ekim’de öne çıktı.
- BES Sendikası Eylemleri: Büro emekçileri, ILO toplantısında grev hakkı ihlallerini aktardı; KHK mağduriyetleri ve idari baskılar vurgulandı.
Ulaşım ve Perakende Sektör Grevleri
- TÜVTÜRK Araç Muayene Grevi (Aralık 2025): Nakliyat-İş Sendikası öncülüğünde 8. güne ulaşan grev; grev kırıcılığına karşı dayanışma eylemleri yapıldı.
- Swatch Group Grevi (Kasım-Aralık 2025): Koop-İş Sendikası, toplu sözleşme anlaşmazlığı nedeniyle grev başlattı; ücret artışı sağlandı.
- File Market ve Diğer Perakende Grevleri: Ücret ve koşullar için eylemler; İzmir belediye şirketleri (İZENERJİ, İZELMAN vb.) grevleri, MESS metal sektörüyle kesişti.
- İzmir Belediye İşçileri: 100 bin TL maaşı yetersiz bulan sendikalar grev yaptı; TPIC operasyonlarını kapattı, 2300 işçi işsiz kaldı.
Diğer Önemli Eylemler
- Asgari Ücret ve Çocuk İşçiliği Protestoları: Asgari ücret komisyonu toplantıları sırasında eylemler; MESEM altında çocuk işçiliği (87 iş cinayeti) eleştirildi. Birlik ve Dayanışma Hareketi, Aralık’ta “Asgari Değil İnsanca Yaşam” bildirileri dağıttı.
- Genel Eğilimler: Grevler, enflasyon (%35-40 beklenen), vergi yükü ve hak ihlallerine odaklandı. ITUC Global Rights Index’e göre, grev hakkı kısıtlamaları arttı. İşçiler, işçi komiteleriyle bağımsız mücadele çağrısı yaptı.
Genel olarak, 2024 grev dalgasının etkisi hem dünyada hemde Türkiye’de 2025’te de sürdü.
İşçi Sınıfının Toplumu Dönüştürme Potansiyeli
21. yüzyıl işçi hareketleri, ‘sınıfa veda’ diyen revizyonistlere, post-marksistlere ve avrokomünistlere karşı işçi sınıfının toplumu dönüştürme kapasitesini birkez daha kanıtladı.
Şili’de 2019’da metro zammına karşı başlayan protestolar, işçi sınıfının öncülüğünde neoliberal anayasanın değiştirilmesi talebine dönüştü. Bu hareket, işçi sınıfının ekonomik talepleri politik bir hedefe taşıyabileceğini birkez daha gösterdi.
Küba ve Venezuela gibi deneyimler, işçi sınıfının anti-emperyalist mücadeledeki rolünü ortaya koyuyor. Küba, ABD ambargosuna rağmen sağlık ve eğitimde başarılar elde etti. Venezuela’da, Maduro hükümeti, petrol işçilerinin desteğiyle emperyalist yaptırımlara direnebildi.
İşçi sınıfı, ekolojik mücadelelerde de öncü bir rol oynuyor. “Yeşil Yeni Düzen” gibi reformist önerilere karşı, Marksist ekolojistler, kapitalist üretim ilişkilerinin sona ermesi gerektiğini savunuyor. Örneğin, Almanya’da Fridays for Future hareketiyle maden işçilerinin birleşmesi, iklim adaleti ve sınıf mücadelesinin kesişimini ortaya koydu.
Rosa Luxemburg’un dediği gibi:
“Devrim, kitlelerin tarih sahnesine girişidir.”
21. yüzyılın işçi hareketleri, bu girişin işaret fişekleri sayılabilir. Teknoloji ve küreselleşme, işçi sınıfının önceki yüzyıldaki gerçeklerini tâli bakımdan kısmen değiştirdi; ancak ücretli emek sömürüsü, sınıf mücadelesinin temelini oluşturmaya devam ediyor.
Zorluklar Var, Sorunlar Dağ Gibi Ama Umut Var!
21. yüzyıl işçi hareketleri, önemli zaferler elde etse de zorluklarla karşı karşıya. Sendikaların bürokratikleşmesi, reformist politikaların etkisi ve devrimci önderlik eksikliği, mücadelelerin potansiyelini sınırlıyor. Gezi Direnişi’nde yada Arap Baharı’nda işçi sınıfının devrimci enerjisi, örgütlü bir sosyalist hareketin yokluğunda dağıldı ve kitlesel enerji asıl hedefine ve devrimci hedeflerine yöneltilemedi.
Küresel kapitalizm, işçi sınıfını parçalamak için esnek çalışma, taşeronlaşma ve göçmen emeği gibi araçlar kullanıyor. Ancak bu koşullar, yeni mücadele biçimlerini de doğuruyor. Ev işçileri, göçmen işçiler ve prekarya, İmece Ev İşçileri Sendikası gibi yenilikçi örgütlenmelerle seslerini yükseltiyor.
Dijital platformlar, işçilerin küresel dayanışmasını kolaylaştırıyor. 2024’te Avrupa’daki grev dalgası, sosyal medya aracılığıyla koordineli bir şekilde yayıldı. Bu açıdan bakıldığında denilebilir ki en basit ve sıradan görünen, gündelik hayata dahil edilmiş kimi teknolojik olanaklar dahi doğru ve yerinde kullanıldığında, işçi sınıfının enternasyonalist karakterini güçlendirmek için kullanılabilir.
Pozitif bilimin burjuva devletlerin ve emperyalist haydutların tekelinde olduğu, teknolojinin baş döndürücü ve hatta (özellikle savaş sanayii alanında) dehşet verici bir ivme kazandığı bu yüzyılın kendine has gelişim ve deneyim dinamikleri olduğu doğru. Ne var ki her yeni gelişme, burjuvaziye sağladığı avantajlar kadar işçi sınıfına da yeni yol ve yöntem kapıları aralamaktadır.
(…)
Coğrafyamızda hem sınıf mücadelesinin hem de mücadele örgütlerinin önünde acilen çözülmesi gereken güne ve yarına ilişkin sorunlar, aşılması gereken ciddi zorluluklar olduğu doğru. Hatta diyebiliriz ki, en önemli ve aciliyetli stratejik mesele, ideolojik ve örgütsel açıdan donanımlı, sınıf mücadelesinin düne ve bugüne dair sorunlarına çözümler üretebilen, yarını örgütleyebilecek, devrim mücadelesinin ihtiyaçlarını güncel sınıfsal ve toplumsal mücadeleler ekseninde birleştirip bir yandan sınıf mücadelesini geliştirirken diğer yandan sermaye devletinin saldırlarına rağmen kendini de güçlendirebilecek nitelikte komünist bir işçiler örgütü yaratmaktır.
(…)
21. yüzyıl, kapitalizmin krizlerinin işçi sınıfını yeniden harekete geçirdiğini gösteriyor. Hindistan’daki çiftçi grevlerinden Amazon işçilerinin direnişine, Fransa’daki genel grevlerden Şili’deki toplumsal isyanlara kadar, işçi sınıfı, toplumu dönüştürme gücünü sergiliyor. Kapitalizmin krizleri derinleştikçe, işçi sınıfının devrimci potansiyeli daha da belirginleşiyor.
(…)
21. yüzyılın işçi sınıfı halen, Marksizm-Leninizmin bilimsel rehberliğinde, kapitalizmi yıkma ve sosyalist bir dünya inşa etme misyonunu taşıyor. İşçi sınıfının mücadeleleri, insanlığın özgürleşme umudunu canlı tutuyor.
“Emeğin kurtuluşu, emekçilerin kendi eseri olacaktır.” – Uluslararası İşçi Birliği