İZMİR – Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubeler Platformu ve Eğitim Sen İzmir 2 Nolu ve 3 No’lu Şube, Eğitim-Sen Merkez Denetleme Kurulu üyesi Arzu Koç ve SES Diyarbakır Şube Yöneticisi Gülhan Tekin’in de olduğu, KESK’e bağlı iş kollarının üye ve yöneticileri sendikal faaliyetleri nedeniyle hukuksuz bir şekilde tutuklanmasına tepki gösterildi ve derhal serbest bırakılmaları. Eylem sonrası OHAL KHK’larıyla haksız ve hukuksuz yere ihraç edilen kamu emekçileri için de eylemlerinin 186.’sı düzenlendi.
“Sendikal faaliyetler suç değildir”, “Oturma eylemimiz 186. haftasında” ve “Hukuk yok sayıldı, işimiz gasp edildi, oyalama sürdü, adalet istiyoruz” yazılı pankartların açıldığı eylemde ilk olarak tutuklamalara tepki gösterildi.
‘TUTUKLANAN TÜM ARKADAŞLARIMIZ DERHAL SERBEST BIRAKILMALIDIR’
Eğitim Sen 2 No’lu Şube Başkanı Veysel Beyazadam basın metnini okudu. Sendikal eylemlerin tamamen siyasi baskı ve yönlendirmelerle suç kapsamında değerlendirilmesinin antidemokratik bir tutum olduğu kadar, gücünü yasalardan alması gerekenlerin hukuku ayaklar altına aldığı anlamını taşıdığını belirten Beyazadam, “Ancak şu çok iyi bilinmelidir ki, sendikalarımız üzerilerindeki bütün baskı ve sindirme politikalarına rağmen, yıllardır savunduğumuz ilke ve değerlerin rehberliğinde fiili ve meşru mücadelesine devam edecektir. Bir kez daha çağrıda bulunuyoruz; hukuki olmaktan çok siyasi amaçla gerçekleştirilen haksız gözaltı ve tutuklamalara son verilmeli, hukuksuz şekilde tutuklanan bütün arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır” dedi.
‘SÖYLEDİĞİMİZ GİBİ YİNE GELECEKLER’
Beyazadam’ın ardından OHAL KHK’larıyla ihraç edilenlerle dayanışmak için düzenlenen eylemin 186.’sı gerçekleşti. Bu haftanın basın metnini okuyan Eğitim Sen 3 No’lu Şube Başkanı Ümit Akıncı, OHAL Komisyonu’ndan gelen ret kararlarına dikkat çekti. Bu kararın siyasi olduğunun altını çizen Akıncı, “İsimsiz ihbar mektupları ile hakim siyasetçe yerleştirilmiş rektörlerinin hazırladığı listelerle işlerine son verilen, öğrencilerinden, çalışma arkadaşlarından ve akademiden uzaklaştırılan KHK adaletsizliğine maruz bırakılan tüm hocalarımız işlerine en kısa sürede dönecektir” ifadelerini kullandı.
KHK’ların tüm sonuçlarıyla birlikte iptal edilmesi gerektiğinin altını çizen Akıncı, şöyle devam etti: “Tüm KHK’lar iptal edildiğinde ülkenin üzerindeki kara bulutlar dağılmaya başlayacak; kamunun tüm alanlarında olduğu gibi üniversitelerde daha özgür, bilimsel, katılımcı bir renge bürünecektir. Arkadaşlarımızın ihracı ilk gündeme geldiği günden beri söylediğimiz gibi ‘yine gelecekler’.”