Benim annem Cumartesi her bir dilde çıkar sesi
Benim annem Cumartesi elinde solmuş bir resim
Benim annem Cumartesi hesap soracak öfkesi
Benim annem Cumartesi benim annem Cumartesi
…
Bandista- Benim Annem Cumartesi
1995 yılının Mart ayı ve öncesinde Türkiye’de birçok kaybolma ve faili meçhul cinayet vakası mevcuttu. Bunların çoğu ‘’kıvılcım’’ olmaktan öteye gidememiş ve tabiri caizse ‘’ateşe’’ dönüşebilmesi için 21 Mart 1995 tarihinin gelmesi gerekmiştir. 21 Mart 1995 tarihinde eve dönmesi beklenen Hasan Ocak eve dönmemiş ve kendisinden haber alınamayarak geçirilen 55 gün sonrasında, cesedi işkence edilmiş bir halde kimsesizler mezarlığında bulunmuştur. Ortada kendisinin ölümüyle ilgili birçok tanık ve kanıt olması ve buna rağmen devletin ‘’bizde yok’’ cevabı ile yetinmesi sebebiyle Hasan Ocak’ın anne ve babasının önderliğinde yaklaşık 30 kişilik bir grup, kamuoyunun ilgisini çekebilmek adına 27 Mayıs 1995 tarihinde Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi yapmıştır. Eylemin iki temel dayanağı vardır: ilki sessizlik, ikincisi ise bağımsızlıktır. İlk ilke uyarınca oturma eylemi süresince-30 dakikaya tekabül ediyor- sessiz duruluyor ve ardından basın açıklaması yapılıyordu. İkinci ilkeyle paralel olarak da hiçbir örgüt veya partinin pankart asmasına, slogan atmasına izin verilmiyordu. İzin verilmeyerek de eylemin kamuoyu önündeki sahiciliğinin, samimiyetinin ve kapsayıcılığının yitirilmemesi amaçlanıyordu.
İlk eylemden sonra her Cumartesi toplanan ve sayıları hızla artan gruba karşı bir süre sonra polis saldırıları başlar. Baskı, tehdit, müdahale ve gözaltılara rağmen eylemlerine devam eden topluluk, polis saldırılarının şiddetlenmesi ve 1093 kişinin gözaltına alınması sebebiyle eylemlerine 13 Mart 1999 tarihli 200. buluşma ile birlikte ara vermiştir.
Ara vermenin ardından beklenenin aksine kampanya devam etti ve hatta kamuoyunun daha geniş kesiminde ilgi gördü. Yaklaşık 10 yıllık bir aradan sonra topluluk, 1915’te kaybolan Ermeni aydınlarını da kapsayacak şekilde, 31 Ocak 2009 tarihinde yeniden eylemlerine başladı. Eylemleri hâlâ aynı yerde, aynı saatte ve aynı nitelikte devam etmekte.
Mayıs Meydanı Anneleri
Bir tek mücadele kaybedilir; o da terk edilen mücadeledir.
Mayıs Meydanı Anneleri
Cumartesi annelerinin esin kaynağı Mayıs Meydanı anneleri (madres de la plaza de mayo), Arjantin’de askeri darbe sonrasında oluşan militer rejimin 1976-1983 yıllarında kaybettiği veya faili meçhul diyerek öldürdüğü çocukların izinin sürülmesini devletten talep eden ve bu amaçla kamuoyu oluşturmaya çalışan topluluktur. İlk kez 1977 yılında, saat üç buçukta ve tam olarak Mayıs Meydanı’nda başkanlık sarayının önünde toplanan Mayıs Meydanı Anneleri, yıllar geçmesine rağmen hâlâ eylemlerine devam etmekte.
Mayıs Meydanı Anneleri ile ilgili belirtilmesi gereken önemli bir nokta da, her zaman başlarına geçirdikleri beyaz mendilleridir. Askeri diktatörlük döneminin ‘’kirine’’ tezat olması amacıyla takılan bu beyaz mendiller, hem kamuoyunun onları tanıması hem de grubun birbiri ile kaynaşması ve topluluk bilinci oluşturma amacı taşımaktadır. Benzer şekilde Cumartesi anneleri de Kürt kültüründe barış sembolü olan tülbenti aynı amaçlarla takmışlardır.
Amaçları
Topluluğun üç temel amacı vardır:
- Kayıpların akıbetlerinin açıklanması ve eğer ortada bir cinayet varsa faillerinin bulunup yargılanması.
- Türk Ceza Kanunu’nun insanlığa karşı suçları düzenleyen 77.maddesine zorla kaybetme suçunun da eklenmesi.
- Birleşmiş Milletler Gözaltında Kayıplar Sözleşmesi’nin imzalanması ve sonrasında iç hukuka aktarılması.
Görüldüğü üzere hepsi de Türkiye Cumhuriyeti’ne yöneltilen ve sadece devlet tarafından yerine getirilebilecek taleplerdir.
Kaynakça
Yılmaz, Ayfer Genç. «Toplumsal Hareketin Kalbinde Bir Yeni Özne: Anneler.» Marmara Üniversitesi Siyasal Bilimler Dergisi (2014): 51-74.
https://t24.com.tr/haber/500-haftasinda-cumartesi-anneleri-neler-yasadilar-ne-istiyorlar,274952
https://tr.wikipedia.org/wiki/Cumartesi_Anneleri
http://wikisosyalizm.org/Cumartesi_anneleri