Burjuva Hukukunun Gezi ile İmtihanı: İpe Sapa Gelmez ‘İddialar’, Temelsiz Suçlamalar…

Gezi davasının gerekçeli kararı açıklandı. Kararda Osman Kavala’nın Gezi’ye masa, iskemle getirtmesi, Mücella Yapıcı’nın “İşimiz var devrim yapacağız” demesi suça gerekçeler arasında sayıldı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine göre Osman Kavala Açık Toplum Vakfı üzerinden Gezi eylemlerini Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Ali Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi, Çiğdem Mater ve Mine Özerden’le birlikte organize etmiş.

Gezi Davasında Osman Kavala’ya hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüsten ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi’ye ise bu suça yardımdan 18 yıl hapis cezası veren İstanbul 13. Mahkemesi gerekçeli kararını açıkladı.

TELEFON DİNLEMELERİ SAVUNULDU

Davada özellikle 2013’te FETÖ’den firari savcı ve polislerin talimatlarıyla yapılan telefon dinlemelerini çok tartışılmıştı. Gerekçeli kararda bu dinlemelerin delil sayılması savunulurken Yargıtay’ın dinlemeyle ilgili kararına şu atıf yapıldı:

“İletişimin dinlenmesi ve kayda alınması koruma tedbirinin uygulanabilmesi için sınırlı suç, kuvvetli şüphe ve başka türlü delil elde edilme imkanının bulunmaması koşullarının bir arada bulunması gereklidir.”

MASA, İSKEMLE GETİREREK KALKIŞMA ORGANİZE ETMEK…

Osman Kavala’yı George Soros’la ilişkilendiren mahkeme gerekçeli kararına Gezi’nin Kavala tarafından organize edildiğini yazdı. Gezi’nin toplumsal altyapısının 2012’de oluşturmaya başladığını iddia etti.

Mahkeme, Gezi’yle ilgili tüm uluslararası girişimlerin Osman Kavala tarafından kurulduğunu, yine benzer şekilde protestolara katılanların ihtiyaçlarının Osman Kavala tarafından giderildiğini belirtti.

Kavala’dan bazı kişilerin para istemesi, Gezi Parkı’na masa, iskemle götürmesi Kavala’nın suçuna delil olarak gösterildi. Kavala’nın bir telefon konuşmasındaki şu sözleri örnek verildi: Böyle bir plastik masa bulup, çok önemli, o çok faydalı oluyor. Plastik büyükçe bir masa ve 10-15 tane iskemle olursa insanlar sürekli orada koordinasyon masası gibi şey yaparlar…”

ÇEKİLEMEYEN BELGESEL ‘SUÇ DELİLİ’ SAYILDI

Mine Özerden’in Taksim Platformu’nu büyük oranda kontrol ettiği yazılırken Çiğdem Mater’in çekemediği belgesel de gerekçeli kararda yer aldı. Bununla ilgili Whatsapp grubu kurulması gerekçeler arasında sayılırken “Gezi Kalkışması belgeseli ile ilgili bir dizi görüşmeler yaptıkları, fakat Gezi Kalkışması’nın başarıya ulaşamamış olması sebebiyle belgesel hazırlama fikrinin de yarıda kaldığı anlaşılmıştır” denildi.

Gerekçeli kararda Osman Kavala’nın belgesel, film, sergi gibi görsel materyallerin oluşturulmasına destek olduğu da yer aldı.

GAZETECİLERLE GÖRÜŞMEK SUÇ SAYILDI

Mahkeme gerekçeli kararda Osman Kavala için “Gezi Kalkışması’nda tüm karar alma ve parasal destek süreçlerinde aktif olarak bulunmasına rağmen kendisini deşifre etmemek için hiçbir resmi işlemde bulunmadığı, şiddet eylemlerinin gerçekleştiği yerlere gitmediği, sürecin en önemli akıl hocası olarak her platformda perde arkasında yer aldığı anlaşılmıştır” dedi.

Mahkeme Osman Kavala’nın Gezi Direnişi sırasında gazetecilerle yaptığı görüşmeleri de suç saydı.

EKMEKÇİ VE ALTINAY’IN ARKADAŞLIKLARI DA SUÇ SAYILDI

Mahkeme, Anadolu Kültür’ün Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Yiğit Ekmekçi’ye verilen ceza için Osman Kavala, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden ve Çiğdem Mater’le olan ilişkini gerekçe gösterdi.

Ali Hakan Altınay’ın da Ali Yiğit Ekmekçi, Osman Kavala, Gökçe Tüylüoğlu ve Can Dündar’la ilişkini suç saydı.

İkisi için de aynı gerekçeyi kuran mahkeme “Bir plan ve senaryo dahilinde yürütülen kalkışma hareketinin başlaması ve tüm ülke sahasına yayılarak derinleştirilmesi kapsamında faaliyetlerinin bulunduğu, Osman Kavala’nın birtakım yurtdışı bağlantılarını ayarladığı, Kavala’ya suçun işlenmesinde yardımda bulunduğu anlaşılmıştır” dedi.

MİNE ÖZERDEN’İN BASIN AÇIKLAMASI HAZIRLAMASI SUÇ SAYILDI

Mine Özerden’in Taksim Platformu’nun koordinatörlüğünü yapmasını cezaya gerekçe gösteren mahkeme basın açıklaması hazırlaması için de “Osman Kavaya’ya yardım” dedi

MÜCELLA YAPICI’NIN ‘SUÇU’: GEZİ’Yİ SİMGELEŞTİRMEK

Mahkeme gerekçeli kararında Mücella Yapıcı’nın Taksim Dayanışması’nın sekreterliğini yürüttüğünü belirterek Tayfun Kahraman ve Can Atalay’la olan ilişkisini suçla gerekçelendirdi.

Platformun Twitter adresinden yapılan paylaşımları ‘tahrik edici’ bulan mahkeme Yapıcı için “Gezi Parkı’ndaki bazı ağaçların başka yerlere nakledilmek için sökülmesi üzerine Gezi Parkı’nda çalışma yapan iş makinelerinin önüne geçerek park içerisinde çadır kurdukları, Gezi Parkı’nda eylem yapılması için sosyal medyadan halkı parka çağırdıkları, bu çağrılar üzerine başta marjinal gruplar olmak üzere bir çok farklı grubun Gezi Parkı’na gelerek eyleme katıldığı, ilerleyen süreçte bu eylemlerin kolluk kuvvetlerine yönelik taşlı-sopalı-molotoflu- ses bombalı-sapan ve bilyeli saldırılara ve parkı işgale dönüştüğü, böylece olayların başlangıç fitilinin ateşlendiği ve Gezi Parkı’nın simgeleştirildiği tespit edilmiştir.” dedi.

‘İŞİMİZ VAR DEVRİM YAPACAĞIZ’ DEMEK SUÇ SAYILDI

Mücella Yapıcı hakkında ise “provokatif paylaşımların sosyal medyada yaygınlaştırılması, bir elden twitter üzerinden paylaşımlarda bulunulmasından sorumludur” denildi. Yapıcı’nın bir görüşmede “İşimiz var devrim yapacağız” demesi de cezaya neden olan unsurlar arasında sayıldı. 2011 yılından itibaren Mücella Yapıcı, Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ın irtibat kurması da kalkışma organizasyonu anlatmak için kullanıldı. Fakat bu üç ismin de, meslek örgütü TMMOB’da uzunca süre görev yaptığı biliniyor.

CAN ATALAY’IN GEZİ RUHUNU YAŞATMASI SUÇ(MUŞ)

Can Atalay’ın Taksim Dayanışması’nın avukatlığını yaptığını belirten mahkeme Mücella Yapıcı için yaptığı gerekçelendirmenin aynısını Atalay için de yaptı.

Atalay’ın basın açıklamalarını ‘provokatif’bulan mahkeme, açıklamalar için ‘gerçekle bağdaşmayan’ dedi. Ayrıca yurttaşları kolluk kuvvetlerine karşı kışkırttığını iddia etti.

Can Atalay’ın Gezi’den sonra Gezi’nin ruhunu yaşatmaya çalıştığını da belirten mahkeme gerekçeli kararında şöyle dedi:

“Can Atalay’ın Gezi Kalkışmasının fiili olarak başlamasının ardından birçok eylemde en ön safta bulunarak eylemcileri yönlendirdiği, zaman zaman minibüslerin üzerine çıkarak zaman zaman grupların önünde megafonla/mikrofonla eylemcileri galeyana getirecek konuşmalar yaptığı, gruplara provokatif sloganlar artırdığı, eylemleri engellemeye çalışan koltuk kuvvetleri ile birçok defa tartışmalar yaparak grupları kışkırttığı ve böylelikle şiddet eylemlerine zemin hazırladığı tespit edilmiştir.

“Yine sanığın, medyada birçok provokatif açıklamalar yaptığı. Sosyal medya üzerinden de vatandaşların kalkışmaya katılmaları için sürekli olarak kışkırtıcı paylaşımlarda bulunduğu tespit edilmiştir.”

TAYFUN KAHRAMAN’A DA YAPICI İLE İLGİLİ AYNI SUÇLAMALAR YÖNELTİLDİ

Mahkeme Tayfun Kahraman için de Mücella Yapıcı ve Tayfun Kahraman’a yaptığı değerlendirmenin neredeyse aynısını yaptı.

“Kalkışmanın fiili olarak başlaması ile de Taksim Dayanışması üyelerinin yazılı, görsel ve sosyal medya üzerinden yoğun dezenformasyon faaliyetleri yürüttükleri birçok asılsız haberi kasıtlı olarak paylaştıkları, halkın hassasiyetini kullanarak provakatif faaliyetlerde bulundukları, böylece halkı Emniyet güçlerine karşı yasadışı eylem ve gösteri yapmaya tahrik ettikleri tespit edilmiştir.

“Tayfun Kahraman’ın Taksim Dayanışması yönetim toplantılarında, kalkışmanın yönlendirilmesi ve yönetilmesinde aktif olarak görev aldığı, sosyal medya hesabından da yoğun olarak halkı Gezi Kalkışması’na katılmaya davet eden provokasyon içerikli paylaşımlar yaptığı tespit edilmiştir.

“Bununla birlikte Gezi Kalkışmasının fiili olarak başlamasının ardından Taksim Dayanışması kapsamında birçok provokatif basın açıklaması yaptığı, yaptığı basın açıklamalarında gerçekle bağdaşmayan bilgiler vererek vatandaşları koltuk kuvvetlerine karşı kışkırttığı ve kalkışmaya katılmaya davet ettiği tespit edilmiştir. “

Exit mobile version