İSTANBUL – Emek Çalışmaları Topluluğu, 2021 yılına dair ülkede gerçekleşen işçi eylemlerine ilişkin “İşçi Sınıfı Eylemleri Raporu”nu yayınladı. Friedrich Ebert Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği’nin katkılarıyla hazırlanan raporda, eylem türleri “İş Yeri Temelli Eylem Vakaları” ile “Genel Eylem” başlığıyla yapılan analizler yer alırken, eylemin nedenleri, işçilerin talepleri, eylemin düzenlendiği mekanlar ve eylemleri düzenleyen sivil toplum örgütleri de yer aldı.
2021 YILINDA BİN 480 EYLEM YAPILDI
Raporda, yıl içinde bin 480 tekil işçi eyleminin gerçekleştiği ve işçi sınıfının her gün ortalama dört eylemin gerçekleştirdiği belirtildi. Raporda 2020’de 706 olan toplam eylem sayısının 2021’de önemli bir artışla 827’ye çıktığı kaydedildi.
GREV DALGASI
2020’den 2021’e iş yeri temelli eylem vakalarına katılan eylemci sayısı yaklaşık olarak 46 binden 83 bin olarak belirtilirken aynı dönemde genel ve dayanışma eylemlerine katılan eylemci sayısı da yaklaşık olarak 20 binden 40 bine çıktığı belirtildi. İşçi sınıfının, 2021 yılındaki hak arama arayışının Koronavirüs salgını süreciyle beraber daha fazla ortaya çıktığı ifade edilen raporda “Bu yükseliş 2022’nin ilk iki ayında yaşadığımız ciddi grev dalgasının da habercisidir” denildi.
OTORİTERLEŞME İLE GREVLER ARTTI
Raporda şu ifadelerde yer aldı: “Demokratik bir ortamın söz konusu olduğu 2015 yılında 628 olan iş yeri temelli eylem vakası sayısı, sürekli derinleşen bir otoriterleşme sürecinin hüküm sürdüğü 2016-2019 yıllarında 420-438 bandına düşmüş, 2020’de de hükümetin salgında patronları kollayan uygulamaları ile 389’a kadar inmişti. 2 Ancak bu sayı 2021’de 468’e, yani 2016’dan bu yana en yüksek düzeye yükselmiş oldu. 2020’de yüzde 26 olan hak geliştirme oranında dramatik bir artış yaşanmıştır. Tüm bu veriler 2021 yılında işçi sınıfı mücadelesinde önemli bir yükseliş yaşandığına işaret etmektedir. 2021’in iş yeri eylem nedenlerindeki en belirgin özgünlük Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri ve sendikalaşma nedeniyle yapılan eylemlerin oranındaki yüksekliktir. Bu oranlardaki artış değerlendirilirken 2021’de iş yeri temelli eylem sayısının da 2016’dan beri en yüksek sayısına ulaştığı da göz önünde bulundurulmalıdır.”
RAPORDA ÖNE ÇIKANLAR
Friedrich Ebert Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği’nin katkılarıyla hazırlanan rapora göre 468 iş yeri temelli eylem vakasında dikkat çekenler şöyle:
- İş yeri temelli eylem vakalarına katılan işçi sayısı yaklaşık 83 bin.
- İş yeri temelli vakaların %47’si özel sektörde kadrolu/düzenli çalışanlar (taşeron ya da düzensiz işçi olmayan özel sektör çalışanları) tarafından gerçekleştirildi. Vakaların %24’ü memurlar, %11’i ise kamu taşeronu ve/veya belediye iktisadi teşebbüsleri (BİT) çalışanları tarafından gerçekleştirildi.
- İş yeri temelli eylem vakalarının %63’ünde basın açıklaması yapıldı. Vakaların %18’inde fiili grev, %15’inde kalıcı direniş, %15’inde ise iş yerinde basit eylem gerçekleştirildi.
- İş yeri temelli eylem vakalarının %32’sini toplu iş sözleşmesi sürecindeki sendikalı işçilerin süreci kendi lehlerine çevirmek için gerçekleştirdiği eylemler oluşturdu. Vakaların %26’sında işten atma, %18’inde ise sendikalaşma nedenleri rol oynadı.
- 468 iş yeri temelli eylem vakasının ortalama eylem süresi 15 gün. Bir başka deyişle işçiler/memurlar bir vakada ortalama 15 gün eylem yaptı. Öte yandan vakaların 278’i (%59’u) bir gün içerisinde gerçekleşip sonlanan eylemler.
- İş yeri temelli eylem vakalarının %29’unda üretimi durduran ya da yavaşlatan bir eylem gerçekleşti. Bu oran 2020’de de %26 idi.
- İş yeri temelli eylem vakalarının %65’i hak geliştirme niteliğine sahip. Kalanı ise savunma niteliğinde. 2020’de %26 olan hak geliştirme oranının bu dramatik yükselişi, Türkiye işçi sınıfının 2021’de bir adım ileri çıkmış olmasının bir diğer önemli göstergesi.
- İş yeri temelli eylem vakalarının %22’si metal işkolunda, %13’ü sağlık ve sosyal hizmet kolunda, %10’u genel işler işkolunda gerçekleşti.
- Türkiye işçi sınıfı hakkını aramak için 2021’de artan bir şekilde sendikalaşmaya yöneldi, patronlar da buna rekor sayıda işten atmalarla yanıt verdi. Basına yansıyan bir protesto eylemi gerçekleştirilen iş yeri mücadelelerinde, hakkını aradığı için en az 1736 işçinin işten atıldığı tespit edildi. Bunlardan 1634’ü iş yerinde sendikalaşmaya çalışırken işten atıldı. Bu sayı 2015’ten beri tespit edilen en yüksek sayı.
- İş yeri temelli eylem vakalarının %57’si bir işçi sendikası, %21’i bir memur sendikası tarafından yapılırken, eylemlerin %15’i herhangi bir kurumun dahiliyeti olmadan sadece işçiler tarafından gerçekleşti.
- En çok eylem vakası örgütleyen sendikalara bakıldığında birinci sırada 51 vakayla KESK’e bağlı SES, ikinci sırada 49 vakayla Birleşik Metal-İş, üçüncü sırada ise 43 vakayla Türk Metal geliyor.
347 genel eylem vakasında dikkat çekenler ise şöyle:
- Genel eylem vakalarına katılan kişi sayısı 40 binin biraz üzerinde.
- Sendikaların örgütlediği genel eylem vakalarının %71’i DİSK’e bağlı sendikalar, %28’i KESK’e bağlı sendikalar, %18’i ise Türk-İş’e bağlı sendikalar tarafından gerçekleştirildi. Kimi eylemlerde birden fazla sendika yer aldı.
- Genel eylem vakalarının %79’unda basın açıklaması yapıldı. Vakaların %17’sinde ise iş yerinde basit eylem gerçekleştirildi.
- Genel eylem vakalarının %46’sı 1 Mayıs eylemleri. Hükümet 2021’de salgınla mücadeleye yönelik tam kapanma uygulamak için 1 Mayıs dönemini tercih etti, bu sebeple kitlesel 1 Mayıs mitingleri gerçekleştirilemedi. Ancak işçiler başka biçimlerde, örneğin işyerlerinde basın açıklamaları düzenleyerek 1 Mayıs eylemleri örgütledi. Genel eylem vakalarının %20’si ise süren ekonomik kriz ve enflasyona karşı “geçinemiyoruz” şiarıyla yapılan eylemler.
Raporun tamamına ulaşmak için buraya tıklayın.